Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğr. Gör. Mert İlhan, karlı ve buzlu zeminlerin ciddi yaralanma risklerini beraberinde getirdiğini belirterek, güvenli yürüyüş teknikleri, ayakkabı seçimi ve düşme anında yapılması gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu.
Buzlu zeminde en güvenli yürüyüş “penguen yürüyüşü”
Karda ve buzlu zeminlerde en güvenli yürüyüş biçiminin, halk arasında “penguen yürüyüşü” olarak bilinen teknik olduğunu belirten İlhan, vücudun ağırlık merkezinin etkin yönetilmesi ve zeminle temasın artırılmasının hayati önem taşıdığını ifade etti. Penguen yürüyüşünde gövdenin hafif öne eğilmesi, ağırlık merkezinin yere basan ayağın üzerinde tutulması gerektiğini aktaran İlhan, ayak uçlarının 10–30 derece dışa çevrilerek destek yüzeyinin genişletilmesi, adımların kısa ve sürükleyici atılması, dizlerin kilitlenmeyip hafif bükülü tutulması gerektiğini kaydetti. Kolların yana açılmasının ise dengeyi artırdığı vurgulandı.
Eller ceplerde yürümek düşme riskini artırıyor
Ellerin ceplerde yürünmesinin dengeyi bozduğunu ve düşme anında yüzü koruma refleksini engellediğini belirten İlhan, kuru zemindeki gibi topuğun yere sert basılmasının da buzlu yüzeylerde geriye doğru düşmelere ve kafa travmalarına yol açabileceğini söyledi. Uzun adımlar atmanın ve “siyah buz” olarak bilinen görünmez buz tabakalarının fark edilmemesinin ciddi risk oluşturduğunu kaydeden İlhan, dizlerin kilitli tutulmasının da kaçınılması gereken hatalar arasında olduğunu ifade etti.
Ayakkabı seçimi hayati önem taşıyor
Düşme riskini belirleyen en önemli unsurlardan birinin ayakkabı seçimi olduğunu dile getiren İlhan, standart spor ayakkabıların soğuk havalarda sertleşerek kaygan hale geldiğini belirtti. Güvenli bir kış botunun, soğukta sertleşmeyen ve esnekliğini koruyan kauçuk tabana sahip olması gerektiğini söyleyen İlhan, yüksek konçlu botların ayak bileğine destek sağlayarak burkulma ve kırık riskini azalttığını kaydetti.
Düşerken ellerle yere tutunmaya çalışılmamalı
Kayma anında refleks olarak ellerle düşüşü durdurmaya çalışmanın, kış aylarında el ve el bileği kırıklarının en yaygın nedeni olduğunu belirten İlhan, düşme sırasında dirseklerin bükülü tutulması, ellerin göğüs hizasında veya yüzü koruyacak şekilde konumlandırılması gerektiğini söyledi. Düşüşün mümkünse yana çevrilerek yuvarlanma hareketiyle karşılanmasının darbe etkisini azalttığını ifade eden İlhan, panik halinde vücudu kasmak yerine kontrollü bir düşüşün yaralanma şiddetini azaltabileceğini vurguladı.
Kafa travmaları hayati risk taşıyor
Buzlu zeminlerde düşmelerin yalnızca ortopedik yaralanmalara değil, kafa travmalarına da yol açabildiğine dikkat çeken İlhan, topuğun öne kaymasıyla yaşanan geriye doğru düşmelerin beyin sarsıntısı ve kafa içi kanama riskini beraberinde getirdiğini söyledi.
Yaşlılar için risk daha yüksek
Özellikle yaşlılar ve kemik erimesi riski taşıyan bireylerde basit düşmelerin hayati sonuçlar doğurabileceğini belirten İlhan, soğuk havalarda eklem sertliğinin arttığını, bu nedenle dışarı çıkmadan önce ısınma hareketleri yapılması gerektiğini ifade etti.
Ağır çantaların tek elde taşınmaması, yükün iki ele eşit dağıtılması ve yürüyüş sırasında dikkat dağıtıcı unsurlardan kaçınılması gerektiğini kaydeden İlhan, baston veya yürüteç kullananların da buzlu zeminlere uygun aparatlar tercih etmesi gerektiğini söyledi.
Düşme sonrası bu belirtiler ciddiye alınmalı
Düşme sonrası bilinç kaybı, şiddetlenen baş ağrısı, kusma, konuşma bozukluğu, uzuvlarda güçsüzlük veya uyuşma gibi belirtilerin acil tıbbi müdahale gerektirdiğini vurgulayan İlhan, özellikle kan sulandırıcı ilaç kullananların düşme sonrası mutlaka sağlık kontrolünden geçmesi gerektiğini belirtti. (İLKHA)