Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, ABD'nin Gazze'nin "kontrolünü ele geçirme" önerisine derin şüpheyle yaklaştığını belirterek, bunun "Orta Doğu'ya barış getirme" bahanesiyle Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi için bir bahane olduğunu söyledi.
Lula, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, İsrail işgalinin en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin topraklarını işgal etme konusunda meşru bir hakkı olup olmadığını sorguladı.
"Gazze'de yaşananlar soykırımdı," dedi. "Açıkçası, tüm bunların bir parçası olan Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'yi denetlemek için doğru ülke olup olmadığını bilmiyorum."
Lula, Washington'ın küresel rolünü eleştirerek, "ABD, dünya demokrasisinin sembolü olarak pazarlandı, ancak kendini gezegenin yargıcı olarak atadı" dedi.
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro da eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'ye yönelik açıklamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, böyle bir adımın daha kötü bir savaşı tetikleyebileceği uyarısında bulundu.
Petro, "Tanrı'nın seçilmiş halkı olduklarına inandıkları için en kötü savaşı başlatmak üzereler" dedi.
"Tanrı'nın halkı beyaz Amerikalılar veya İsrailliler değildir. Tanrı'nın halkı tüm insanlıktır" vurgusunu yaptı.
Lula ve Petro'nun açıklamaları, ABD'nin Gazze'ye yönelik politikalarına yönelik uluslararası tepkiyi artırırken, Filistin topraklarının geleceğine ilişkin endişeler de artıyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, 15 ay süren İsrail soykırımının yaralarını sarmaya çalışan yüz binlerce Filistinlinin zorla yerlerinden edilmesini öngören Gazze Şeridi'ni ele geçirme planını açıklamasının ardından, dünya liderlerinin bu planı kınayıp reddetmesiyle siyasi sahnede bir tepki dalgası oluştu.
Trump, iki milyondan fazla Filistinlinin yaşadığı, savaştan harap olmuş Gazze Şeridi'nin "Orta Doğu'nun Rivierası" haline gelebileceğini öngörerek, yaklaşık 2,4 milyon insanın etnik temizliğe tabi tutulması pahasına bile olsa bölgeyi ele geçirme planını açıkladı.
Trump, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile yaptığı ortak basın toplantısında, "Orta Doğu'nun Rivierası. Bu, çok muhteşem olabilecek bir şey olabilir," dedi ve Filistinlilerin anavatanlarından zorla çıkarılabileceğine dair umutlarını bir kez daha dile getirdi ve Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgeyi yeniden geliştireceğini söyledi; bu da dünya çapında birçok ülkenin öfkesini çekti .
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian tarafından yapılan açıklamada, Filistinlilerin "zorla nakledilmesini" reddederek, Gazze ve halkının egemenliğini ve özyönetim hakkını yineledi.
Lin Jian, "Çin, Filistinlilerin Filistinliler üzerindeki yönetiminin, savaş sonrası Gazze yönetiminin temel ilkesi olduğunu her zaman savunmuştur" dedi.
Fransa, İsrail savaşının ardından Gazze Şeridi'nin "üçüncü bir tarafça" yönetilmesi önerisini bir açıklamayla reddetti.
"Fransa, İsrailliler ve Filistinliler için uzun vadeli barış ve güvenliği garanti edebilecek tek çözüm olan iki devletli çözümün uygulanması için kampanya yürütmeye devam edecek."
Dışişleri Bakanlığı ise Gazze'nin geleceğinin "üçüncü bir devletin kontrolü" olmaması gerektiğini belirterek, ele geçirme planını reddetti.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'nin kontrolünü ele geçirme önerisine yanıt olarak, Filistinlilerin "anavatanlarında yaşayabilmeleri ve refah içinde yaşayabilmeleri" gerektiğini söyledi.
Ukrayna'nın başkenti Kiev'de düzenlenen bir konferansta konuşan Obama, "İki devlet görmemiz gerektiğine olan inancımız her zaman açıktı. Filistinlilerin Gazze ve Batı Şeria'daki anavatanlarında yaşayıp refah içinde yaşamalarını görmeliyiz" dedi.
Bağımsız milletvekili Jeremy Corbyn ise, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) tutuklama emri uyarınca aranan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu ağırlayan Başkan Trump'ı sert sözlerle eleştirdi.