Son dönemde Ermeni din adamlarının davranışları, Ermeni kilisesinin Azerbaycan'la barış anlaşması imzalamak istemediğini ve dini gerekçelerle etnik gruplar arası çatışma yaratmaya çalıştığını gösteriyor. Otuz yıllık Karabağ ihtilafı sırasında Ermeni kilisesinin tutumu her zaman bu çatışmanın dinler çatışması, Hıristiyanlara yönelik baskı ve dini temelde çatışmanın daha da derinleşmesi olduğu yönünde olmuştur. Hatta Ermeni din adamları, Hıristiyan medeniyetinin bu kadar güçlü olduğu bir dönemde Azerbaycan'ın kazanmaması gerektiğine inanıyor.
Erivan'da yayınlanan hükümet yanlısı yayınlar, Nikol Paşinyan hükümetinin iddialara göre "intikam" kelimesini toplumun sözlüğünden çıkarmaya çalıştığını yazıyor. İddialara göre Bakü yetkilisi, Erivan'dan intikam çağrılarına son verilmesini, yeni bir savaş isteyenlere intikamı teşvik ederek cevap verilmesini talep etti.
![]()
Ermenistan Devlet Televizyonu ve bazı televizyon kanallarının Katolikos II. Gareghi'nin yılbaşı konuşmasını yayınlamayı reddetmesini bu bağlamda açıklayanlar var. Geleneksel olarak, I. Vazgen'in zamanından bu yana, Ermeni kilisesinin başı, devlet (veya hükümet) başkanının önünde bir Yeni Yıl konuşması yayınlar. Bu yıl son anda Devlet Televizyonu hiçbir geçerli gerekçe sunmaksızın geleneksel yılbaşı konuşmasının bu kez yayınlanmayacağını duyurdu. Bunun yerine Eçmiadzin kilisesinin taht sahibine, haber bülteninde Katolikos'un ana mesajlarını halka aktarması önerildi.
Peki Ermeni kilisesi başkanının yılbaşı konuşmasında Paşinyan hükümetinin yasaklamak zorunda kaldığı neler var? Ermeni Apostolik Kilisesi'nin Tavuş piskoposluğunun başı olan Başpiskopos Bagrat Galstanyan'ın son dönemdeki intikamcı çağrılarıyla karşılaştırıldığında Garegin bir "melek" gibi görünüyordu. Galstanyan'ın kilisedeki son konuşmalarından birinde "Kendimi intikamcı olarak görüyorum ve hayatımın son saniyesine kadar da böyle yaşayacağım" dediği biliniyor.
Katolikos konuşmasında 2023 yılını Ermeni halkı için "zor bir yıl" olarak nitelendirdi. Garegin kısa konuşmasında "Artsakh"tan iki kez bahsetti. Önce Ermenilerin tehcir edildiği yalanını tekrarladı, ardından da Ermenistan'a gelen "kardeşlerine merhamet ve şefkat" istedi. Garegin'in konuşmasının ana tezleri herhangi bir siyasi tona sahip değil, doğrudan bir savaş ya da intikam çağrısı yok, Ermenilere yönelik güvence mesajları ve Allah'ın merhametine dair umut çağrıları hakim. "Cenâb-ı Hakk'ın Ermeni ülkesini ve tüm insanlığı barış içinde koruması, yardımıyla bizlere sevgi ve umut lütfu bahşetmesi, vatanımıza ve tehlikelerden geçen tüm halkımıza zafer ihsan etmesi için tüm kalbimizle dua edelim. " dedi Garagin. Ermeni hükümetinin yasaklamasının ardından Garagi'nin konuşmasının "etkilenmiş" olması ve onların rövanşist olmadıklarını kanıtlamak istemeleri mümkün.
![]()
Bazı kaynaklara göre Paşinyan ile Garagi arasındaki ilişkilerdeki çatlaklar, Ermenistan'ın 44 gün savaşında yenilgiye uğramasının ardından Katolikos'un hükümeti açıkça eleştirmesiyle başladı. Ancak 2019 sonbaharında Los Angeles'ta düzenlediği basın toplantısında Paşinyan, din adamlarıyla gergin ilişkisini gizlemedi. Ermeni halkının kilisenin hükümetin işlerine karışmasını istemesi durumunda ülke yönetiminin bu konuyu tartışmaya ve gerekli önlemleri almaya hazır olduğunu açıkça ifade etti. Tehditkar bir üslupla konuşan Paşinyan, bazı siyasi güçlerin hükümetin liberal politikasını kendi zayıflıkları olarak gördüklerini belirterek, "Benzer bir tutum din adamları arasında da görülüyor. Bazı din adamları, 'kilisenin işlerine karışmak niyetinde değiliz' dememizi bir hakaret olarak değerlendirdi." zayıflık.Gülüşmemiz ve saygılı tavrımız zayıflıktır.Yani kilise ile hükümet arasındaki gergin ilişkiler savaştan önce bile ortaya çıktı ve bunun "milli mesele" ile pek ilgisi yok.İkisi arasındaki ilişkilerin ilginç olması ondan önceki başkanlar - Sarkisyan ve Koçaryan ve kilise başkanı iyiydi ve Garegin'in her olayda lehineydi. O halde Paşinyan'ın şahsına ve onun bağlantılı olduğu çevrelere odaklanmak gerekiyor.
Her ne kadar Kilise tarihsel olarak güç oyunlarının bir katılımcısı olsa da muhafazakar bir duruş sergilemeyi tercih ediyor. Paşinyan iktidara geldiğinden beri ülkeyi açık bir pazara dönüştürdü ve kapılarını Batı'nın en çeşitli çevrelerine açtı. Kilise ya böyle bir açıklık istemiyor ya da bunun açıklanmasını talep ediyor. Öte yandan unutmayalım ki Ermeni kilisesi sadece Rusya'nın dini çevreleriyle değil, istihbaratıyla da ilişkilerini sürdürme eğiliminde. Paşinyan hakkında belki kilisenin bildiği daha çok, hatta belirsiz sırlar vardır...
Onların kavgası Karabağ meselesi değil, başka sebepler var...
Nazım SABIROĞLU