Tarih: 02.02.2024 15:16

TARİKAT MI, İSLAM? İSLAM MI? TARİKAT

Facebook Twitter Linked-in

Fıtrat ve Tevhid dini olan İslam'da dini bir kurum, kilise, ruhban sınıfı, tarikat, 

Mezhep, şeyh, mürit, kutup, gavs, müceddit gibi

Kurguların hiçbiri bulunmamaktadır.

 

Tarikatların hikmetinden sual olunamayacağı şeklinde tarikatları tabulaştıran ve kutsallaştıran

Anlayışın hiçbir dini, akli, ahlaki ve insani temeli bulunmamaktadır.   

   İslam, Allah'a teslimiyeti ve kulluğu esas almaktadır. 

İslam, Allah dışında hiçbir insana gerekçesi ne olursa olsun teslim olmayı ve kulluk etmeyi, 

İnsanın ve Allah'ın inkârı olarak değerlendirmektedir.

  Allah, insanları mürit olsunlar diye yaratmamıştır. İnsan, her işini akılla, ahlakla ve adaletle yapmalıdır.

İnsan aklını körelten ve insanı şuursuzlaştıran her türlü yapı ve kişi, insanı şerre, şiddete, 

Fanatizme ve çürümeye sevk etmektedir.

İnsana müritliğin dayatılması, bütün kötülüklerin kaynağıdır. 

Tarikatlar, şeyhi olmayanın şeyhinin şeytan olacağı iddiasıyla insanları tehdit etmektedirler.

  Allah, insanları mürit olsunlar diye yaratmamıştır. İnsan, her işini akılla, ahlakla ve adaletle yapmalıdır. 

İnsan aklını körelten ve insanı şuursuzlaştıran her türlü yapı ve kişi, insanı şerre, şiddete,

Fanatizme ve çürümeye sevk etmektedir. İnsana müritliğin dayatılması, bütün kötülüklerin kaynağıdır. 

Tarikatlar, şeyhi olmayanın şeyhinin şeytan olacağı iddiasıyla insanları tehdit etmektedirler.

  Şeytani olan şey, bu kurgunun aksidir. Bir kişinin mürit, diğer bir kişinin ise şeyh olarak konumlandığı durum,

Rahmani ve insani bir durum değil, şeytani bir kötülüktür.

Tarikatların ve şeyhlerin en tehlikeli tarafı, bilinci, aklı ve kişiliği uyutan, körelten ve köleleştiren kötülük güçlerine dönüşebilmeleridir.

Kişi, hiçbir şeyhe aklını ve iradesini teslim ederek ve köleleşerek olgunlaşamaz, gelişemez ve yol alamaz. 

Kişiyi olgunlaştıracak, geliştirecek ve yol aldıracak şey, tevhit, akıl, bilgi ve çalışmadır.

  İslam, insanı başkalarına mürit, köle ve kul yapan bütün yolları ve yapıları iptal etmiş ve kapatmıştır. İnsanın mürit olmaya ihtiyacı olmadığı gibi, şeyhlere ve tarikatlara gereksinimi de yoktur.

Hepimizin önünde aklını kullanan, ahlaklı yaşayan ve adaletten ayrılmayan olgun insanlar olmak için neler yapmamız gerektiği şeklinde büyük bir meydan okuma bulunmaktadır.

  Tarikat problemini kısır polemiklerden uzak bir şekilde ahlaklı, akıllı ve adil insanlar olma bağlamında 

Yeniden değerlendirmeye ihtiyaç vardır.

                                        TARİKAT MI, İSLAM?  İSLAMİMİ TARİKAT

Fıtrat ve Tevhid dini olan İslam'da dini bir kurum, kilise, ruhban sınıfı, tarikat, mezhep, şeyh, mürit, kutup, gavs, müceddit gibiKurguların hiçbiri bulunmamaktadır.

 

   Bütün dinlerde değişik zamanlarda ve yerlerde ortaya çıkan farklı tarikatlar ve cemaatler bulunmaktadır.

 Müslüman tarihinde de sayısız tarikat mevcuttur. 

İslam'ın kendisinden kaynaklanmayan tarikatlar, değişik zamanlarda insanların ritüellerini, hiyerarşisini, kurallarını ve Liderliğini dizayn ettiği yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır.

   İslam, bir tarikat değildir. Peygamber, bir şeyh olmadığı gibi, Kur'an da bir tarikat kitabı değildir. 

Tarikatlar, mezhepler ve cemaatlerin hiçbiri, ilahi ve kutsal bir niteliğe sahip değildirler.

Tarikatların, mezheplerin ve cemaatlerin hepsi insan icadı yapay oluşumlardır. 

Tarikat ve cemaatleri, insanın dizayn ettiği oluşumlar olarak konuşmak, tartışmak ve sorgulamak lazımdır.

Tarikatlar, kendilerini insan yapımı kurumlar olarak değil, ilahi ve kutsal nitelikte yapılar olarak sunmaktadırlar.

Kutsal ve ilahi nitelikte olduklarını sunmak suretiyle tarikatlar, kendilerini sorgulanmaz, eleştirilmez ve dokunulmaz hale getirmektedirler.

Tarikatların hikmetinden sual olunamayacağı şeklinde tarikatları tabulaştıran ve kutsallaştıran anlayışın hiçbir dini, akli, ahlaki ve insani temeli bulunmamaktadır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —