ÖĞRENCİ KİMSENİN DOLGU MALZEMESİ DEĞİLDİR!

Malumunuz devlet dili, yazı dilidir. Devlette her şey yazıyla olur. Sözlü olarak verilen talimatın ispatlanması sorun olabileceği için devlette her işlem yazı ile gerçekleşir. Hatta atasözü niteliği kazanmış sözler bile söylenegelmiştir, "Söz dosyaya girmez, yazı girer." örneğinde olduğu gibi. Devletle bir işiniz olduğu zaman size bir resmi yazı vermeniz söylenir, en azından sizden konuyla ilgili bir dilekçe istenir. Bu işleyiş, bazı durumlarda halen daha devam ederken bazı durumlarda ortadan kaldırıldı. Amir istedi mi hiçbir resmiyet olmadan sözlü olarak talimat verip işi halledebiliyor. Bu da amirin arkasının ne kadar sağlam olduğuyla alakalı bir durum. Sokak jargonuyla ifade edecek olursak: Amir atarlıysa yazıya ihtiyaç duymadan, keyfi olarak iş görebiliyor. Bizim devlet anlayışımıza ters olsa da kurumlarda maalesef durum bu! Son zamanlarda bu modanın dışında bir moda daha var: Whatsapp! Kurumların whatsapp grupları var ve talimatlar oradan veriliyor. Haberleşme açısından tercih edilebilecek olan bu yol, talimat verilmesi konusunda ne kadar sağlıklıdır, tartışılır. Yazımı yazdığım saatlerde Yusufeli'deki barajın açılışı gerçekleştiriliyor. Bir vatandaş olarak yapılan yatırım, göğsümü kabartıyor. Gururlanıyorum, yapılan barajı ve kurulan şehri gördüğüm zaman. Bütün Artvin'in bu önemli günde orada toplandığını zannederken bir bilgi geliyor bana: Okul müdürlerinin olduğu bir whatsapp grubunda şube müdürlerimizden biri "Her okuldan 15 öğrenci ayarlayın yarınki açılış için. Pansiyonu olan okullar da otuzar kişilik yiyecek hazırlasınlar. İçlerine şu şu yiyecekler konsun ve şu şekilde paketlensin. Saat 15.00'te gelip alınacak şekilde hazır edilsin." şeklinde mesajlar atıyor. Bu durum bazı okullarda da telefon görüşmesi ile oluyor. Okul müdürlerinin bir kısmı emri hemen yerine getirirken bir kısmı temkinli davranıyor ve olaya hemen atlamıyorlar. Şimdi burada soruyorum:

• Devlet dili, yazı dili değil miydi?
• Bu kadar önemli bir konu, resmi yazı olmadan nasıl whatsapp üzerinden veya telefonla tebliğ ediliyor?
• Bir okul müdürü resmi yazı almadan bir mesajla verilen bir talimatı nasıl yerine getiriyorlar?
• Bir veli olarak çocuğumun başka bir şehre pedagojik açıdan hiçbir zemini olmayan bir faaliyete götürülmesine ben müsaade etmem. Veliler, bu duruma nasıl müsaade ediyorlar?
• Yoksa bu işten velilerin haberleri yok mu?
• Bir ufak organizasyona bile muvafakat belgesi alınırken buna da alındı mı? Okul gezisi olarak değerlendirilecek olsa, gezi planı, sorumlu öğretmen vb. prosedürler bir gün önceden nasıl ayarlandı?
• Bu durum şüphesiz bir şube müdürünün şahsi girişimi değil. Ona, müdürlere mesajı atma görevi verilmiş. Peki, o görevi veren silsile kimlerden oluşuyor?
• Allah göstermesin, o çocukların başına bir şey gelse sorumlusu kim olacak?
• Bazı okul müdürleri, bu yazışmaların ekran görüntüsünü alarak kendilerini güvenceye almaya çalıştılar. Peki, almayanların durumu ne olacak?
• Bu durum kanun ve yönetmeliklere ne kadar uygun? Uygun değilse yapanlar suç işlemiş oluyorlar mı?
• Suç ise yetkililerin bu durumda harekete geçmeleri gerekmez mi?
• Derste olması gereken bir öğrenciyi mitinge, açılışa veya başka organizasyona götürenlere soruyorum: Öğrenci sizin dolgu malzemeniz mi? Yoksa bizim geleceğimiz mi? Okuldan öğrenciyi çıkaran zihniyet bizi 2023, 2053, 2071 gibi projelere nasıl taşıyacak? Çok isteyen varsa kendi çocuğunu alsın, istediği yere gitsin ama öğrencilerimizden elini çeksin. Bu vesile ile bu olay hakkında soruşturma açılmasını ve talimatı verenler hakkında yasal işlem yapılmasını istiyorum.

Ömer Faruk Kızılkaya


Orjinal Habere Git