İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail rejiminin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'ni (BMİHK) boykot edeceğini duyurdu ve konseyi antisemitizm ve İsrail işgaline karşı önyargılı olmakla suçladı.
Saar, X. sitesinde yaptığı paylaşımda, "Bu kurum, insan haklarını desteklemek yerine demokratik bir ülkeye saldırmaya ve antisemitizm yaymaya odaklandı " dedi.
Dışişleri Bakanı, İsrail işgalinin, sadece kendisine ayrılmış daimi bir gündem maddesi olan tek taraf olduğunu ve İran, Küba, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ve Venezuela'nın toplamından daha fazla karara konu olduğunu belirtti.
Saar , "İsrail ABD'ye katılıyor ve BM İnsan Hakları Konseyi'ne katılmayacak " dedi.
BM İnsan Hakları Konseyi sözcüsü Pascal Sim, duyuruya yanıt vererek, İsrail işgalinin konseyde "gözlemci devlet statüsüne" sahip olduğunu ve "47 üye devletten biri olmadığını" açıkladı. Bu nedenle "İsrail'in" konseyden resmen "çekilemeyeceğini" de sözlerine ekledi.
İsrail işgali, daha önce tüm BM üyelerinin uyması gereken periyodik incelemelere katılırken, birkaç yıldır " Filistin ve işgal altındaki diğer Arap topraklarındaki insan hakları durumu" konusundaki tartışmaları boykot ediyor.
İsrail'in kararı, ABD Başkanı Donald Trump'ın Salı günü Washington'ı BM İnsan Hakları Konseyi de dahil olmak üzere birçok BM kurumundan çeken başkanlık kararnamesinin ardından geldi.
Kararnamede ayrıca ABD'nin, İsrail işgal güçlerinin Perşembe günü Hamas direniş savaşçılarına destek sağladığı gerekçesiyle ilişkilerini kestiği BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) verdiği desteğin sonlandırılacağı duyuruldu.
İsrail işgalinin bu hamlesi, BM ile İsrail hükümeti arasında işgal altındaki Filistin topraklarına yönelik politikaları nedeniyle artan gerginliği daha da artırıyor.
Trump, yönetiminin politikalarının bir parçası olarak Salı günü İran'a yönelik azami baskı kampanyasını geri getiren "çok sert" bir direktifin imzalandığını duyurdu. Ayrıca, ABD'nin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ile olan ilişkisini geri çekme ve BM Filistin Yardım Ajansı'na (UNRWA) fon sağlamayı durdurma kararını da resmileştirdi.
Trump Çarşamba günü, ABD'nin Gazze Şeridi'nin kontrolünü ele alması yönündeki tartışmalı önerisinin arkasında durdu , uluslararası eleştirileri reddetti ve planın iyi karşılandığını söyledi.
Trump, Filistinliler, Orta Doğu liderleri ve küresel hükümetlerden gelen ezici olumsuz tepki sorulduğunda Oval Ofis'te gazetecilere "Herkes bunu seviyor," dedi. Ancak, yeni ABD Başsavcısı Pam Bondi'nin yemin törenine başkanlık ettiği için tartışma için "doğru zaman olmadığını" belirterek daha fazla ayrıntı vermeyi reddetti .
Trump'ın Gazze'deki Filistinli sakinlerini Mısır ve Ürdün gibi komşu ülkelere göç ettirmeyi öngören planı, uluslararası liderler tarafından geniş çapta kınandı . Filistinli yetkililer, insan hakları grupları ve yabancı hükümetler de dahil olmak üzere eleştirmenler, zorla göç ettirmenin uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve bölgedeki gerginliği tırmandıracağını savunuyor.
Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan ve Katar da dahil olmak üzere Orta Doğu hükümetleri teklifi kesin bir şekilde reddetti. Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, ülkesinin Filistinlilerin zorla tahliyesine katılmayacağını ilan ederken, Mısır demografik ve güvenlik etkileriyle ilgili endişeler nedeniyle planı reddetti. Suudi Arabistan ve BAE de kendilerini tekliften uzaklaştırarak, herhangi bir çözümün mevcut barış çerçeveleriyle uyumlu olması gerektiğini yineledi.