ABD Başkanı Donald Trump, Güney Afrika'ya yönelik toprak gaspı ve "belirli insan gruplarına" yönelik kötü muamele suçlamaları nedeniyle gelecekte sağlanacak fonların kesileceğini duyurdu.
"Güney Afrika topraklara el koyuyor ve belirli insan sınıflarına ÇOK KÖTÜ davranıyor. Radikal Sol Medya'nın bahsetmek bile istemediği kötü bir durum. En azından herkesin görebileceği şekilde büyük bir İnsan Hakları İHLALLERİ yaşanıyor," dedi Truth Social platformunda.
Trump, konuyla ilgili kapsamlı bir soruşturma tamamlanana kadar ABD'nin ülkeye sağladığı tüm fonların durdurulacağını söyledi.
"Amerika Birleşik Devletleri buna izin vermeyecek, harekete geçeceğiz. Ayrıca, bu durumun tam bir soruşturması tamamlanana kadar Güney Afrika'ya olan tüm gelecekteki fonlamayı keseceğim!" diye yazdı.
Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ise iddiaların ardından görüşmeyi sabırsızlıkla beklediğini söyledi.
Ramaphosa, koalisyon hükümetindeki bazı partilerin itirazlarına rağmen geçen ay devletin kamu yararına arazi kamulaştırmasını kolaylaştıran bir yasa tasarısını imzaladı.
"Trump yönetimiyle toprak reformu politikamız ve ikili çıkar konularımız hakkında görüşmeyi dört gözle bekliyoruz. Bu görüşmelerden, bu konularda daha iyi ve ortak bir anlayışa sahip olacağımızdan eminiz," dedi Ramaphosa başkanlık tarafından yayınlanan bir bildiride.
"Güney Afrika, hukukun üstünlüğü, adalet ve eşitliğe derinden bağlı anayasal bir demokrasidir. Güney Afrika hükümeti hiçbir araziye el koymamıştır."
Yasa, 1994'te apartheid'in sona ermesinden bu yana otuz yıldan fazla bir süredir devam eden toprak mülkiyetindeki ırksal eşitsizlikleri ele almayı amaçlıyor. Arazinin kamulaştırılabilmesi için uzun süredir gayrı resmi sakinlerinin olması, kullanılmaması ve sadece spekülasyon amacıyla tutulması veya terk edilmiş olması gibi özel koşulların karşılanması gerekiyor.
Rampahosa Pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Yeni kabul edilen Kamulaştırma Yasası bir müsadere aracı değil, anayasanın öngördüğü şekilde halkın eşit ve hakkaniyetli bir şekilde araziye erişimini sağlayan anayasal olarak zorunlu bir yasal süreçtir" ifadelerini kullandı.
Trump'ın Güney Afrika'ya sağlanan fonları, toprak müsaderesi ve bazı gruplara yönelik kötü muamele iddiaları nedeniyle kesme kararının, ABD'nin Filistin topraklarının işgali, toprak müsaderesi ve belgelenmiş insan hakları ihlallerine rağmen İsrail işgaline uzun süredir verdiği destekle büyük bir tezat oluşturduğunun altını çizmekte fayda var .
Trump, Güney Afrika'nın eylemlerini "büyük bir insan hakları ihlali" olarak kınarken, İsrail işgalinin Filistinlilerin evlerini yıkması, zorla tahliye etmesi ve yasadışı yerleşim yerlerini genişletmesi gibi benzer ihlalleri, ABD'nin önemli bir eylemde bulunmasına veya yardımları geri çekmesine yol açmadı .
Aslında Trump, Filistinli sivillere yönelik saldırılarda yer alan ve evlerine el konulan İsrailli yerleşimcilere yaptırım uygulayan Biden dönemi politikalarını tersine çevirdi.
ABD, Güney Afrika'ya yaptırım uygulamaya çalışırken, "İsrail"e verilen desteğin devam etmesi, açık bir şekilde ikiyüzlülüğü gözler önüne seriyor.