Tarih: 05.12.2024 09:40

Uluslararası Af Örgütü’nün raporu, Filistin’deki soykırımı belgeleriyle kanıtladı

Facebook Twitter Linked-in

1,9 milyon Filistinli yerinden edildi; hayvan yemi yemek zorunda kalanlar oldu; açlık ve susuzluktan ağlayacak bile gücü kalmayan çocuklar hastanelerdeydi; 17 üniversite, 34 caminin yıkımı doğrulandı... Uluslararası Af Örgütü, 212 tanıkla konuşup, 102 İsrail yöneticisinin açıklamasını, uydu ve dijital görüntülerini, dava dosyalarını inceleyerek hazırladığı, 300 sayfalık "İnsan Değilmiş Gibi Hissediyorsun": İsrail'in Gazze'de Filistinlilere Yönelik Soykırımı adlı raporu, Hollanda Lahey'de yapılan bir lansmanla tüm dünyaya duyurdu. İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırımı kanıtlarla gözler önüne seren rapor, uluslararası arenada açılacak dava ve yargılamalar için kanıtlar sunan bir kaynak olacak. 

 

Uluslararası Af Örgütü, İsrail'in Gazze'de Filistinlilerin fiziksel varlığını ortadan kaldırmaya yönelik özel niyetini tespit etmek için bir rapor hazırladı. "İnsan Değilmiş Gibi Hissediyorsun": İsrail'in Gazze'de Filistinlilere Yönelik Soykırımı başlıklı rapor, soykırımı kanıtlarla göstermesi açısından önemli olmakla birlikte, uluslararası arenada açılacak dava ve yargılamalar için kanıtlar sunan önemli bir kaynak niteliği de taşıyor. Ayrıca Uluslararası Af Örgütü'nün dünyanın dört bir yanındaki şubeleri, bulundukları ülkelerdeki yetkililere yolladıkları bir mektupla, soykırım eylemlerini önleme ve cezalandırma yükümlülüklerini hatırlatarak, "İsrail'in Gazze'de soykırım anlamına gelen tüm eylemlerine son vermek üzere acil adımlar atma ve İsrail'e tüm silah ve diğer askeri teçhizat veya yardımların doğrudan veya dolaylı tedarikini, satışını, transferini derhal askıya alma" çağrısında bulunacak.

212 TANIK DİNLENDİ, YÜZLERCE VERİ İNCELENDİ

Uluslararası Af Örgütü'nün raporu, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten Temmuz 2024 başına kadar geçen dokuz aydan uzun sürede Gazze'de işlediği ihlalleri ele aldı. Rapor için saldırılardan zarar gören Filistinlilerin ve tanıkların, Gazze'deki yerel yetkililerin ve sağlık çalışanlarının da aralarında bulunduğu 212 kişiyle görüşüldü. Saha çalışması yürütüldü ve uydu görüntüleri dahil geniş kapsamlı görsel ve dijital kanıtlar incelendi. Gazze'de faaliyet gösteren BM kuruluşları ve insani yardım örgütlerinin yanı sıra Filistinli ve İsrailli insan hakları gruplarının medya raporları, açıklamalar ve verilerden oluşan kapsamlı bir derleme araştırıldı. İsrail Yüksek Mahkemesi'ne yapılan başvurular ve alınan kararlar, Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhine açtığı davaya ilişkin kamuya açık materyaller incelendi. Ayrıca 7 Ekim 2023 ile 30 Haziran 2024 arasında İsrail hükümeti ve ordu yetkilileri ile diğerleri tarafından yayımlanan, Filistinlilere karşı soykırım eylemlerini veya diğer suçları talep eden ya da bunları haklı gösteren 102 açıklama analiz edildi

SOYKIRIM OLDUĞUNA İNANMAK İÇİN YETERLİ KANIT BULUNDU!

İsrail'in Gazze'de işlediği uluslararası hukuk ihlalleri ve suçlarına ilişkin iddiaları uluslararası hukuk kapsamında soykırım çerçevesinde değerlendiren rapor, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten sonra Gazze'de gerçekleştirdiği eylemlerin soykırım olduğuna inanmak için yeterli kanıt bulunduğu sonucuna vardı. Uluslararası Af Örgütü, soykırıma ilişkin bir tespitte bulunmak için öncelikle Gazze'deki Filistinlilerin; 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi (Soykırım Sözleşmesi) kapsamında korunan bir grubun, yani ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubun parçası olup olmadığını inceledi. Ardından Soykırım Sözleşmesi uyarınca yasaklanmış beş eylemden üçüne odaklandı: Bunlar, "grup üyelerinin öldürülmesi," "grup üyelerine ciddi bedensel veya ruhsal hasar verilmesi" ve "grubun fiziksel varlığını tamamen veya kısmen ortadan kaldıracak şekilde hesaplanmış yaşam koşullarına kasten maruz bırakılması"dır. Son olarak, İsrail'in bu eylemleri "grubun fiziksel varlığını tamamen veya kısmen ortadan kaldırma niyeti" ile gerçekleştirip gerçekleştirmediğini inceledi.

Uluslararası Af Örgütü pek çok kez bulgularını İsrail yetkilileriyle paylaştı ancak raporun yayımlandığı tarihe kadar kayda değer bir yanıt almadı.

RAPORDAN ÖNE ÇIKAN BAZI TESPİTLER

Rapor, İsrail'in Gazze'de Filistinlileri nasıl zamanla varlıklarının sona ermesi için tasarlanmış yaşam koşullarına kasten maruz bıraktığını belgeledi. Bu koşullar, birbirinin yıkıcı etkilerinin ortaya çıkardığı durumu birçok kez daha da vahim hale getiren eş zamanlı üç yöntemle oluşturuldu: Yaşamın devamlılığını sağlayan altyapıya ve sivil halkın hayatta kalması için vazgeçilmez olan diğer yapılara hasar verilmesi veya bunların yok edilmesi; Gazze'nin neredeyse tüm nüfusunu zorla yerinden etmek için defalarca aşırı geniş kapsamlı, keyfi ve kafa karıştırıcı "tahliye" emirlerinin çıkarılması ile temel hizmetlerin, insani yardımın, hayat kurtarıcı malzemelerin Gazze'ye girişine izin verilmemesi ve Gazze'de ulaştırılmalarının engellenmesi.

13 BİN 300'Ü ÇOCUK 42 BİNDEN FAZLA FİLİSTİNLİ ÖLDÜRÜLDÜ

İLK İKİ AYDA 10 BİN HAVA SALDIRISI

21. YÜZYILIN EN BÜYÜK YIKIMI

YABANİ BİTKİ VE HAYVAN YEMİ YEDİLER

ÇOCUKLAR AÇLIK VE SUSUZLUKTAN AĞLAYAMAYACAK HALE GELDİ

YENİDOĞAN ÖLÜMLERİ YÜKSELDİ

HÜCRE HAPSİ VE İŞKENCE

1,9 MİLYON FİLİSTİNLİ İNSANLIK DIŞI KOŞULLARDA YERİNDEN EDİLDİ

TARIM ARAZİLERİ YERLE BİR EDİLDİ

İSRAİL YETKİLİLERİNDEN GAZZE'Yİ "HARİTADAN SİLME" SÖYLEMLERİ…

TANIKLAR ANLATIYOR

 

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ GENEL SEKRETERİ AGNÈS CALLAMARD:

YARDIM EDEN DEVLETLER SOYKIRIMDA SUÇ ORTAĞI OLMA RİSKİ ALTINDA

Rapordaki bulguların, İsrail'in Filistin'e saldırılarının soykırım olduğunu kanıtladığını ve bunların uluslararası toplumu alarma geçirmesi gerektiğini vurgulayan Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, "Raporumuz, İsrail'in, Gazze'de Filistinlileri yok etmeye yönelik özel niyetle Soykırım Sözleşmesi uyarınca yasaklanmış eylemleri gerçekleştirdiğini gösteriyor. Bu eylemler öldürmeyi, Gazze'deki Filistinlilerde ciddi bedensel ve ruhsal hasara yol açmayı ve onları kasten fiziksel varlıklarını ortadan kaldıracak şekilde hesaplanmış yaşam koşullarına maruz bırakmayı içeriyor. İsrail aylarca Gazze'deki Filistinlilere insan hakları ve onuruna layık olmayan insanlık dışı bir grup gibi davranarak, Filistinlilerin fiziksel varlığını ortadan kaldırma niyetini ortaya koydu" dedi. Callamard, özetle şunları söyledi: 

"Araştırmamız, İsrail'in Gazze'de Filistinlilere onarılmaz zararlar verdiğinin tamamen bilincinde olarak aylardır soykırım fiilleri işlemekte ısrar ettiğini ortaya koyuyor. İsrail bunu yapmaya, felaket boyutlarına ulaşan insani durumla ilgili sayısız uyarıya ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) İsrail'den Gazze'deki sivillere insani yardım ulaştırılmasını sağlamak üzere acil tedbirler almasını isteyen yasal olarak bağlayıcı kararlarına rağmen devam etti. Uluslararası toplumun bir yılı aşkın süredir, önce ateşkes çağrılarını geciktirerek, sonra da silah transferlerine devam ederek, İsrail'e Gazze'deki katliamlarına son vermesi için baskı yapmaktaki devasa ve utanç verici başarısızlığı kolektif vicdanımızda bir leke ve öyle kalacak.

İsrail'e silah transferlerine devam eden devletler artık soykırımı engelleme yükümlülüklerini ihlal ettiklerini ve soykırımda suç ortağı olma riski altında bulunduklarını bilmeli. ABD ve Almanya gibi önemli silah tedarikçileri başta olmak üzere İsrail üzerinde nüfuzu olan tüm devletler, diğer AB üye devletleri, Birleşik Krallık ve diğerleri, İsrail'in Gazze'de Filistinlilere yönelik katliamlarını acilen durdurmak için derhal harekete geçmeli.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) geçen ay Başbakan Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü tutuklama emri çıkarması, etkilenenlere geç de olsa adaletin sağlanması konusunda gerçek bir umut veriyor. Devletler, UCM tarafından aranan kişileri tutuklayıp teslim ederek, mahkemenin kararına ve evrensel uluslararası hukuk ilkelerine saygı duyduklarını göstermeli.

UCM Savcılığı'nı acilen, soykırımı, soruşturmakta olduğu suç listesine eklemeyi değerlendirmeye ve tüm devletleri failleri adalet önüne çıkarmak için her türlü yasal yolu kullanmaya davet ediyoruz. Hiç kimsenin soykırım suçu işlemesine ve cezasız kalmasına izin verilmemeli."

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —