Tebriz Belediye Başkanı Yakup Huşyar, Doğu Azerbaycan vilayetine hükümet tarafından yeterli yatırım yapılmadığını ve bölgenin ekonomik kalkınmaya ihtiyaç duyduğunu belirtti. Fars Haber Ajansı'na verdiği röportajda, Huşyar, Doğu Azerbaycan'ın İran'da ekonomisinin %96'sı özel sektörün elinde olan tek vilayet olduğunu ve son 50 yıldır bu bölgeye ciddi bir devlet yatırımı yapılmadığını ifade etti.
Huşyar, Doğu Azerbaycan'ın ve özellikle Tebriz'in uzun yıllar boyunca İran'ın ekonomik merkezlerinden biri olduğunu, ancak son yıllarda bu konumun zayıfladığını belirtti. Vilayetin ekonomik gücünün yeniden canlandırılmasıyla, hem ekonomik elitlerin ve girişimcilerin bölgeden göçünün önlenebileceğini hem de bölgeye yeni sermaye çekilebileceğini vurguladı.
Geçtiğimiz yıl Doğu Azerbaycan'dan dünya pazarına 1 milyar 542 milyon dolarlık petrol dışı ürün ihraç edildiğini belirten Huşyar, bölgenin çikolata, kuru üzüm, çelik ürünleri gibi sanayi dallarında ülke genelinde birinci sırada yer aldığını da ekledi. Ayrıca, geçmişte çeşitli üretim sektörlerinde yabancı yatırımcıların çekilmesi açısından Doğu Azerbaycan'ın ülke genelinde ikinci sırada olduğunu ifade eden Huşyar, bölgenin yüksek potansiyele sahip olduğunu ve hükümetin bu potansiyeli değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
Tebriz ve Doğu Azerbaycan, İran'ın iç sömürgecilik politikalarının hedefi olmuş ve hem kültürel hem de ekonomik anlamda büyük zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Bu zengin topraklar, İran devleti tarafından sömürülerek elde edilen servet, merkeze taşınmakta ve bölgeye yeterli yatırım yapılmamaktadır. Devlet yatırımları Türk bölgelerinde çok sınırlı kalırken, bölge ekonomisi büyük ölçüde özel sektörün çabalarıyla ayakta durmaktadır.
Bunun yanı sıra, bölgenin en önemli maden kaynaklarından biri olan Sungun bakır kompleksinin vergi gelirlerinin vilayete aktarılması, halkın temel taleplerinden biridir. Eğer bu gelirler tam anlamıyla bölgeye aktarılırsa, Doğu Azerbaycan'da tarım, sanayi ve üretim sektörlerinin gelişmesine önemli katkı sağlayabilir. Ancak, hükümetin bu talepleri göz ardı etmesi, bölgedeki ekonomik sıkıntıları daha da derinleştirmektedir.
Güney Azerbaycan'daki Türkler, sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel alanda da ciddi bir asimilasyon ve baskı politikasıyla karşı karşıyadır. İran devleti, bu bölgenin zenginliklerini merkeze taşırken, bölgenin kalkınmasına yeterli önemi vermemekte ve halkı zor durumda bırakmaktadır. Bu durum, bölge halkının haklarını koruma mücadelesini daha da önemli hale getirmektedir.
Ali Hamzehzadeh