Tarih: 10.10.2025 18:11

Kurtulmuş: Ümit ederiz ki bu anlaşmayla Gazze nefes alır, sağlık hizmetleri tekrar verilebilir

Facebook Twitter Linked-in

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinin Gök Medrese Bilim ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, 2025-2026 Akademik Yıl Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nin açılışında ve Tokat’ta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Türkiye'nin eğitimde geldiği noktanın, üniversite eğitimi bakımından parmakla gösterilecek bir yer olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Şimdi üniversiteler olarak geldiğimiz bu seviyeyi daha da yukarıya çıkarmak, önce Türkiye'nin üniversiteleri olarak kendi aramızda yarışmak ve dünya üniversiteleriyle de yarışarak inşallah en kısa süre içerisinde Türkiye'den iki üniversitemizin ilk 100 üniversite arasında olmasını, Türkiye'den 5 üniversitemizin de ilk 500 üniversite arasında olmasını sağlamak için gayret sarf edeceğiz.” dedi.

Türkiye'de öğrencilerin sayısının arttığı gibi öğretim üyeleri bakımından da geniş bir kadroya sahip olunduğunu belirten Kurtulmuş, “Üniversitelerimizin çoğalmaya başladığı ilk dönemleri hatırlıyorum. O zaman rektör arkadaşlarımızın tıp ve hukuk fakülteleri, iktisat fakülteleri gibi temel fakültelerde, mühendislik fakültelerinde bile kendi üniversiteleri için öğretim üyesi bulmakta zorlandığını dün gibi hatırlıyorum. Bugün artık çok şükür Türkiye'nin hiçbir üniversitesinde öğretim üyesi açığı ortada yoktur ve çok sayıda öğretim elemanımız vardır. Daha da güzel olan, master ve doktora programlarıyla birlikte de üniversitelerimiz geleceğin öğretim üyelerini yetiştirmek için bir yarış içerisindedir.” şeklinde konuştu.

Bilginin önemini dile getiren Kurtulmuş, bilginin mutlaka irfan ve hikmetle beslenmesi gerektiğini vurguladı. Dünyada bilginin üretilmesinde bir problemin olmadığını, bu bilginin ahlakla da yoğrulması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, “Bu kadar çok bilginin öğretildiği bir dönemde niçin insanların mutlu olmadığı, niçin refah ve huzur içerisinde yaşayamadığı, niçin adaletin yeryüzünde en çok aranan yitik bir varlık olduğunu düşünmemiz gerekir. Onun için üniversitelerimiz sadece gençlere iki kere ikinin dört ettiğini değil, biliminin arkasındaki ahlakı, bilimi insanlara faydalı hale getiren hikmeti öğretmek durumundadır.” ifadesini kullandı.

Türkiye'nin bir yönünün olması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle sevgili gençler için söylüyorum. Bizim yönümüz, önümüzdeki yüzyılı Türkiye'nin yüzyılı yapma istikametinde ilerlemektir. Yani sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye'nin yüzyılını kurmak mecburiyetindeyiz. Türkiye hem sahip olduğu potansiyel hem coğrafi konumu hem önümüzdeki tehdit ve fırsatlar dolayısıyla sıradan bir ülke olamaz. Türkiye, mutlaka yönünü tespit etmiş ve o yönde her adımı tutarlı yürüyen bir ülke olmak mecburiyetindedir. Hiç şüphesiz bu yürüyüşte bu yönü tayin etmek ve yönü tespit ederek ilerlemekte üniversitelerimize çok büyük sorumluluklar düşüyor. Ama herkesin tayin edilmiş bu büyük hedef etrafında nerede bulunuyorsa bulunsun çok güçlü bir şekilde yürüyüşünü sürdürmesi lazım.

Türkiye, sözü güçlü, gücü tesirli olmak durumundadır. Çok şükür bugün dünyadaki birçok meselenin karşısında Türkiye'nin sözünün geçerliliği vardır, sözümüzün ve itibarımızın fevkalade ciddi bir yeri vardır. Hatta yaptığımız bütün uluslararası temaslarda şunu görüyoruz. Aslında Türkiye olduğundan daha güçlü, daha yüksek bir konumda görülmektedir. Diyelim ki G20 üyesi olduğumuz için dünyanın ilk 20 ülkesinden birisi olarak telakki edilebiliriz. Ama yaptığımız bütün uluslararası temaslarda, takip ettiğimiz bütün uluslararası alanlarda şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki sanki Türkiye dünyanın dördüncü, beşinci, altıncı büyük ülkesiymiş gibi itibar ve muamele görmektedir. Bu Allah'ın bir lütfu, Türkiye'de milletimizin kazanımlarının bir sonucudur. Ama bu yüksek itibar algısını gerçekle örtüştürmek ve gerçekten Türkiye'yi yukarıya doğru çıkarmak mecburiyetindeyiz.”

