Tarih: 30.08.2023 19:29
Seçilmiş Halk Türkler
Öncelikli olarak 18. yüzyıldan itibaren itibarsızlaştırılmaya çalışılmış, ve hala da
itibarsızlaştırılmaya çalışılan, Sümer/Türk ilişki üzerinde durmak yararlı olacaktır.
1889 yılında Pensilvan Üniversitesi'nin başlatmış olduğu Ninova ve 1877'de
Fransızların başlatmış olduğu Lagaş kazılarında ele geçen sümerce çivi yazılı
metinlerin sayısı 50.000'in üzerine çıkmıştır. Bu yazılı belgelerin okunmaya
başlanmasıyla birlikte anlaşıldı ki, M.Ö. 6.000'den itibaren, burada yaşayan bu halk,
turani dil konuşan bir halktır. (Çağdaş diller olarak Türkçe, Macarca ve Fincedir.)
Bunun anlaşılmasıyla birlikte 19. yüzyılda Sümer kimliği sorgulanmaya başlamıştır.
Bu dönemde, başlanan arkeolojik ve filolojik çalışmalar Fransızlar ve İngilizler adına
emperyalist bir amaç gütmektedir.
1850 yılında Rowlingson'un öncülüğünü yaptığı, British Association toplantısında, çivi
yazısını bulanların, Sami kökenli olmayan, Sami dil konuşmayan, başka bir uygarlık
tarafından kullanılmış olamayacağı dile getirilmiştir. Ayrıca Sümer/Türk ilişkisi
kurulmasından oldukça rahatsız oldukları belirtilmiştir.
M. Botta'nın, 1843 Khorsabad'da ve Layard 'ın, 1845-46 Ninova'da yaptıkları
arkeolojik kazılarda binlerce çivi yazılı belge gün yüzüne çıkarılmıştır. Sümer/Türk
birlikteliğini kuvvetlendiren, binlerce çivi yazılı belgenin bulunduğu Asurbanipal
kütüphanesi, oldukça dikkat çekmiştir. Bu Türk tarihi için, hazırlamış oldukları, kalıba
sığmayan, bu kalıbı parçalayan, bir gelişmeydi. Çünkü turani dil konuşan bu
devletin, M.Ö. 6.000'de, geç neolitik ile birlikte, yerleşik hayata geçerek
başlattıkları endüstriyel gelişme sayesinde, semitik göçebeler, ( Araplar,
İbraniler, Süryaniler [Arami, Keldani,Asuri] Akadlar ) varlıklarını kentlere
taşımışlardır. Sümer uygarlığının Akad uygarlığından üstün olduğu ortaya çıkmaya
başladıkça, bu iki uygarlığı en azından denk görmeye çalışmışlardır.
1869'da 19. yüzyılın icadı olarak, Kiengi halkı için Akadçadan türetilerek, Sümerli
tanımı yapılmıştır.
Sümerlilerin, kendilerine, seçilmiş halk gözüyle baktıklarının altını çizmekte fayda
vardır. Daha sonraları, Yahudilerin, 100 yıllık sürgünleri sırasında, seçilmiş halk
tanımını, kendilerine uyarladıklarını da görmekteyiz. Akad devletine son veren Guti
halkı, Sümerlileri, 'denetim kabul etmez halk' ve 'dağların ısırıcı engereği' olarak
tanımlamışlardır.
Sonuç olarak Sami halkların, Akad, Hint Avrupa devletlerinin, Hitit, ve Mısır
uygarlığının, Erken Hanedanlık dönemlerinden beri ilişkili oldukları gibi, Kiengi
(Sümer), Türk ilişkisi de yadsınamaz gerçektir.
Mari mektuplarından 22 numaralı Metin tarihe şu notu düşüyor
'bana yazdığın Turuklarla ilgili haberler değişti'
Ne Mutlu Türküm Diyene !
Uğur YANAR
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —