Tarih: 22.05.2025 09:33

“Tarihin Yalnız Adamı”: Abdülhamid’i Anlamak, Kendimizi Anlamaktır

Facebook Twitter Linked-in

Bazı liderler çağlarını yönetemez, çağları onları yönetir. Bazıları ise kendi çağını değil, gelecek yüzyılları yönetmek için bugünden feragat eder. Sultan II. Abdülhamid, işte tam da bu kırılma çizgisinin üstünde yürüyen bir sessizlik dehasıdır.

"Tarih, sesini yükselteni değil, sorumluluğunu yüklenenleri hatırlar."

@stratejivefikirler

Zamanın Nabzı: 19. Yüzyılın Son Çeyreği ve Jeopolitik Felç

Abdülhamid, tahta çıktığında Osmanlı sadece bir imparatorluk değil, bir enkaz yönetimiydi. 93 Harbi (1877-78) ufukta belirmişti; Balkanlar kaynıyordu; Rusya, Ortodoks halkları kaşıyor; İngiltere, Doğu Akdeniz'in kapısını gözetliyor; Fransa, Lübnan'da misyoner okullarıyla nüfuz alanı kuruyordu. İçeride ise Tanzimat'ın getirdiği umutlar çökmüştü ve ittihatçı muhalefet henüz "düşünce" evresindeydi. Abdülhamid, bu tablonun ortasında "hayatta kalma" odaklı bir siyaset geliştirdi. Onun rejimi, ideolojik değil; refleksifti. Stratejisi, bir tür devlet selametçiliğiydi.

"Bazı dönemlerde ilerlemek değil; dağılmamak zafer sayılır."

@stratejivefikirler

Meşrutiyetin Asılması, Özgürlüklerin Askıya Alınması: Bir Baskı mıydı, Yoksa Bir Zorunluluk mu?

1876'da Meşrutiyet ilan edildi. Ancak 1878'de askıya alındı. Bugün bunu otoriterlik olarak okuyanlar var. Fakat dönemin sosyo-politik dokusuna bakıldığında, Meclis-i Mebusan'daki ayrılıkçı vekillerin, devleti içten dinamitlemeye başladığı görülür. Abdülhamid, parlamentoyu değil; onun üzerinden Osmanlı kimliğini dağıtan fikirleri askıya almıştır.

"Liderler özgürlüğü sevmez diye değil, dağılmaktan korktukları için bazı hakları kısıtlar bazen."

@stratejivefikirler

Hafiyeler, Sansür ve Korku Rejimi İddiası: Gerçek Ne?

Evet, hafiyelik sistemi vardı. Evet, basına sansür uygulanıyordu. Ama unutmamak gerekir ki; bu sansür, sadece muhalefeti değil, dış istihbarat operasyonlarını da durdurmaya yönelikti. Çünkü o dönemde gazeteler, Avrupa devletlerinin Osmanlı içini karıştırmak için kullandığı en etkili silahtı, farklı olabilir miydi , belki…

"Bir lideri anlamak için, korktuğu şeyin ne olduğunu bilmek gerekir."

@stratejivefikirler

Theodor Herzl ve Filistin Meselesi: Satmadı mı, Satamadı mı?

1896'da Herzl, Osmanlı sarayına dolaylı yollarla ulaştı, Sultan ile direk görüşmedi. Filistin'de Yahudi devleti kurmak için Osmanlı borçlarının silinmesini teklif etti. Abdülhamid ise diplomatik nezaket içinde reddetti, yani sosyal medya da dolaştığı gibi bir racon hiç olmadı. Ama bu reddediş, sadece inanç meselesi de değil; aynı zamanda devletin toprak bütünlüğüne dair jeopolitik bir kırmızı çizgiydi.

"Bazı hayırlar, haykırılarak değil; diplomasiyle yapılır."

@stratejivefikirler

Modernleşmenin Sessiz Mimarı

Bir yandan sansürle eleştirilen bu dönem, aynı zamanda Osmanlı'nın en büyük eğitim, iletişim ve ulaşım yatırımlarını gördü. Darülaceze, Darülmuallimin, Mülkiye, Hamidiye Etfal gibi kurumlar kuruldu. Hicaz Demiryolu, bir ulaşımdan öte; İslam coğrafyasını birbirine bağlayan stratejik bir omurgaydı ve keşke Abdülhamit dizisinde bunlar derin bir strateji olarak daha görünür kılınsaydı.

"Bazı liderler görünmez eserler bırakır; çünkü onların mimarisi geleceğe yapılır."

@stratejivefikirler

Yalnızlık: En Büyük Yük

Abdülhamid'in düşmanı çoktu. Ama gerçek düşmanı, yalnızlıktı. Kimseye tam güvenememesi, onu kuşkulu yaptı. Kimi zaman sadrazamları bile gözetledi. Ama bu paranoya değil; dönemin realitesiydi. Çünkü içeride de dışarıda da ihaneti 'kural' sayan bir çağdaydı.

"Yalnız kalan lider, zamanla yalnız kararlar verir; ve yalnız doğrular bile, yalnızlıktan yara alır."

@stratejivefikirler

Sürgün ve Sessizlik: Bir Devri Sessize Almak

1909'da tahttan indirildi. Selanik'e gönderildi. Bütün o inşa ettiği düzen, bir gecede çöktü. İttihatçılar, onun kurduğu kurumların çoğunu ya dağıttı ya da dönüştürdü ki ittihatçıları da yargılamak ya da kutsamak akıllıca değildir, anlamaya çalışmalı…

Ama tarih, susanların sesini geç duyar. Ve bugün hâlâ onu tartışıyoruz.

"Bazı liderlerin sesi susturulur; ama bıraktıkları yankı, yüzyıllar sürer."

@stratejivefikirler

Abdülhamid'i Anlamak, Kendi Hafızamızı Onarmaktır

Bu yazı ne Abdülhamid'i yüceltmek ne de yerin dibine sokmak içindir. Bu yazı, bir imparatorluğu ayakta tutmak için nelerin feda edildiğini anlamak içindir. Çünkü onu anlamadan, bugünü yorumlayamayız. Ve şunu unutmayalım:

"Geçmişi ya yargılarız ya da kutsarız. Oysa tek yapmamız gereken: anlamaktır ve tavsiyem; size yargılamakla kutsamak arasında bir tercih dayatanlara kulak asmayın."

@stratejivefikirler

Gürkan KARAÇAM

#abdulhamit #ittihat #theodorherzl




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —