Tarih: 17.02.2025 08:12

Ermeni faşistlerin gerçekleştirdiği Karadağlı katliamının üzerinden 33 yıl geçti

Facebook Twitter Linked-in

1980'li yılların ikinci yarısında Ermeniler, "Büyük Ermenistan" fikrini hayata geçirmek amacıyla Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde toprak iddialarında bulundular.

Erivan'daki faşistlerin ve Batı'daki Ermenilerin Hıristiyan destekçilerinin geliştirdiği bir plan doğrultusunda, 1988 yılı başlarından itibaren Dağlık Karabağ'ın "ekonomik geri kalmışlığı" bahanesiyle, bu eyaletin Ermenistan'a bağlanması amacıyla Hankendi ve Erivan'da grevler ve mitingler düzenlendi. Karabağ'ın dağlık kesiminde Azerbaycan halkına yönelik baskı, zulüm ve silahlı saldırılarla durum giderek gerginleşiyordu. Asıl amaç Azerbaycan halkını Dağlık Karabağ'dan çıkarmaktı. 1991 yılı sonu ve 1992 yılı başında Karabağ'daki durum daha da ciddileşti.

Ermeni militanlar, Karabağ'ın dağlık kesimlerinde Azerbaycan Türklerinin yaşadığı köy ve yerleşim yerlerini kuşatıp tecrit ettikten sonra işgal ederek sivil halkı katletti, evleri ve çiftlikleri yağmalayıp yaktı.

Ermeni silahlı grupları Kasım 1991 ile Şubat 1992 arasında Cemilli, Karkicahan, Kuşçular, Malibeyli, Meşeli ve Karadağlı köylerinin işgali sırasında sivil halka karşı savaş suçları işlediler. Ermeni faşistlerinin Karabağ'da Azerbaycan halkına karşı işlediği kanlı suçlardan biri de Karadağlı katliamıdır. Aslında 17 Şubat 1992'de Karadağlı'da işlenen katliam bir günlük veya bir gecelik bir katliam değil, Ermeni milliyetçilerinin yaklaşık iki asırdır Azerbaycan Türklerine karşı istikrarlı bir şekilde sürdürdüğü etnik temizlik ve soykırım politikasının bir devamıdır.

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Hocavend ilçesine bağlı Karadağlı köyü, 4 yıldır Ermeni işgalcilere karşı kahramanca mücadele etdi. Köy 17 Şubat 1992'de işgal edilip yakılmış, Ermeni işgalciler sivil halka karşı soykırım uygulamıştır. Burada 33 yıl önce işlenen katliam ve köylülere uygulanan işkenceler, Ermeni milliyetçilerinin yaklaşık 200 yıldır Azerbaycan Türklerine karşı yürüttükleri etnik temizlik ve soykırım politikasının bir devamı ve Azerbaycan halkına duydukları nefretin bir sonucudur.

Karadaglı köyü, Hocavend ilçe merkezinin 13 kilometre batısında, Hocavend-Hankendi karayolu üzerinde, dağ eteğinde yer almaktadır. 1988 yılında ermeni ayrılıkçılarının Dağlık Karabağ'da isyan etmesiyle birlikte Hocavend iline bağlı Karadağlı köyünün trajik günleri de başladı.

Köylüler, doğup büyüdükleri vatan topraklarının her karış toprağı, her taşı için savaştılar, onlarca köylü Ermenilere karşı verilen eşitsiz savaşlarda şehit düştü:

-24 Kasım 1990. Hocavend-Hankendi yolunun 6. kilometresinde Ermeni haydutlar tarafından üç köylü vahşice katledildi;

-9 Ocak 1991. Köye gelen bir UAZ aracına ermeniler tarafından ateş açıldı, bir kişi öldü, dört kişi yaralandı. Bunlardan ikisi daha sonra yaralarından dolayı öldü;

-8 Mart 1991. Ermeniler köyün yakınında 2 kişiyi vahşice katlettiler;

-28 Haziran 1991. Köy çiftliğinde yaşayan üç erkek ve üç kadın olmak üzere altı kişi diri diri yakıldı;

-8 Eylül 1991. Ağdam'dan Karadağlı'ya giden bir yolcu otobüsü, Hocavend-Hankendi yolunun 5-6. kilometresinde Ermeni haydutlar tarafından ateşe verildi. Otobüs içerisinde bulunan yaklaşık 40 yolcudan 2'si erkek, 6'sı kadın olmak üzere toplam 13 kişi hayatını kaybetti;

-19 Aralık 1991. Hocavend köyü yakıldı;

-8 Ocak 1992. Karadağlı yakınlarında bir köylü daha vahşice katledilmiş, yaklaşık 100 koyun da Ermeniler tarafından ganimet olarak alınmıştı;

-12 Şubat 1992. Şuşa'nın Malibeyli köyü işgal edildi ve yakıldı. Bir sonraki hedef Karadagly'dı. Köydeki durum giderek zorlaşıyor, katliam günü yaklaşıyordu;

-14 Şubat 1992. Ermeni haydutları, özellikle Hankendi'nde konuşlu Rus 366. Alayının teçhizat ve insan gücünü kullanarak, her tarafı kuşatılmış ve savunmasız bırakılmış olan Karadağlı köyüne saldırdılar;

-17 Şubat 1992. Soğuk, tipi ve karlı bir günde 117 kişi esir alındı, onlarca sivil öldürüldü. Kaynaklara göre, Karadağlı köyünde 91 kişi öldürüldü, bu da köydeki her 10 kişiden biri anlamına geliyor.

Beylik Bağı denilen köy bölgesinde 23 kişi Ermeni cellatlar tarafından kurşuna dizildi, çoğu yaralı halde diri diri bir silo kuyusuna gömüldü. Bazı esirler araçlardan indirilerek Karadağlı-Hankendi yolu üzerindeki ermeni köylerinde kurşuna dizildi. Zeki çeşmesinde iki, Cemiyyet köyünde ise iki kişi hayatını kaybetti. Ermeniler 8 köylünü vahşice katlettiler, işkence ve acı çektirdiler. Farklı zamanlarda dört kişi şehit oldu. Beş kişinin akıbeti ise bugüne kadar bilinmiyor.

Ölenlerden 21'i yaşlı, 10'u kadın, 8'i ise okul çocuğuydu. 146 çocuk yetim kaldı. İşgal sonucu köyde 200 konut, 1 kültür merkezi, 320 kişilik ortaokul, 25 yataklı hastane binası ve diğer sosyal tesisler yıkıldı. Köyde yaşayan yaklaşık 800 kişi iç göçe zorlandı.

Öldürülenlerin bir kısmı ise son derece vahşice öldürülmüşlerdi. 3 köylünün üzerine mazot dökülerek yakıldı, İki kişi başı kesilerek öldürüldü.

Olayın tanığı Oruç Aliyev, aradan yıllar geçmesine rağmen o günleri hatırladığında hâlâ dehşete kapıldığını söyledi: "Ermeniler 14 Şubat'ta köye saldırdılar. Düşmana karşı inatla direndik, gece gündüz savaştık. 17 Şubat'ta silah ve mühimmatımız tükendi. Ermeniler, esir aldıkları sivil köylüleri iki KamAZ kamyonuna bindirerek götürdüler. İçimizden bir kısmı yürüyerek köyün dışında bulunan "Pir" denilen yere götürüldü. Yolda ihtiyar Şahmurad'ı öldürdüler. Sonra Eldar'ı yere fırlattılar, bir ağaçla döverek öldürdüler. Beylik Bahçesi'nden geçip KamAZ'ı Dut Bahçesi'nin kenarına park ettiler. KamAZ kamyonundan 10 tutuklunun indirilerek kurşuna dizilmesini talep ettiler. Telman yanında getirdiği el bombasını Ermenilere fırlattı. Kaç faşistin öldüğünü bilmiyorum, sonra bize ateş etmeye başladılar. Araçta bulunanların çoğu şehit oldu. Ben yaralıdım. Daha sonra araba yoluna devam etti. Elmdar'ı yolda bıraktılar. Onun hakkında başka bir şey duymadık. Malibeyli köprüsünde beni ve birkaç köylüyü diğer köylülerden ayırıp Hankendi'ne götürdüler. Sabaha kadar bizi dövdüler.Sabah sokağa çıktığımda, köylülerimizin cezaevinin önünde yere düştüklerini, ermenilerin de cesetlerini çiğnediklerini gördüm. Bizi bir KamAZ kamyonuna bindirip Askeran'a götürdüler. Acı dolu günlerimiz Askeran'da başladı. 

Akıl almaz işkencelere maruz kaldık, dövüldük, aç bırakıldık. Bir gün ermeni muhafız Ilgar'a, "Sabah yüzünün bir tarafındaki kılları yolmazsan seni vururum" demiş. Sabaha kadar birimiz Ilgar'ın yüzündeki tüyleri yoluyordu, diğeri üflüyordu... Sonra Ilgar'ı bizden ayırdılar. İki Karadağlı ile 28 Hocalılı birlikte tutuldu. Bizi her gün dövüyorlardı. Hocalı'nın işgalinden üç gün sonra beni tekrar dövdürmeye götürdüler. Geri döndüğümde beni bulunduğum hücreye değil, Hocalılıların tutulduğu hücreye koydular. Kamerada çok sayıda Hocalı sakini vardı. Ermeniler çoğu zaman gelip kapıyı açıyor ve bıçak ve tabancayla onları öldürüyorlardı. Sabah olduğunda dördü hâlâ hayattaydı, hepsi öldürülmüştü. Halkımız Ağdam'dan Askeran'a saldırdı. Ermeniler Askeran'dan çıkıyorlardı, bizi Noragah köyüne götürüp deponun bodrumuna yerleştirdiler. Ermeniler benim ve diğer rehinelerin altın dişlerini söktüler. Orada 43 gün kaldık. Bizi buzlu suya koydular, dövdüler, işkence ettiler. "Hocalı'da açlıktan, soğuktan, dayaktan ölenler oldu... Ben hayatta kaldım ama esaret altında yaşadıklarımı, o korkunç günleri, çektiğim acıları ağır bir yük gibi taşıyorum" dedi.

Kerkicahan ve Meşali'de de benzer katliamlar yaşandı. Aslında bağımsızlık için çalışan ve mücadele eden herkes zulüm gördü. Düşman, Karadağlı'nın amacına tam olarak ulaşamadı. Böylece çok geçmeden Rus ve Ermeni güçleri Hocalı soykırımını gerçekleştirdiler. Yaşlı ve çocuk demeden insanlık dışı uygulamalar yapıldı. Ne yazık ki Karadağlı soykırımı bugüne kadar yeterince araştırılmamıştır.

Bu trajediyi hem araştırmalı, hem de Ermeni faşistlerini Lahey'deki Uluslararası Mahkeme'ye teslim ederek dünyanın dikkatine sunmalıyız.

Ermeni faşizmini hukuki-siyasal-hümanistik açıdan değerlendirdiğimizde, intikamın kıyamete kadar kalmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kurban VAHİDOV. Araştırmacı - yazar


 



Your browser doesn't support HTML5 video.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —