Tarih: 19.07.2025 23:58

Herkes Rolünü Ezberlemiş, Oynuyor

Facebook Twitter Linked-in


Bir tiyatro sahnesi kuruldu bu memlekette.
Dekor gerçek gibi, replikler hazır, oyuncular hevesli.
Ama oynanan şey sanat değil,
düpedüz yalanın gösterisi.

Kim ne rol verirse, onu oynuyor.
Vicdanı yok, ezberi var.
Yüzü yok, maskesi var.
Ve ne acıdır ki bu oyunu herkes ayakta alkışlıyor.

 

Zalim Mazlumu, Üçkâğıtçı Dürüstü Oynuyor

Bakıyorsun birine:
Geçmişi üçkağıtla, yolsuzlukla dolu…
Ama şimdilerde halk kahramanı rolünde.
Dürüstlükten, adaletten dem vuruyor.

Bir başkası çıkıyor,
herkesin ekmeğiyle oynamış, nice ocağı söndürmüş…
Ama ağlayarak "mağdurum" diyor.

Ve işin kötüsü:
Bu roller yutuluyor.

 

Alkışa Oynayanlar Gerçeği Susturuyor

Gerçeği söyleyen kimse yok mu?
Var elbet…
Ama o da ya deli, ya düşman ilan ediliyor.

Çünkü bu tiyatroda gerçekler istenmiyor.
Rolünü iyi yapan, yalanı güzel oynayan alkışı topluyor.
Doğruyu söyleyen ise
ışıkların dışına itiliyor.


 

Seyirci de Rolünün Farkında Değil

Sadece oyuncular mı sahte?
Ya seyirciler?

Onlar da rollerini ezberlemiş:
Alkışla, RT'le, paylaş, linç et…
Kime ne denmesi gerekiyorsa onu tekrar et.

Kimse düşünmüyor.
Çünkü bu gösteride düşünmek değil,
bağırmak makbul.

 

Oyun Uzun Ama Gerçek Kısa

Bir yalanı yıllarca oynayabilirsin.
Ama gerçek bir gün sahneye çıkar.
Ve perdeyi indirir.

O yüzden rollerle ömür tüketenlere şunu hatırlatmak gerekir:
"Perde indiğinde alkış kesilir, geriye sadece kim olduğun kalır."

 

Bu ülkede artık karakter değil, performans önemli.
Kim ne oynuyorsa onunla anılıyor.
Ama oyun biter,
rol unutulur,
maskeler düşer.

Ve en acı tokat o zaman gelir:
Kendine bile yabancı olduğunu fark ettiğin an.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —