Hayırlı işler Hamdi abi…
Altın yukarı doğru her adım atışında kimlerin saçlarının ağardığını, kimlerin cebinin dolduğunu görmek için illa da seçim mi olması gerekiyor?
Aslında Osmanlıyı ne batırdı biliyor musunuz?
Lale Devri Saltanatını, hem de halkın gözlerinin önünde birileri zevk-ü sefa içerisinde yaşarken; daha başka birilerinin de onlara para kavuşturması yüzünden oldu.
Tarih tekerrür ediyor ve biz uyumaya devam ediyoruz.
Akşam saatleriydi aldığım bir duyum üzerine "olur mu / olur" diye düşünerek, birkaç kişiye de telefon açıp, bu duyumumuzu teyit ettirdik ama resmi bir ağızdan her hangi bir açıklama henüz gelmeyince, sadece bir duyumdur deyip; fazla açılmadan, sadece kendi bahçemizde ve özellikle de kimsenin havuzuna altın sikke atmadan şimdilik yalnız oynayalım dedik.
Bırakın altını, teneke atacak durumumuzun dahi kalmadığı bir ortamda; esnafın halinin ve özellikle de altın üzerinde oynanan oyunun durumu ortada iken, temsil noktasındaki birileri de kalksın; sanki de o dönem atalarının izinden hareketle, milletin parasını bir seçim yapılacak kongre uğruna bilmem ne oteline versin.
Bak, bak, bak; olaya bak…
Hem de Ocak ayının başında.
Yani Kış Mevsiminin, Palandöken'de kayak mevsiminin ve yoğunluk oranının tavan yaptığı günlerin tam ortasındaki dünyaca ünlü bir otele…
Neymiş efendim?
Kuyumcular Odasının seçimi yapılacakmış.
Şehrimizde bulunan "Esnaf Odaları"nın böyle bir salonu yok mu? Siz de diğer odalar gibi toplantınızı ve seçiminizi orada yapsanıza! Esnafın ve dahi halkın durumunun ortada olduğu böylesi bir dönemde, bu ne mirasyedilik?
Sizin diğer odalardan farkınız ne? Oradaki üyeler de esnaf değil mi?
Veya başka kurumlarımız da var bizim şehrimizde, onların salonları boş olarak zaten beklemekte. Ticaret ve Sanayi Odamızın bu işlerle alakalı ciddi tesisleşmesi var. Orada yapılan toplantı örneklerle dolu, bir siz mi sığmadınız oraya?
Adınız kuyumcu olunca olayın rengi değişip, işin içerisine reklamda girince cepleriniz altın mı dolu oluyor sizin?
Mademki altınlarınızı atacak havuz arıyorsunuz; şehrin merkezinde bir havuz başımız var bizim. Mehmet Başkana söyleyelim açtıralım havuzun suyunu ve siz de geçin havuzun başına, atın atabileceğiniz kadar altın paralarınızı.
Değil mi ki; bu sayede bizlerde, sadece 1 ayda altındaki yükselişin kimlerin işine geldiğini de öğrenmiş olduk. Aranızda aidatlarınızı ödeyemeyecek durumda olan esnafınız varken, aldığı bir gram altın borcunu, tl bazında neredeyse 15 gram olarak ödemek zorunda olan vatandaş varken, birilerinin temsil noktasında bu birikimleri böylesi bir hovardalıkla hem de mirasyedi havasında rahat bir şekilde harcaması sıkıntıda ki esnafa reva mıdır?
Altın yukarı doğru her adım atışında kimlerin saçlarının ağardığını, kimlerin cebinin dolduğunu görmek için illa da seçim mi olması gerekiyor?
Yazık çok yazık!
Desinlere iş yapmakla, gösteriş merakıyla, imkânların böylesi gereksiz bir biçimde harcanmasıyla ne şehirler kalkınır; ne de insanlar…
Elbette o lüks yerler de bu şehrin imkânlarından faydalanacak, sonuçta onlarda birer işletmedir. Sonuçta onların da ayakta kalması gereken bir çarkları bulunmaktadır ama böyle değil. Hem zaten şahıs olarak yapılan tasarruf harcamalarına karışmak haddimiz değil elbet ama kurumsal da bu iş duyuma falan bakmaz, ağızdan laf çıktı mı hemen dağılır ve yayılır gider.
Kurumsal da iş ve boyut değişir!
Kimsenin sorumluluk alanındaki bu birikimleri sadece seçim uğruna böylesi harcama yetkisi olmamalı.
Yok, eğer "kimseler benim işime karışamaz, benim adım Hamdi; ben yaparım" diyenlerimiz var ise o kimselere sözümüz yok.
O zaman, ne diyelim?
Hayırlı işler Hamdi abi!