O sarı torbalar bile haram zıkkım olsun size…
Erzincan' lı Jandarma Onbaşı Süleyman Aydın…
Şu lanet olası terörün ilk şehidi.
Sonrasında 1-2-3- 5 ve daha fazlası. Ahmet'ler, Hasan'lar, Ali veya Kubilay'lar.
Hepsi Mehmet.
Okulda çocuklara ders verirken kalleşliğin kitabını yazmış olan bu zümre tarafından dersten çıkarılanları ve hatta çıkarılmadan çocukların gözü önünde katledilen Necmettin Yılmaz, Şenay Aybüke Yalçın ve Ayşe Konakçı. Hangisini yazalım ki?
Hepsi bizim.
Başından vurulan hemşire Eyüp Ergen, Dr. Abdullah ve hasta almaya giden ambulansın şoförü olan Şeyhmus ve 112 nin acil durum çağrısına giderken pusuya düşürülüp şehit edilen sağlık çalışanlarımız.
Hepsi insan.
Şantiyelerde kurşunlanan, yakılan ve yok edilen bedenler. Camilere kapatılıp kurşunlanan bedenler.
Köy meydanlarında nutuk verildikten sonra hayvani sapkınlıklarının göstergesi olan egolarını tatmin için reklam amaçlı katledilen bedenler. Sansa Deresinde durdurulan şehit edilen Âşık Ali Rahmani. Araçtan indirilip kurşuna dizilen silahsız 33 askerimiz…
Hepsi ama hepsi masum…
Eşinin yanında arkadan ensesine kurşun sıkılarak, yoldan geçen servis aracını havaya uçurarak, daha ağzındaki yeni emdiği sütü yutamamış kundaktaki körpe bebeğe kurşun sıkarak güç göstergesi yapan ve adına sözde içimizdeki Kürt kökenli vatandaşlarımızın haklarını savunduklarını beyan eden ve ne acıdır ki halen daha içimizde bizimle aynı duyguları paylaşıp, bıyık altından oh çeken ve içten içe o köpekleri destekleyenlerimizin akıbetlerinin onlardan farklı olmayacağının garantisini şimdiden verebilirim.
Hamdolsun devletim hesabını yarına bıraksa da, yanlarına bırakmaz ama asıl hesap soracak olanın intikamı hiçbir şeye benzemez…
Çünkü Allah intikam alıcıların en hayırlısıdır!
Kimin ocağına ateş düşürülmüş ise o ateşi düşürenleri, sebep olanları, destekleyenler ve hatta hatta siyasi ayağına oy verip destekleyenleri de aynı akıbet beklemektedir.
Onlarla birlikte o ateşin oy sandığında terörün destekçisi olanların ocağına düşmesine çok ama çok az kaldı. Sizin "ah" eden o yüreklerin yangınından haberiniz yok ve o yangın sizi yakacak bilmiyorsunuz değil mi?
Yanlış anlaşılmasın bu bir tehdit falan değil, gerçi olsa da fark etmez bu saatten sonra pilavdan dönenin kaşığı değil insanlığı kırılsın derim ya neyse!
Bu mühleti veren Allah'ın kendisidir.
Kim kime ne yaşatmış ise yaşayacak, kınayanlara da kısmet olacak. Ve bütün bunların hepsi dünyada mazlum ile zulmü yapanın hesaplaşması ile son bulmayacak, mahkeme i Kübra da da devam edecek.
Yok öyle; benimle beraber bu topraklarda yaşayacaksın, devletin her türlü imkanlarından diğer vatandaşlardan daha çok ve zalimane faydalanacaksın ve kalkıp yetmezmiş gibi sana hizmet eden ve senin sağlığın için, eğitimin için, güvenliğin için, insanca yaşaman için canını bile ortaya koyanların ekmeğini yiyip arkalarından ihanet edeceksin. Ve oh çekip, seçimlerde de gidip oy sandığında, terör destekçilerine oy vererek yüce meclise temsilci yollayacaksın.
Onlarda kalkıp bir paçavra altında bebek katillerine sözde sayın diye hitap edecekler ve…
Ve bunun adına da demokrasi diyeceksin.
Ve bizde yedik!
Bu nasıl bir mantık, bu nasıl bir inanç, bu nasıl bir insanlık anlayışı ve bu nasıl bir izan?
Katledilen insanların tamamına yakınının, memur ve görevli gelenlerin dışında o coğafyada yaşayan hep kendi insanın olduğunu nasıl göremezsin?
Katliamların yaşandığı coğrafyanın, kendi insanının yaşadığı coğrafya olduğunu ve bu coğrafyada yüzyıllardır hangi karanlık emellerin, amaçlarının olduğunu nasıl görmezsin?
Ve inanın; benim inandığım din ve bu dinin tek koruyucusu olan ALLAH âlemlerin tek sahibidir. Ve o vaat edilen gün geldiğinde intikam alıcı olan ALLAH tarafından ocağınıza nasıl ateş düştüğünü, yaktığınız ve harladığınız bu ateşte nasıl yandığınızı emin olun hep beraber göreceğiz.
Ve işte biz de bunun adına ilahi adalet diyoruz.
Ki, inancımız da tamdır.
6-9-12 hiç fark etmiyor. Giden canların, hepsi ama hepsi Mehmet.
Yakılan bedenlerin ahı, arş-ı âlâ da siz zalimleri aynı son için beklemektedir. Bilmem bu konu hakkında inancınız nedir?
Bizim şehidimiz var, sizin leşiniz. Bizim inancımız var, sizin menfaatleriniz. Bizim mefkûremiz var sizin tasmanız.
Biz hürüz, özgürüz. Adımız Mehmet'tir bizim.
Siz ise zincirinizi tutan elin, köpeğinden başka bir şey değilsiniz…
Ve ne yazıktır ki; adınız ise leşten öteye gitmeyecek.
O sarı torbalar bile haram olsun size.
Bu kutsi günlerin yüzü suyu hürmetine; Gazi Meclisin içerisinde bulunan şer odaklarının elemanı konumundaki, ihanet sarmalının içerisinde kök salmış satılık beyinlerden ve kokuşmuş bedenlerden kurtularak, özüne döneceği günlerin gelmesi dileğiyle.
Başımız sağ olsun bizim…