Gençlere tavsiyelerde de bulunan Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Sevgili gençler, merak edin. Dünyaya ait, dünyanın yaratılışına ait, kendinize ait, insanlığa ait bütün hususlarda merak edin. Çünkü biliyoruz ki eskilerin tabiriyle ilmi tecessüs, ilmi gelişmenin ilk adımıdır. Yani ilmen merak etmeyenin herhangi bir şekilde ilimde ilerlemesi mümkün değildir. Merak edin, çünkü merak etmek öğrenmeyi, öğrenmek de içselleştirmeyi sağlar. Merak etmek tek başına yetmez, mutlaka sebat edin. İlmi öğrenme konusunda, ilim, irfan ve hikmete ulaşma konusunda önünüze çıkan hiçbir engel sizi yolunuzdan ayırmasın. Sebat eden ancak sonuca ulaşır. Merak etmeyi ve sebat etmeyi değerlerinizi geliştirerek gerçekleştirmenizi tavsiye ederiz. Eğer böyle olursa Allah'ın izniyle sözü güçlü gücü tesirli Türkiye'nin yüzyılını daha da ileriye götürecek olan sizlersiniz.”

Türkiye Yüzyılı’nda üç temel hedefin bulunduğunu belirten Kurtulmuş, bunlardan birisinin “milli dayanışma” olduğunu vurguladı.

Bu milletin en temel özelliklerinden birisinin, farklılıklarını zenginlik olarak kabul etmesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Biz bütün farklılıklarımızı mezhep anlamında, etnik köken anlamında, meşrep anlamında, dünya görüşü anlamında, siyasi farklılıklar anlamında bir zenginlik olarak kabul etmeyi kendimiz için şiar edinmiş bir milletiz. Buna da milli dayanışma derler. Yani aynı milletin çocuklarının kendi kültürel farklılığı ne olursa olsun bunların hepsini aynı çatı altında bir ve beraber olarak kabul etmeye milli dayanışma derler.” diye konuştu.

“Kardeşlik prensibi” ve “vatanseverlik” kavramının da diğer hedefler olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Bu üç temel prensip, yani milli dayanışma, kardeşlik ve vatanseverlik; sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye'nin inşallah yönünü tayin edecek önemli ışıklardan, önemli aydınlıklardandır.” dedi.

"Bu süre içerisinde bütün dünya imtihan verdi"

Kurtulmuş, dünyanın zor bir süreçten geçtiğini belirterek, son 2 yıldır Gazze'de yaşanan zorlukların sadece masum ve mazlum Filistin halkı için değil, bütün insanlık için ağır bir imtihan olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin Gazze halkının davasına sahip çıktığına işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Gazze ile ilgili konuşmayı hem bir vazife olarak kabul ediyor hem bu konuda söylediğim sözlerin de artık bana ağır geldiğini ifade etmek istiyorum. Gözümüzün önünde bir tarih değil, bir hikaye değil, bir başka romandan alınmış bir parça değil, gözümüzün önünde her gün yüzlerce insan ağır şartlarda öldürüldü, hayattan koparıldı. Sırtına kardeşini alarak Gazze'nin sokaklarında anasının babasının izini bulmaya çalışan 5-6 yaşındaki çocuğun ahı bütün dünyaya yeter de artar bile. Bu süre içerisinde bütün dünya imtihan verdi. İmtihan veren insanlığını kaybeden sadece Netanyahu ve çetesi değildir. Netanyahu ve çetesi, Hitler'e rahmet okutacak şekilde Hitler'i mezarında ters döndürecek şekilde büyük zulümler işlemeye devam ediyor. Ama en az onlar kadar suçlu olan, onların yaptıklarına destek olan, siyasi olarak destek veren, askeri olarak destek veren, bir takım başka yollarla destek verenlerdir, ülkelerdir, çevrelerdir."

Gazze'de yaşanan süreçte sessiz kalanların sınıfta kaldığını belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yine bu sınavda gerçekten sınıfta kalmış olanlar sessiz kalıp günü kurtarmaya çalışanlardır. Bir de üçüncü grup var. Dünyanın her yerinde biz ona insanlık cephesi diyoruz. Vicdan sahibi, insanlık sahibi, adalet sahibi yüz milyonlarca hatta milyarlarca insanın var olduğunu söyleyebilirim. Şimdi bana buradan birisi iki sene evvel, üç sene evvel, 'İngiltere, Kanada, Avustralya, Fransa ve diğerleri Filistin Devleti'ni tanıyacaklar' deselerdi herhalde hepimiz güler geçerdik. Bu ülkelerin Filistin Devleti'ni tanımalarını sağlayan şey kendi halklarının sokaklara çıkarak insanlık cephesinin gür sesi olmaları ve Filistin davasına destek vermeleridir. Bugün eğer ateşkese mecbur kaldıysa, eğer Trump, Netanyahu'yu ateşkese doğru baskı altına alıyorsa hiç şüpheniz olmasın ki sokaklarda, meydanlarda, salonlarda her yerde bu zulmü kınayanların hepsinin payı vardır, büyük katkısı vardır."

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaşananları hatırlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Netanyahu konuşmaya çıktığı zaman birkaç ülke dışında ülkelerin tamamının temsilcileri salonu terk ederek insanlık adına en büyük dersi vermiş, insanlık adına en büyük tokadı atmışlardır. İşte bu sonucun ortaya çıkmasının sebeplerinden birisi budur. İki sene evvelki konuşmalarımızla söylediğimi hatırlıyorum. Göreceksiniz o günleri de. Bir gün gelecek şimdi Netanyahu ve çetesine her türlü yağı çekenlerin, her türlü desteği verenlerin onlarla aynı kare fotoğrafta görünmemek için gayret sarf edecekleri hatta aynı binanın içinde olmamak için gayret sarf edeceklerine şahit olacağız. İşte o noktaya geldik. Çok ağır bedel ödendi. Doğru dürüst ortada bir istatistik bile yok. Ama 70 bin civarında cenazenin olduğu ifade ediliyor Filistin Sağlık Bakanlığının bilgilerine göre. 150 bine yakın yaralı var. Bunların yarısı da hayatlarını idam ettiremeyecek kadar ağır yaralı. Bir üniversitede konuşuyoruz, bir bilim yuvasında konuşuyoruz. Çok iyi öğrenciler yetiştirmiş olan Gazze Üniversitesinin tamamı yerle bir edildi. Gazze'de bir tane okul kalmadı, hastane kalmadı, cami kalmadı, kilise kalmadı."

Dünyanın gözü önünde Gazze'de büyük bir zulüm yaşandığını vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı: "İnsanlık bu ağır sınavın, bu ağır imtihanın hesabını inşallah bunlardan soracak ve göreceksiniz, bunu iddiayla söylüyorum, sadece inanarak söylemiyorum, tarihten ve siyasetten anladığım kadarıyla söylüyorum. Nasıl bir zamanlar Milosevic, Radovan Karadziç gibi Sırp kasapları uluslararası mahkemelerde hesap ve ceza aldılarsa Netanyahu ve çetesi de yargılanacaklar ve hesabını vereceklerdir. Bu süreçte Türkiye olarak millet, devlet ve hükümet olarak yapılabileceklerimizin tamamını yapmak için büyük gayret sarf ettik. Daha fazlasını yapabilir miydik? İnşallah daha fazlasını yapabileceğimiz günler de gelecektir. Ancak bugün geldiğimiz noktada şunu bilmenizi isterim. Gazze'deki ortaya çıkan bu barış umudunda Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde Türkiye'nin fevkalade önemli rolü olmuştur, etkisi olmuştur, baskısı olmuştur, siyasi tazyiki olmuştur. Böylece ümit ederiz ki bu anlaşmayla birlikte en azından Gazze nefes alır, insani yardımlar girer, sağlık hizmetleri orada tekrar verilebilir."

Programa Tokat Valisi Abdullah Köklü, Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, AK Parti Tokat milletvekilleri Yusuf Beyazıt, Cüneyt Aldemir ve Mustafa Arslan, CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —