Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis'in Türkiye programındaki İznik ayağı, ulusal ve yabancı medya kuruluşlarına sonuna kadar açılırken, ilçenin yerel basın mensupları güvenlik bariyerleri dışında bırakıldı. Bu durum hem İznik'te hem de Anadolu basınında ciddi bir rahatsızlık yarattı.
Etkinliği yerinde takip etmek isteyen Gazeteciler ve Medyacılar Cemiyeti İznik İlçe Başkanı Süleyman Bilir, alanın girişinde saatlerce beklemesine rağmen belirsiz akreditasyon uygulamaları nedeniyle içeri alınmadı. Bilir, uygulamanın yalnızca bir organizasyon tercihi olmadığını, yerel basına açık bir saygısızlık olduğunu söyledi.
Bilir, yaşananları şu sözlerle eleştirdi:
"Bu kadar önemli bir programda kendi ilçemizin basını dışarıda bırakıldı. Halkın haber alma hakkına yapılmış büyük bir saygısızlık. İznik'in sesi, İznik basınıdır. Bizi yok sayamazsınız."
Cemiyet yetkilileri, İznik'te yaşanan tabloyu yalnızca bir akreditasyon krizi olarak değil, mesleki haklara yönelik sistematik bir dışlama olarak değerlendirdi. Marmara Bölge Başkanı ve Bursa İl Temsilcisi Erdal Orhan, uygulamaya sert çıkarak şu ifadeleri kullandı:
"Yerel basın bu ülkenin damarlarıdır. İznik basınının dışlanması, Anadolu basınının tamamına verilmiş bir gözdağıdır. Bu tutumu reddediyoruz, kabul etmiyoruz ve asla sessiz kalmayacağız."
Cemiyet, Türkiye Gazeteciler Federasyonu'na da acil çağrıda bulunarak, konunun görmezden gelinmesinin mesleğin geleceği açısından büyük bir tehdit olduğuna dikkat çekti.
Program boyunca kendi ilçelerinde misafir muamelesi gören İznikli gazeteciler, tarihe geçen bir günü takip edememenin üzüntüsünü yaşadı. Yerel halk da duruma tepki göstererek "İznik'i İzniklilere yasaklayamazsınız" yorumlarını paylaştı.
Cemiyet son mesajında şu ifadeleri kullandı:
"İznik basını yalnız değildir. İznik'in haberine İznik basını sahip çıkar. Bu ambargo, yalnızca basına değil, İznik'in kimliğine yöneliktir. Bu yanlışı kabul etmiyoruz ve sürecin takipçisiyiz."