Tarih: 11.10.2025 18:06

Prof. Dr. Çiçek: Kürt halkı İslam'a girdikten sonra tamamen İslami bir kimlikle şekillendi

Facebook Twitter Linked-in

Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) tarafından tertip edilen, Kürdistan Bölgesi başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarından alim ve akademisyenlerin katıldığı 10'uncu Alimler Buluşması Diyarbakır'da başladı. Programa HAMAS yetkilileri de katıldı.

Her yıl gerçekleştirilen alimler buluşmasının 10'uncusu "İslami Kimliğimiz Üzerine Kurgulanan İdeolojik Girişimler" temasıyla Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Selahaddin Eyyubi Camii Konferans Salonunda yapıldı.

Prof. Dr. Nurullah Kurt başkanlığında yapılan 2'nci oturumda Prof. Dr. Halil Çiçek, "Tarih ve Kültür Düzleminde Kürtlerde Kadın-Erkek rolleri ve 'kadın egemen toplum' sapmasına dönüştürme çabaları" başlıklı sunumunu yaptı.

Kürt toplumunun bu son çeyrek asırda çok büyük badireler geçirdiğini söyleyen Çiçek, "Bunun için Müslümanların, acizene kanaatim, Kürtlere karşı bir diyet borcunun olduğunu düşünüyorum." dedi.

Konuşmasında Kürt halkının İslam'a girişinden sonra dini ve ahlaki değerlerle şekillenen kimliğini ele alan Çiçek, "Kürtler İslam akidesine inanan ilk toplumlardandırlar. Kürt halkı bu konuda İslam'a ilk giren ve kabul eden toplumlardan bir tanesidir. Gerek çocuklarıyla, gençleriyle, yaşlılarıyla ve birçok alanda hatta bütün alanlarda İslam'ın şerefli ilkelerine teslim olmuş bir halktır. Bu konuda İslam'ın hikmetli ve güzel kanunlarına tabi olmuştur. İslam'ın emir ve yasakları Kürtlerin bireysel toplumsal hayatında derin izler bırakmış. Onların kişiliklerinde belirgin özellikler oluşturmuştur." diye konuştu.

"Kürt halkı, dindarlığı en belirgin şekilde yansıtan toplumlardan biri olmuştur"

Kürtlerde öne çıkan başlıca özellikleri sıralayan Çiçek, şöyle devam etti:

"Başta dindarlıktan bahsedebiliriz. Dünyanın akl-ı selim sahibi bütün insanların nezdinde sabittir ki batı medeniyeti dünyevî bir medeniyettir. Bu konuda değerli kardeşlerim ateist, seküler ve ahlaktan yozlaşmış bir medeniyettir. Bu medeniyet, mide, şehvet ve servet arzularına tapınan bir yapıya sahiptir. Şüphesiz ki bu yozlaşma medeniyetinin en belirgin alametlerinden biri dinden ve dindarlıktan uzaklaştırmaktır. Ancak bu durum, batı medeniyetinin ayırt edici bir özelliği olmasına rağmen Kürt halkı, kadınıyla erkeğiyle bireysel ve toplumsal yaşamında dindarlığı en belirgin şekilde yansıtan toplumlardan biri olmuştur.

Özellikle Türkiye'nin Kürt bölgelerinde dindarlık ve İslami sembollerin açıkça yaşanması yakından da uzaktan da göze çarpan bir durumdur. Köylerinde ve şehirlerinde İslami hayat tarzı toplumun genel görünümünün ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bu durum günümüzde özellikle Türkiye'nin bazı Kürt köylerinde Irak Kürdistanı ve İran Kürdistanı'ndaki halk tabakaları arasında halen açık bir şekilde görülmektedir. Dindarlık her ne kadar günümüzde fısk fücur ahlaksızlığın yaygınlaşmasına rağmen yine de Kürtlerde birçok topluma nazaran daha belirgin bir özelliktir."

"PKK'nın etkisi, Türkiye ve Suriye Kürtleri üzerinde son derece yıkıcı olmuştur"

Batı kültürünün ve değerlerinin Kürtlere de çeşitli araçlarla ulaşmasının tıpkı diğer toplumlarda olduğu gibi Kürtlerde de olumsuz etkiler bıraktığını söyleyen Çiçek, "Özellikle PKK'nın etkisi, Türkiye ve Suriye Kürtleri üzerinde son derece yıkıcı olmuştur. Bu örgüt kimi bölgelerde İslamî kimliği silip yok etmiş, sol ve ateist fikirleri yaymıştır. PKK'nın ateist sol ideolojisi ile Kemalist seküler zihniyetin iş birliği, Kürt halkının bir kesimini özellikle de eğitim çağındaki gençleri dinden uzaklaştırmıştır." diye konuştu.

PKK ve Kemalizm'in, halkı ifsat yöntemini kıyaslayan Çiçek, "Kemalizm toplumu dönüştürmede daha yavaş sistematik ve kurumsal bir yol izlemiştir. Eğitim, siyaset, yargı ve kültürel kurumlar aracılığıyla uzun vadede kendi değerlerini yerleştirmeye çalıştı ve bunda maalesef oldukça da başarılı oldu.

PKK'nın sosyalist ideolojisi ise düşüncelerini hızla aşılamaya ve kısa sürede köklü değişim yaratmaya kalkıştı. Bunun sonucunda özellikle genç kuşaklar arasında İslam'dan kopuş, inançsızlık ve tanrı tanınmazlık hızla yayıldı." değerlendirmesinde bulundu.

"Kemalizm, sosyalizm ve batı kültürünün güçlü saldırılarına rağmen Kürtler dindarlıkta, komşu milletlerden daha ileridirler"

Bu olumsuz gelişmelere rağmen Kürt halkının genel yapısına bakıldığı zaman onların iman sevgisinin etine ve kanına işlemiş olduğunun görüldüğünü vurgulayan Çiçek, "İman neşesi hâlâ hayat damarlarında dolaşmaktadır. Kemalizm, sosyalizm ve batı kültürünün güçlü saldırılarına rağmen Kürtler dindarlıkta, komşu milletlerden daha ileridirler. Bu onlar için büyük bir sevinç ve şeref kaynağıdır. Bu durumun arkasında birçok sosyal, eğitimsel neden bulunmaktadır." şeklinde konuştu.

Çiçek, PKK ve Kemalizm'ile Batı'nın saldırılarına rağmen Kürt toplumunun Müslüman olduğunu, İslami kültüre sahip olduğunu kaydetti.

Kürtlerde var olan bir diğer güzel duygunun "kıskanma" olduğunu ifade eden Çiçek, "Zira İslam'ın insanlığa armağan ettiği güzel hasletler ve şerefli özellikler ki sayısızdır, arasında en önemlilerinden bir tanesidir. Erkek ve kadının, iffetini koruması ve zina pisliğinden uzak durması… Bu konuda Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: 'Zinaya yaklaşmayın çünkü o son derece çirkin bir iştir ve kötü bir yoldur' buyurmaktadır. Yine aynı şekilde 'Mümin kadınlara ve erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.' Bu konuda Müslüman erkek de ailesine karşı, Müslüman kadın da ailesine karşı bu gayretin bulunması, İslam'ın zinayı kesin bir dille yasaklamasının doğal sonucudur. Evet, yine aynı şekilde 'Erkeklere söyle gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için daha temizdir. Allah, onların yaptıklarından haberdardır." ifadelerini kullandı.

Çiçek, "Müslüman erkek, Müslüman kadın bu hususlara dikkat edecek ve gayret sahibi olacak, kendi namusunu koruma açısından. Gayret duygusu, bazı gayrimüslimlerde de fıtri bir şekilde bulunabilir. Bu insanın yaratılışına uygun ve doğal bir duygudur. Bunu unutmamak lazım. Gayret sahibi kişiye sahip olduğu duygulardan dolayı ve yapmış olduğu gayretten dolayı 'gayyur' denilir. Dolayısıyla bizler şunu söyleyebiliriz, kıskançlık insanın fıtratına aykırı değil, insanın fıtratına uyumlu bir vasıftır." diye ekledi.

"Kürt halkı İslam'a girdikten sonra tamamen İslami bir kimlikle şekillendi"

Kürt toplumunun siyasette, cihatta, mücadelede çok önemli işler yaptığını ve Kürt alimlerin de bunda büyük rolünün olduğunu belirten Çiçek, "Kürt halkı İslam'a girdikten sonra tamamen İslami bir kimlikle şekillenmiş, hem birey olarak hem de topluluk olarak erkekleriyle, kadınlarıyla, gençleriyle insani ve ahlaki kişiliğin yüce öğretileri doğrultusunda bir hayat sürmüştür. Şimdi bunun bir sonucu olarak dindarlık, iffet, gayret, vefa, utanma duygusu, İslami ilimlere sevgi ve toplumsal dayanışma Kürt Müslüman kimliğinin en belirgin özellikleri haline gelmiştir. Bu özelliklerin izleri, etkileri ve meyveleri, Kürt toplumunun çoğu davranışlarında, alışkanlıklarında ve tutumlarında açıkça görülmektedir. Ne var ki, İslam dünyasının başına gelen en büyük musibet, yani Batı medeniyetinin istilası ve onun dayattığı kültür, değerler ve ilkeler, bütün bu köklü insani ve ahlaki değerleri silip süpürdü. Bugün modern medeniyetin ürettiği anlayış ve değerler insanlığın tamamının geleceğini tehdit eder bir hale gelmiştir." şeklinde konuştu. (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —