Merhaba sevgili dostlar ve tüm Muratpaşa aşığı arkadaşlar. Antalya'nın tam merkezi dediğimiz ilçemizde doğmuş büyümüş. Muratpaşa'nın sorunlarıyla dertlenmiş, çözümleri için eleştiriler yapmış, ne acıdır ki bir çok soruma cevap alamamış, güzellikleriyle iyi yapılanlar için kim ne yaptıysa saygı duymuş. Aynı zamanda hiçbir zaman siyasi görüşüne bakmadan savunmuş, alkışlamış bir Muratpaşa'lıyım.
Muratpaşa Belediye Başkan adayı olarak, başkan adaylarına tek eleştirim sadece Antalya ve ilçelerde değil, tüm Türkiye'deki seçim bölgelerinde adaylar aslen görevi olan yol, trafik, sosyal alan vb. olmak üzere projeler sunmaktadır, bu sizin zaten öncelikli göreviniz. Tüm bunları ısıtıp, ısıtıp lütfen önümüze koymayın.

Mesela hastane ve sağlık konuları sağlık bakanlığı yetkisinde. Aciller dolu, muayene günü alıyorsunuz ilaç yazdırabiliyorsunuz fakat bazı tetkikler için 3 ay, 6 ay gibi günler verilebiliyor. Peki bu açığı görüp evde sağlık hizmetleri dışında belediye hastaneleri kurabiliyormusunuz. O kadar çok halka hitap edecek işler yapmak yerine asıl işiniz olan yol asfaltladık, köprülü kavşak yaptık, park yaptık yada yapacaz diyorsunuz bu sizin zaten asli göreviniz değil mi?
Görüyorum ki en düşündürücü olanı da:
Mevcut başkanlar, hükümet tararafında yada seçim de belli bir yüzde oranını tutturmuş, devlet desteği alan siyasi partiler. Sahalarda otobüs, midibüs ve bolca araç giydirip dolaşıyor imkanları sonuna kadar zorluyorlar pek tabiki buraya kadar sorun yok. Şimdi duyar gibi oluyorum peki sorun ne?
Nedir biliyormusunuz, bir başkanın yada başkan adayının asla kendi gücüyle bu kadar para saçacağını düşünmüyorum. Aldığı maaş belli güç belli. Şayet fütursuzca bir harcama varsa bu gelecek rant ve çıkar içindir.
Kısaca eşit yarışmanın doğrulukluk ve hakedenin kazanacağı bir siyasi ortam yaratacağını düşünüyorum.
Biz Zafer Partisi olarak, Türkiye'nin kazanacağı, Türkiye'nin güçlü devlet, güçlü millet olacağı, hukuken eşit, çalışanın kazanacağı, Atatürk Türkiye'si milli mücadele sonrası çalışan, üreten Kısacası "fabrika ayarlarına dönmek' deniliyor ya işte güçlü Türkiye temellerinin bu olduğuna inanıyoruz.