Ulvi Guliyev
Parlemento üyesi
Günümüz Azerbaycan'ının başarıları o kadar büyük ve tarihsel açıdan o kadar önemlidir ki, bunların sunumuyla ilgili yapılan açıklamalar bile bazen yetersiz kalmaktadır. Dünyayı saran ve küresel güvenliği tehdit eden çatışmaların bir türlü dinmekle kalmayıp aksine sayıları ve boyutlarının giderek arttığı göz önüne alındığında, Azerbaycan'ın ciddi bir çatışmayı askeri ve siyasi yollarla sonlandırabilme yeteneği anlamına gelen ve aynı zamanda uluslararası hukukun meşru çerçevesinin dışına çıkmamak da abartıdan ibaret değildir, ender tarihi olaylardan biridir. Bunun sonucunda modern Azerbaycan ve onun siyasi lideri Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, önde gelen aktörlerin yanı sıra uluslararası medyanın da ilgi odağı oluyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın 26 Nisan'da Berlin'de düzenlenen "15. Petersburg İklim Diyaloğu" çerçevesinde Euronews TV kanalına verdiği röportaj da bu açıdan oldukça önemli.
Ülkemizin COP29 gibi prestijli bir uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapması, sadece Azerbaycan'ın Güney Kafkasya'da yarattığı yeni gerçekliğin siyasi olarak tanınması değil, aynı zamanda Azerbaycan'ın Güney Kafkasya'da attığı pratik adımlara duyulan uluslararası güvenin de bir ifadesidir. "Yeşil Dünya"ya geçiş. Devletimizin başkanı her zaman olduğu gibi bu röportajda da uluslararası kamuoyuna önemli mesajlar verdi. Bunlardan biri, iklim değişikliği gibi çok karmaşık bir sorunun çözümünde bile subjektif faktörlerin varlığıyla ilgiliydi: "Konferansta verdiğim mesajlardan biri, bizi sahip olduklarımıza göre yargılamayın. Bizi nasıl kullandığımıza, gündemimize göre yargılayın... Petrolü olmayan ülkeler, petrolü olan ülkeleri suçlamamalı, küçük ve gelişmekte olan ülkeler, "iklim felaketinin sorumlusu sizsiniz" diyerek gelişmiş ülkelere karşı talepte bulunmamalı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı aslında dünyaya "suçlu avlamak" ve birbirini suçlamak yerine tüm ülkelerin karşılıklı yararına olacak yapıcı bir ortak paydanın bulunarak dayanışmanın sağlanması gerektiği mesajını verdi. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ülkemizin bu konudaki tutumunu şöyle dile getirdi: "Tüm tarafların kendilerini rahat hissedeceği bir ortam yaratmak istiyoruz. Bağlantısızlar Hareketi arasında köprü kurma konusunda çok fazla tecrübemiz var... Yani bu diplomasi, politika, finans ve tabii ki ev sahibi ülke olarak bunun için bir platform yaratabiliriz."
Sayın Cumhurbaşkanı dünya toplumuna, modern Azerbaycan'ın küresel tehditlerle mücadelede ortak ve adil bir uluslararası yaklaşımın oluşmasına katkıda bulunmaya hazır olduğu mesajını verdi. Bu ülkemiz açısından da önemlidir, çünkü Azerbaycan 30 yıldır bölücülük gibi başka bir küresel tehdide karşı tutumun coğrafyaya göre nasıl değiştiğine tanık olmuş ve bundan en çok zarar gören ülkelerden biri olmuştur. İklim değişikliği aslında tıpkı ayrılıkçılık gibi farklı bir küresel sorun olsa da, aynı zamanda bir bütün olarak dünyanın güvenliğini de tehdit ediyor.
COP29 sürecinde ülkemizin dünyanın siyasi merkezlerinden biri haline geleceğine hiç şüphe yok. Herkes bir kez daha görecektir ki, bazı çevrelerin baskı ve engellemelerine rağmen haklarını, tarihi adaletini ve uluslararası hukukun üstünlüğünü sağlamayı başaran modern Azerbaycan, saygın bir devletin çalışmalarına içerik ve esasen yenilik getirme gücüne sahiptir. COP29 gibi uluslararası bir etkinlik ve her zaman olduğu gibi sözüyle eylemi örtüşüyor.