Tarih: 12.02.2024 08:50

PAPAZLIGI KUTSALLAŞTIRDILAR

Facebook Twitter Linked-in

Allah'ın bahşettiği cennet yerine, din adamlarının, din adına ortaya koyduğu,                                       Cennete kavuşmak için dini yaşamın getirisi olan anlayışın içinde kalan                                                                          Türk İslam dünyası

    Nisâ Suresi 136. Ayetinde 

Ey iman sahibi olduğunu iddia edenler! İman ediniz.

Bu ayette "nasıl iman edilmesi gerekiyorsa öyle iman edin" diye buyrulmaktadır.

   Tövbe suresi 31.ayetinde 

(Yahudiler)  Allah'ı bırakıp, (aşırı yücelttikleri din adamları olan) hahamlarını;(Hıristiyanlar da aynı şekilde kendi)   rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler.

   Oysa bunlar da ancak, bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. 

O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır yücedir, münezzehtir.

 

   Semavi dinlerin ilki olan Yahudilik, M.Ö. PAGAN İnancında olan Roma İmparatorluğunda Romanın devlet İdaresinde bulunan yapı olan KONSİL denilen, bir zamanlarda da ülkemizde Senatör diye adlandırılan, Üst Yönetici, üst yetkili merci yapısının içinde, toplumun ekâbir takımından, zenginlerinden, kitlelerin üzerinde söz sahibi olan, kanaat önderi de diyebileceğimiz şahsiyetleri,

İMPRATORLAR, kendilerine kayıtsız şartsız itaat edenlerini kabul ederek bir KONSÜL bir MECLİS içerisine alarak, onlarla toplumu idare ederek ülkelerini yönetmekteydi.     İdare eden veya idareciler böyle bir yapı içerisinde olmadıkça kesinlikle toplumu idare edemezler.

Sorunsuz bir şekilde toplumları idare edebilmenin yolu, bu sistemle sağlanmaktadır. Her ne kadar bazı sorunlar olsa da bunları yine bu kişilerin toplum üzerindeki etkilerinin getirisi hâkimiyetiyle ve toplumunda bunlardan beklentileri matematiği içerisinde yine de toplumlar idare olur. 

    İşte bu yapılanmanın başarılı ve daim olabilmesi için ADALET temel ölçüdür. Adına ADALET dediğimiz yapımında nasıl bir sistem olduğunu herkesin kendi nefis ve hevalarına göre anlatacaktır ki buda ortak ve adıl olan bir sistem olmayacaktır.

    Allah'ı İLAH olarak gören, Allaha iman ettiğini söyleyen her birey, Kuranda Allah'ın ADALETİNİN nasıl olacağını açıkladığı ayetlere de otomatik olarak kabul etmiş olduğundan ALLAHIN ADALETİNE müracaat esastır.

 "Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar.

O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor." (Nahl Suresi, 90. Ayet)    Allah'ın adaleti ise Kuranın emir ve yasakları dediğimiz ayetlerle, kitabımızda apaçık belirtilmiştir. Toplumsal yaşamın getirisi olan sosyal huzur mekanizmasının nasıl sağlanacağını bizlere göstermektedir. 

   İslam nasıl bir hayat nizamının sosyal adaleti, huzuru, sağlayacağı bizlere Kuran olarak anlatmış ve gönderilmiştir. İslam'ın sosyal ruhunu izah edenler daha evvel insanlığa gönderilen peygamber vasıtası ile tebliğ edilen dinlerin zaman içerisinde öğreticisi olan adına DİN ADAMI VEYA ŞEYH, ŞIH, Gibi anlamlar ile ifade ettiğimiz toplumu nerelere sürükleyebileceğini Yine Kuranın ifade ettiği

 Tövbe suresi 31.ayetinde bizlere ikazda bulunmaktadır.

(Yahudiler)  Allah'ı bırakıp, (aşırı yücelttikleri din adamları olan) hahamlarını;(Hıristiyanlar da aynı şekilde kendi)   rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler. Oysa bunlar da ancak, bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardır.    İşte bu konulara dikkat çekilmesini, uyanık davranmamızı, bizlerin Allah ile altatılmamız için bizlere, izah eden Kuran'ın Hükümlerinin,

Emir ve yasaklarının kalplere nakşedilmesi yerine, insanların dindarlığının üzerinden, dindarlığın getirisi olarak KENDİ menfaatlerine döndürüldüğünün alametleri olarak kim kimlerin üzerinde etkinse, kendilerine tabi olan insanlara aşıladıkları ilk akait gibi, olmazsa olmaz şartı, en doğru hakkı biat ehli olmayan bizim yolumuz, bu yolun başındakinde en büyük lider şeyhimiz şıhımız, dışında kalanlar mürdet, harcı, İslam'a düşman, sünnete düşman, gibi geleneklerin oluşturduğu ve bu gelenekleri koruyarak kendi çıkarlarının da otomatik olarak korunacağının bilincinde hareketle bu yolların başındakilerin her sözü DİNİN KESİN EMRİ gibi kabul edenlerinde bulunmasıyla, kendilerinin DİNSEL SALTANATLARINDA, Dinsel Holdinglerinin başında, kendilerine tabi olanlara ya sabır, zikirleri ile sistemlerini koruyarak, kendilerine inananların sırtından kurdukları KRALLIKLARINDA, Yahudi'nin Cennet anlayışı Olan DÜNYA CENNETİNİ yaşamaktalar.

 Yahudiler Musa (a.s) dan sonra gecen süre içerisinde Dini İnançlarını kendilerine öğretenler dediğimiz HAHAMLARIN DİN ADINA ortaya koydukları anlayışla beraber, çoğalan Yahudi topluluğunun Dini sorunlarına çözüm olsun diyerek Roma İmparatoru HAHAMLAR İÇEERİSNDEN BİR kesimi Roma Konsülüne almıştı. Bu şekilde hem dini, hem de mevcut idari mekanizmanın içerisinden aldıkları yetkiler ile Temsil ettikleri kitlelerin üzerinde hem manevi, emde yasal otorite sahibi olarak yaşamaktaydılar.

  Bu şekilde yaşayan Yahudi topluluğuna kendi içlerinde Allah'ın Ayetlerini ve Yahudi din adamlarının ortaya koyduğu anlayışın karsısında Allah(c.c) İsa (a.s) ı bu topluluğa Peygamber olarak göndermişti,

 İsa Peygamberin peygamber olarak gönderildiği topluluk yine kendi topluluklarıydı, Bu topluluğun Hahamlar ortaya koyduğu MUSA şeriatının bozulduğununmuşsa (As.) Şeriatının Kendisinin ifade ettiği (İncil) olduğunu yanı Allah'ın yeniden kendisine hakkıyla iman etmeleri gerektiğini, tebliğ etmeye başlamıştı. Yahudilerin içinde bulunduğu Hahamların oluşturduğu anlayışın getirisi imanın Allah tarafından kabul olmadığını, yanlış bir iman anlayışında olduklarını, bu anlayışı bırakıp iman noktasında Allaha verilen AHİDİN yenilenmesini istemiş, İmanlarında samimi iseler Yeni AHİD dediğimiz İsa (a.s) nın Şeriatına bağlanmalarını ANLATMIŞTI. 

 Bunun göstergesi İncil ayetinde de belirtilen Roma döneminin anlayışının Yahudi din adamlarının saltanatlarının kaynağı olan, hatta dönem dönem İmparatorluğa ve İmparatorluk konsülündeki asillere verdikleri faizli borçların hâkimiyeti ile Onlar üzerindeki etkilerinin göstergesi

 İSA PEYGAMBERİ CARMIGA GERİLMESİNE KADAR GÖTÜRDÜĞÜ gerçeğini bu gün bile GERCEK YAHUDİ VE GERCEK HİRİSTİYAN ÖGRETİLERİNDE GÖREBİLMEKTEYİZ. 

  Eski Ahıtin hükümlerinin, Hahamlar tarafından bozulmasıyla ortaya çıkan bozulmuş Yahudi inancı, İsa peygamberin çarmığa gerilmesiyle birlikte gelişen süreçte İsa öğretileri ve İsa peygambere inanlarının sürülmesiyle ROMA, YAHUDİ HAHAMLARININ ELİNDE kalmış bu süreç içerisin dede sürülen İsa'nın taraftarları, Doğu Roma, yani Yahudi hahamlarının ROMASINA karşı baş kaldırılış olarak nitelendirdiğimiz BATI ROMA Medeniyeti olan ROMASINDA MS 325 yılında Birinci İznik Koşnili olarak tarihe gecen Roma Hristiyanların ilk toplantısında İmparator I. Konstantin tarafından Roma İmparatorluğu topraklarında Hristiyanlığın içerisinde tartışılan bazı konuları netleştirmek amacı ile toplanmalarını istemiş ve toplanılmıştı.

 Bu toplantının sonucu olarak ta PAPAZLAR kendilerinin İsa (a.s) temsilcisi olduklarını, İsa (a.s) da Tanrının oğlu veya Tanrının kendisi olduğu, bu suretle Papazlarda kendilerini, Hristiyan dünyasına Tanrı vekili sıfatıyla KUTSADILAR ve böylelikle PAPAZLIGI KUTSALLAŞTIRDILAR

(Papa, baba demektir. Buradan kasıt İsa(a.s)ın babasız dünyaya gelmesiyle onu koruyanı olmamış, bu yüzden onun öğretilerinin, anlatıcıları olan rahiplerin en Ulu'suna verilen koruyucu ünvan) 

Hem Yahudi Hahamları hem de Hristiyanların PAPAZLARI Din adına ortaya çıkardıkları DİNİ KENDİ TOPLUMLARINA kabul ettirmiş oldular. Bu gün Dünya sermayesi YAHUDİ İŞADAMLARI (Hahamları)IN elinde olduğunu, herkesin kabul etmesiyle birlikte, HİRİSTİYAN DÜNYASININDA VATIKAN eliyle HİRİSTİYAN PAPAZLARININ kontrolünde olan Tanrının Bankası ismi ile kurulmuş olan Hristiyan Din İşleri Enstitüsü ismi ile kurularak ORTAYA CIKAN DİN ADAMLARININ BANKASI OLAN VATİKAN BANKASI dır.  Günümüz İslam Coğrafyasının da içinde bulunduğu şu asrın içinde farkına varmadan bizlere enjekte edilmiş olan bazı yapıların başındakilerinde HOLDING sahibi olduğunu düşündüğümüzde, bu yapılan başındakiler ve bu yapının içindekiler olarak bakıldığında başında olanlar SAHTE CENNET satarak Kendi saltanatlarında KARUN GİBİ YAŞAMAKTALAR.

Büyük Türk Dünyası Turan Keneşi Kurucu Genel Başkanı Adnan Şimşek




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —