Tarih: 28.11.2025 10:22

“Göz Boyayan Değil, Gözü Açık Olan Anlar”

Facebook Twitter Linked-in

Memlekete yapılan her makyajı "dev hizmet" diye yutturmaya kalkanlara bir çift sözüm var: Göz boyamakla iş yapılmaz. Halk artık görmüyor gibi davranılan değil, gerçekleri eliyle yoklayan tarafta. Bizim gözümüz tok; lafla peynir gemisi yürümüyor.

Gösteriş Bol, İş Yok; Laf Çok, Hak Yok

"Göz boyamak kolaydır; marifet gönül doyurmaktır."
Benim ninem böyle derdi. Biz de şimdi bakıyoruz memleketin haline, aynısını düşünüyoruz.

Efendiler çıkıyor, üç tane tabela, iki tane maket, bir tane tören… Oldu mu sana dev proje?
Bir kazma vurulmadan övülen işler var; temel atılmadan açılışı yapılan işler var; bitmeden bitmiş gibi anlatılan işler var.

Bizim memlekette buna "Dağ dumanla görünür ama yağmur getirmez" derler.
Evet, işte tam da böyle: Görüntü var, yağmur yok.
Gösteriş var, icraat yok.
Söz var, netice yok.

Yıllardır bize vaat edilen her şeyin sonu aynı yere çıkıyor:
"Bekleyin, geliyor."
Ama o gelen şey ne hikmetse bizim nasibe bir türlü uğramıyor.

 

Memlekete Çivi Çakmadan Övünenin Kendine Hayrı Yok

Bir siyasetçi çıkıp övünüyorsa, bilin ki ortada iş yoktur.
Çünkü gerçekten çalışan adam övünmez; çalışır, yapar, bırakır halk konuşsun.

Ama bizde her şey tersine.
Çivi yok, övünç var.
Hizmet yok, tantana var.
İş yok, reklam var.

Halk arasında derler ki:
"Boş teneke çok ses çıkarır."
Siyasetin de tenekeleri bol maşallah…

Bir bakıyorsun — açılış var.
Bir bakıyorsun — müjde var.
Bir bakıyorsun — temel atılmış.
Ama ortada bir şey yok.

Biz bu masalları artık biliyoruz.
"Gökten üç elma düşmüş" devri bitti.
Millet masal değil, gerçek istiyor.

 

Halkın Sabrını Ölçenler Yanlış Hesap Yapıyor

Bu milletin sabrını hafife almayın.
Sabrı vardır; hem de çoktur.
Ama sabır, aptallık değildir.
Görmezden gelmek değildir.
Sessiz kalmak değildir.

Bizim memlekette güzel bir söz vardır:
"Sabır da bir yere kadar, ondan sonrası hamle ister."

Siz yıllardır bizi sabra çağırıyorsunuz ama kendi içinizde en ufak eleştiriye bile tahammül yok.

Halka "Bekleyin, gelecek." diyorsunuz.
Ama bir bakıyoruz, o "gelecek" hep aynı yerlere geliyor:
Güçlü olanın mahallesine, sözünü dinletenin cebine, sesi çok çıkanın yanına.

Bir yerde, birileri şunu anlamak zorunda:
Bu millet artık sabrı değil, hesabı soruyor.


 

Bu Şehirde Sorulacak Çok Soru Birikti

Soru 1:
Erzurum yıllardır iktidara en yüksek desteği veriyor, peki karşılığında ne alıyor?

Soru 2:
Her seçim döneminde boy boy vaatler, seçim sonrası neden derin bir sessizlik?

Soru 3:
Şehir göç veriyor, genç iş bulamıyor, esnaf kepenk kapatıyor — bu kadar mı normalleşti?

Soru 4:
Memlekete gelen her proje neden "sadaka gibi" sunuluyor?

Soru 5:
Vatandaş sorgulayınca neden düşman ilan ediliyor?

Bakın…
Biz soru soruyoruz, çünkü hak sorar.
Haksızın soracak yüzü olmaz.

Bu kadar basit.

Eski bir ara sözü bırakayım:
"Yiğidin malı meydanda olur."
Meydan ortada, yapılan ortada.
Yiğit kim, onu da halk görüyor.

 

Dert Bambaşka: Bizim Payımız Bizde Değil

Memleketin temel sorunu:
Yapılacak olanın yapılmaması değil, yapılması gerekenin yanlış yerde yapılması.

Bir şehir destek veriyorsa, elbette karşılığını görmek ister.
Kime verse ister.
Hangi partiye verse ister.
Hangi görüşe verse ister.

Bu doğal.
Bu hak.
Bu adalettir.

Siz ise destek veren şehirleri "nasıl olsa bizde" diye en sona yazıyorsunuz.
En sona bırakılmış destekçinin kaderi midir bu?

Bir Erzurumlu atasözü der ki:
"Sona kalan dona kalır."
Ama biz artık donmak istemiyoruz.
Bize düşenin sırası gelmiyor.
Ne zaman gelmeye niyet etse de bir bahane çıkıyor.

Az oy veren iller yatırım alır, çok oy veren iller nasihat…
Bu mudur adalet?

 

Göz Boyamak Kolay, Bizim Gözümüz Açık

Devlet adamlığı gösterişle değil, adaletle olur.
Hesap kitap işte ortaya çıkar.
Lafla değil.

Ama bazıları hâlâ "Göz boyarım, alkış alırım" sanıyor.
Kusura bakmayın ama memleket eski memleket değil.

Halk demez mi:
"Göz var nizam var, kulak var izan var."
Evet, var.
Bizde var.

Artık kimsenin pembe tablo çizmesine gerek yok.
Bu şehrin yarası makyajla kapanmayacak kadar derin.

Benim derdim de şu:
Artık millete masal değil, gerçek lazım.

 

Sözün Sonu: Yeter Artık Bu Oyalanma

Ne müjde istiyoruz, ne sadaka.
Ne şova kanıyoruz, ne alkışa ihtiyaç var.

Bizim istediğimiz şey çok basit:

Emeğimizin karşılığı.
Destek verdiğimiz yılların hesabı.
Şehrimizin hakkı.
Adaletli yatırım.

Kısacası:

Göz boyamak değil;
Hakkı teslim etmek.

Bir halk sözüyle noktalayayım:
"Hak verilmez alınır."
Evet, biz de artık hakkımızı istiyoruz.

Müjde değil efendiler…
Hakkımızı!
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —