Tarih: 26.01.2023 14:20
Türkiye'de yaşanan kuraklığın gıdaya yansımaları
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, ülke olarak son elli yılın en kurak kışını geçirdiklerini belirten bununya yansımalarını içeren bir rapor yayımladı.
'Kuraklık ve Gıda Egemenliği' başlıklı raporda; dünyanın su rezervleri, Türkiye'deki yağış oranlarındaki düşüş, kuraklığın nedenleri, suda yaşanan israf, kuraklığın gıdaya etkileri ele alındı.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, yayımladığı raporda, Türkiye'de son yarım asrın en kurak dönemin yaşandığına dikkat çekti.
Raporda, şu ifadelere yer verildi:
'Türkiye de yağış mevsimi 1 Ekim -1 Ocak arası olarak kabul edilmektedir. ilişkiye girdi.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan aralık ayı Alansal Yağış Raporu'na göre, Türkiye tahmini yağışlar, mevsim normallerinin ve geçen yıl yağışlarının altında gerçekleşti. En fazla düşüş ise yüzde 75 ile Güneydoğu Bölgesinde kaydedildi.'
'Kentlerin kuraklık sorunu ile çiftçinin kuraklık sorunu arasında farklar var'
Kuraklığın nedenlerine dikkat edilmesi gereken raporda, 'Kentlerde kuraklık genel olarak İçme suyu ve sulama barajlarının doluluk oranları ile ölçülmekte ve barajların sayısı ve büyüklüğü; artan ihtiyaca göre göstermektedir. Yapılandırılmış tarım için koruma süresi, ağırlık ve ağırlığı büyük önem taşır. ifadelerine yer verildi.
'Türkiye sanılanın aksine su zengini bir ülke değil'
Türkiye'de suyun israf edilmesi nedeniyle müşterilerin sularının bitme noktasına geldiğine vurgu yapılan raporda, 'Geçtiğimiz yıl NASA tarafından yayınlanan yer altı suları kanıtında da gördüğü gibi Türkiye son 25 yılda yer altı sularını müsrif bir şekilde harcayarak bitirmenin ötesine geldi. Su kıtlığı yaşamamızın sebeplerinin sıralayacak olursak Yanlış sulama, damlama sulama yatırımlarının yetersiz olması, fazla sulama, tropikal ürün üretimi, yanlış ürün seçimi, yanlış tarım uygulamalarıdır.Bunun yanında Türkiye'nin ekonomik harcamalar için büyük bölüm inşaata, müteahhitte ve verimsiz organye ayrılmış olması da bu krizin giderlerini daha da derinleştirmiştir. ' denildi.
'Kuraklık gıda önlemleri üzerinde en büyük tehlike'
Türkiye'de yanlış ve yetersiz politikalar nedeniyle koruyucular ve yerüstü sularının iyi değerlendirilemediğine işaretlenen raporda, 'Toplumların yeterli ve güvenliya gıdayı gözetmeyenlerini ifade eden ve politik düzeyde karar alma sürecini ele almayı öngören gıda ulusal ölçekten en büyük bileşen bağımlısı olarak öne çıkmıştır. Gıda bölgeleri olmayan okullar giderek daha da büyük sorunlarla karşı karşıya olacaklarını tahmin etmek pek de güç değil.Yanlış ve yetersiz politikalarla yer altı ve yer üstü sularını değerlendiremeyen Türkiye çok hızlı bir şekilde iklim kiriz ile ilgili bölge, özgün ve radikal politikaları hayata geçirmesi durumunda.' ifadeleri yer aldı.
'Türkiye olarak son yıllarda gıda tüketimi fiyat artışında dünya lideriyiz'
Türkiye'de gıdanın ulaştığı tarihi rekorlar kırmaya devam ettiğine vurgu yapılan raporda, şu çarpıcı sonuca yer verildi:
'Zimbabve ve Venezuela'dan sonra TÜİK özelliklerine göre yüzde 99 ile dünya 4'süyüz. Çarşı pazardaki evlere ve bağımsız kuruluş raporlarına bakarsak Türkiye'de gıda yerleşimi çok daha yüksek. Durumda bu zamana göre de gıda artışında Dünya lideriyiz.Bu duruma hakimin 20 yıllık yanlış ve yetersiz gıda tarım politikalarının sonucu olduğunu düşünüyoruz.Kaynakları çiftçiye, köylüye, kırsal kalkınmaya değil;
'Kuraklık gıda krizini derinleştirecek'
Türkiye'de yaşanan kuraklığın gıda krizini derinleştireceğine değinilen raporda, 'Şu anda zincir marketlerde domatesin kilogram fiyatı 40 TL, biberin fiyatı 30 TL, hıyarın fiyatının 35 TL'lerde olduğunu görüyorum. Bulgurun kilogramı 20 TL, makarnanın kilogram fiyatı ise 25 TL'ye çıkmış' Durum.Kuraklığın etkisi ile rekoltede düşüş olması durumunda bu fiyatların dizilerini engellemek mümkün olmayacak.Gıdada bir arz krizi yaşanması ihtimalini maalesef arttıracak.' denildi.
Dünyanın su rezervleri:
510 milyon km2 yüzey alanına sahip dünyamızda toplam su miktarı 1,2 milyar km3 'tür. Bu su yaklaşık olarak yüzde 97,5'ini deniz ve okyanuslardaki tuzlu sular oluşturur. Geriye kalan ve yalnızda yüzde 2,5'lik kısım tatlı sudur. Ancak bu tatlı suların çok küçük bir kısmından yararlanılabilmektedir. Tatlı suların yüzde 79'unu buzullar, yüzde 20'sini oluşturan suları ve yüzde 1'ini yerüstü ve atmosferdeki suları oluşturuyor. Dünya tatlısı sular çok büyük. Bu sınırlarılık yanında kullanılabilir su kaynakları da dengesiz bir dağılıma sahiptir. Bu su girişinin yüzde 36'sı Asya, yüzde 25'i Güney Amerika, yüzde 15'i Kuzey Amerika, yüzde 11'i Afrika, yüzde 8'i Avrupa ve yüzde 5'i Okyanusya kıtalarına dağılmıştır.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —