Zeytin; bereketin diğer adı…
"Auranın rotası 1"
Umudun adı olmuş hep. Yarınlara güvenle bakabilmenin, yarınlara sağlıklı bir şekilde ulaşabilmenin ve en önemlisi de yarınlara sağlıklı bir şekilde adım atabilmenin basamağı olmuş. Kimine göre ekonomik bir kapı, kimine göre şifa rehberi ve kimine göre de yaşama sebebi. Oysaki bütün bunların hepsinin yanı sıra insanın ta kendisidir zeytin.
Tum1haber/ekonomi/özel/Azamet Üst
Aşama aşama tad alır, lezzet alır. Tam kıvamına gelince de hayat verir can verir. Lezzetinde yaşanan tarifi izah edebilen bir açıklamaya henüz rastlanılmadı ama ilahi kitaplara konu olması, peygamberlerin elinden ve hatta dilinden düşürmediği bir övgüye mazhar olmuş bir özelliğe sahip.
İnsanlığın kendi öyküsüyle başlar hayat hikâyesi. Belki de ondan daha öncesine. Hatta ve hatta insanlıktan sonra da devam edeceği düşünülüyor. O yüzden hayat iksiri ve sonsuzluğun kapısı diye adlandırmak abartı sayılmamalı.
Zeytin; kendisine has olan özelliklerinden dolayı da, kâinat üzerinde tek olmanın verdiği şımarıklıkla (ki bu şımarıklık haklı ve yerinde bir olgu olarak hemen her alanda kendisini göstermektedir) kendisiyle ilgilenecek ve hatta kendisine dokunacak ellerde bazı ayrıcalıklar aramaktadır. Sabır, özgüven, samimiyet, sadakat, iyimserlik ve iyi niyet yanı sıra en önemlisi de inanç, bu özelliklerin başlıca kalemlerini oluşturmaktadır.

Yani zeytin, kendisi gibi olmayanlarla fazla bir muhabbete girmek istemiyor ve dahi girmiyor bile.
Ergin Ailesi de zeytin ile olan tanışmalarını 3-4 kuşak gerilere giderek özetlemek istese de, bu macera dolu zorlu imtihanı geçtiklerini, zeytinle olan muhabbetlerine bağlamak gerek. Çünkü bu maceraya atılıp yarı yolda ve hatta başlamadan sona erdiren nicelerini grilerde bırakmışlardı. Büyük Dede ve ailesi Muğla-Milas'ın Bafa Gölü çevresindeki Karadiken Dağlarının eteğine göç ettikten sonra başlayan bu sonsuzluk sevda serüvenleri "delice" zeytinlerini tanımaya başladıkları zaman ortaya çıkmıştı. Adından da anlaşılacağı üzere kıvamına oturmayan ve aşamalardan geçmeyen, yoğrulmayan ve tabir-i caiz ise yorulmayan zeytin lezzete ulaşamıyordu, tıpkı insan gibi; insan da yoğrulup, yorulmayınca lezzete ulaşamıyordu. Bu mantıkla yola çıkan Büyük Baba Ergin de kendi yöntem ve taşıma usullerine göre "memecik" adını verdiği çeşit ile maceraya adım atmış olmuştu…