Tarih: 13.10.2022 16:12
HİÇ AMA HİÇ SAMİMİ DEĞİLSİNİZ!
Seçimler yakın, belki eli kulağında. Nasıl olsa kemikleşmiş bir oranda, değişmeyen oy potansiyeliniz var. Belli bir kesimden oluşan, belli bir ideolojiden oluşan ve yüz yıllar boyunca hep aynı amaç doğrultusunda süre gelen bir kin ile beslenen azınlık. Kime, ne için ve neden hizmet ettiğinin idrakini yapamamakla birlikte, kimden, ne için intikam alacağını dahi kavrayamayacak kadar hesapsız bir inanış biçimi. Ve bu inanış biçimine sahip olanlarınızın oylarıdır o kemikleşmiş potansiyel.
Artık kimi ne kadar kandırıp, aldatıp, yalan söyleyerek yön değiştirip oyunu alabilir iseniz o da kısa günün kârıdır der geçer, perdenin arkasından katıla katıla gülersiniz.
Aslında acıdır ama var memleketimde öyle birileri. Oyunu rahatlıkla çalabileceğiniz, alabileceğiniz, rahat bir şekilde aldatabileceğiniz ve sandık başına gittiği zaman "bu da sana iyi bir ders olsun" serzenişiyle oyunun hesabını bilmeden kendisini ateşe atanlarımız. Daha dün İstanbul seçimlerinde gördük "bu sana ders olsun diyenleri"…
Kemikleşmiş oyu olanlar ne yapıyor peki?
Ne kadar çalabilir isek kârdır, deyip eşeledikçe eşelemeye devam etmektedir. Hem de nasıl, hem de nasıl… Din ile milliyetçilik ile başörtüsü ile soğan ile patates ile yağ ile ve daha kötüsü ise ihanet ile.
İktidar çerçevesi içerisinde ise resim farklı. Kaptan köşkü; gemiyi, limana sağ salim yanaştırmak için ne kadar çabalar ise çabalasın, görünen o ki tayfaların birçoğu başka âlemde oynayıp durmaktalar. İl Yönetimleri lay lay lom, kamu kurum ve kuruluşları Lale Devri çocukları gibi şen ve vatandaş da bu saltanatı gördüğü zaman, altında ezildiği enflasyon canavarının azılı dişleri arasında canı yanmış olduğu için, hemen atlıyor bu kervanın ortasına. Yeni bir "bu da sana ders olsun" yaşamak istemiyoruz, artık.
Unutmak, gerçekten çok güzel bir ilaç aslında ama halk olarak daha dünü, yaşanan o kadar sıkıntıyı ve hatta yokluğu hemen unutmak ilaç olmaktan çok ateşe gözü kapalı atlamak gibi bir şey olsa gerek.
Düşünsenize; size elini uzatan zihniyetin, eline süsleyip taktığı eldiveni dahi göremeyecek kadar kör olduk artık. Birilerine ders vermek için binlerce yıllık tarihi yeniden tekerrüre sokmanın manası ne anlatamıyoruz.
Eldiveni çıkarın bakın altında ne kadar çok kan var, ne kadar çok kir var ve ne kadar çok pislik var.
Boraltan Köprüsünde yaşanan hayal kırıklığı var, Musul ve Kerkük'te pazarlamanın en kral örneği var. 12 Adalarda, peşkeş nasıl çekilirmişin örneği var. "Tanrı Uludur dan, ALLAH U EKBER' e geçişin intikamında, özellikle ücreti tahsil edilen yağlı idam urganı var. Ayşe'yi tatilden ivedi geri çağıran hazımsızlığın sinir savaşı var. Tarihi biraz daha ileri sardığımızda başörtülü kızlarımızın, analarımızın gözümüzün önünde sirayet eden işkence dolu, çile dolu günleri var. Ellerinde az biraz imkân olsa idi bir gecede bu halkın dinini Hıristiyanlaştırıp, Protestan yaparak 1453 ün hesabını sormak var.
Koskocaman bir ulusu bir gecede cahil yapıp, azınlık ve güdümlü bir zümreyi âlim diye, sözüm ona aydın diye etiketleyerek, onlarca yıl süren ve etkisi halen devam eden yok ediş intikam planı var.
Büyük bir çoğunluğu İslam olan, Müslüman olan ve Allah inancı üzerine hayat yaşayan insanımın iyi niyetli benliğini karıştırarak, attığı her adımda bilinçli olmadan, dinden uzaklaştıran bir eğitimin propagandası var. Daha dün; ya daha dün, Mersin'de dökülen bir asil kanın hesabı var. Katilin o bilindik zümre tarafından korunarak, bizlere masum diye tanıtıldığı…
Sonu yok inanın. Yazdıkça, başka bir duygu girdabına girip boğulmaktan korkuyor insan. Ama asıl korkutucu olan ise bu azınlığın çektirdiği durumu yaşadığı halde, hissettiği halde inkâr edip, benim gariban halkım tarafından unutulmasıdır.
Yarın oy vakti sandığa gittiğimizde, kimselere "bu da sana ders olsun" deme lüksümüz yok. Vatan; asla ve asla, bu tür durumlarda ders verme aracı olarak kullanılamaz.
Bizi bu duruma koşar adım sürükleyen ve şu yukarıda saymaya çalıştığımız "var" ların müsebbibi olan siyasi partinin varlığı da, tıpkı kemikleşmiş oy oranını sağlayanları gibi.
Söylenecek tek bir söz var; gerçekten her hangi bir çalışmanızda, attığınız her hangi bir adımınızda, gerek yüce meclis içerisinde ve gerek ise bulunduğunuz her hangi bir ortamda ve hatta hatta aldığınız nefesinizde dahi;
Hiç ama hiç samimi değilsiniz…
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —