Tarih: 23.07.2023 14:11
Hele diyin anam, bele de ola?
Hele diyin anam, bele de ola?
Gurbetin türküsü çalınır bir garip gönülde, ne çalan memnundur ne de dinleyen. Hasret, yüreklerin en ücra köşelerine dahi kor bir ateş misali düşmüşken, hoş bir seda yükselir vuslat gecesinin karanlıktan aydınlığa koşan bağrından; yanık mı yanık, "Hele diyin anam bele de ola?"…
Kimisi derde derman gitmiş gurbet kapısına, kimi dersen mecburen. Kimi toplamış tası tarağı, kimi desen yarım kalmış; ne orada, ne de burada. Hayalleri gibi, hayatları gibi. Ne oralı olabilmişler şimdi, ne de buralı. Dokununca sineye, bir feryat yükselir semaya " Hele diyin anam bele de ola?"…

Yaşamadan bilinmez gurbet akşamlarının kahır yüklü, işkence misali çilesi. Burada kalanların aklı oradadır "kim bilir nasıl da eğlenir dururlar, zengin memleket ya, diye"; orada olanların aklı da burada kalmıştır, tıpkı yürekleri gibi. Kim bilir ne haldedirler. Anam pencereden bahir mi, babam desen gapı önündedir şimdi, ıslak tütünü dudaklarının arasında gözlerinde nem, yüreğinde kor demirlerle yarasını dağlar." Getmeseydin be oğul…
Gurbet;
Erzurum dışıdır oğul. Kapıdan dışarı attığın adımın, yalnızlığa götürür seni. Tam alışamazsın gurbete, gecesine, insanına, işinde çalışırsın amma dişine yetmez kazandığın. Kim ne bilir ki sen nerede ne haldesin. Oysaki dışarıya adım attığın ilk andan itibaren sen zaten araftasın…

Kolay mı zannedersin arafta kalmayı.
Bilmeyen anlamaz, bilen ise ufkun sonuna doğru sessiz çığlıklarla haykırarak serzenişte bulunur ve yarım yamalak bir şekilde haykırır kendince;
"Hele diyin anam bele de ola?"…
Rahmetli
Zinnur Tiryaki hocamın kaleminden bizlere miras kalan en güzel duygu yansımalarından sadece birisiydi bu şiir, ne unutabilmiştik, ne de tam olarak yaşayabilmiş. Araftaydı hep yüreğimiz, tıpkı dün gece olduğu gibi. Ne kendi memleketimizde olmamıza rağmen Erzurum'lu olabildik, ne de eşsiz gecenin bağrında gurbetten sılaya gelenlere yar…
Avrupa Erzurum'lular Birliği katkılarıyla düzenlenen şiir dinletisi gecesine katıldık,
Hafız Karadağ başkanım durmuş, durmuş tam on ikiden yüreğimizden vurmuştu bizim… Şimdiye kadar neleri kaybetmişiz farkında değiliz ki;
Zekai Aydın, söylemiş olduğu şiirlerle yüreğimizi inceden inceye sızlatmaya başladığı zaman, başımıza gelecekleri sezinlemiş gibi olmamıza rağmen hazırlıksız davranmış ve
Başak Hanımın ilk darbesinde su koy vermiştik bir kere, olmaz ki ama hele diyin anam, bele de ola?

Sanırsın ortada boks ringi var ve bizler rakip oyuncu olarak kalmışız aralarında; Bir yandan Başak Hanımın bağrımıza bağrımıza işleyen nağmeleri, bir yandan
A.Kadir kardeşimin sol kroşesi derken, sahneye çıkan
Teyo Emmiden gerçekten de bunu beklemezdik. Ya emmican hani sen bizdendin, ya emmican; hani sende yalan da yohdi, hılafda? Oynarken ve hatta gülerken kırdın belimizi; hele diyin anam, bele de ola?
Zekai Aydın hocamızda
Maşallah, gurbette kala kala merhamet hak getire dedirtti, öylesine candan-öylesine yürekten de
Erzurum şiiri okunmaz ki, hem de
Erzurum'un göbeğinde… Zaten kendi şehrimizde bizde gurbeti yaşar olmuşuz. Zaten kendi şehrimizde, kendi başımıza bir hal yalnız kalmışız. Adım attığımı her yer bize yabancı, üstelik biz yalancı kalmışız bu şehirde. Yetmezmiş gibi saz sanatçıları kardeşlerim ağız birliği etmişçesine yüreklerimize tuz kalmadı bastı durdular. Yüreğimizde bizim de yaramız vardı da; hele diyin anam bele de ola? Zamanında bizde gız sevmıştıh.

Zurna susuyor, kaval başlıyor. Bağlama desen, keskin bıçak. Org almış başını gidiyor zaten, ardında ne bıraktığını görmeden, aldırış etmeden; anladık, talaşınıza değil ama hele diyin anam bele de ola? Bize de günah, bize de yazık. Biz de insanız, bele de vurula…
Ergün Başkanım, size hiç bir şey demiyorum. Alacağınız olsun… Siz bu şekilde milleti alıştırın, milletin ağzına bal çalın. Sonrasında birden bire kesilir ise sonrası sıkıntı olur, hani bizim buraların bir lafı vardır "alışmış kudurmuştan beterdir" diye neme lazım benden demesi. Ancak birkaç eksiğiniz var tamamlarsanız bal yanında kaymak olur.

Kim yoktu ki; ilimizin
Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Tanfer'den tutunda,
Hüsamettin Ceylan'a varana kadar tanıdığımız veya tanıyamadığımız hemen herkes oradaydı;
Erzurum Konfederasyon Başkanı Ali Murat Alatepe'yimi dersiniz,
Erbirder Başkanımız Recai Acar'ı mı dersiniz,
Erkon Başkanı Halil Karapınar'ı mı dersiniz…
Ve anlaşılan o ki; Zekai Aydın hocamız bu gidişle bizi kendi kalemizde bu şekilde haşladığına göre km bilir Erzurum dışındaki Erzurum'lulara ne yapıyordur.
Yüreğinize sağlık iyi ki varsınız…
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —