Tarih: 17.10.2023 22:20

EĞİTİM ARTIK MİLLİ OLSUN!

Facebook Twitter Linked-in

Okul öğrencilerine bakıyorum ağır çantalarla yüz metrelerce okula gidip kalabalık sınıflarda ezbercilik üzerine kurulu sistem dahilinde öğrenim görüyorlar. Eğitim demeye dilim varmadı işin aslı. Bu kadar ağır çanta dolusu müfredat, artı kaynak kitaplar , artı defterlerle okul bitiren çocukların KPSS sınavı ile devlet kurumlarında memur olarak çalışmasının bir çok eksik yönlerini vatandaşların belge kayıt, düzenlenme işlemlerinde sorun yaşadığı sırada ortaya çıktığını kaç kez gözlemlemişim. KPSS sınavı ile okulda öğrenim gördüğü müfredat üzerinden soruları yanıtlayan vatandaş devlet memuru olunca asıl Anayasa, kanun mevzuatlarının maddelerini, yabancılarla ilgili kanun ve mevzuatları, vatandaşlık, çalışma, oturum izni için başvuru yapan yabancı vatandaşların vatandaşı olduğu ülkeler hakkında en ufak bilgiye sahip olmamaları yabancı vatandaşlara zor durumlar yaşatmakla, kurum- kurum dolaşmalarına sebebiyet verdiği gibi, işlemlerin ve kayıt prosedürlerinin uzamasına neden oluyor. KPSS sınavındaki sorularla devlet memuru olarak işe başlayan kamu çalışanının daha ilk günden masasına gelen belgelerdeki tercüme ve bilgileri anlamama sorunu karşısına çıkıyor. Mesela eski Sovyet Birliği ülkelerinin vatandaşlarının doğum belgeleri Sovyetler Birliği döneminde alındığı için orada soyadları Rus soyadları sonlukları ile bitmektedir: "ov", "yev" erkek vatandaşların soyadı sonlukları iken "ova", "yeva sonlukları kadın vatandaşlar için kullanılmaktadır. Örnek olarak: Rus dil üslubuna göre İvanov –İvan babanın adı iken – ov donluğu oğlu anlamına gelir. İvanova –İvan babanın adı iken –ova İvan kızı anlamına gelmektedir. Bu ayrıntıyı bilmeyen memur suçu tercümana atarak soyadı sonluklarında "yanlışlık" olduğunu vatandaşa belirtip tercüman bu hatayı düzeltsin diyor. Doğum belgesinde babanın soyadı İvanov diye yazılmışken belgeyi Türkiye yetkili mercilerine sunan kızının o belgede soyadının İvanova olarak belirtilmesini memur hata olarak algılıyor. İvanova yazısındaki "a" harfini silin veya babanın da soyadını "İvanova" olarak gösterin diye baskı yapıyor. Böyle ciddi bir kamu görevi için KPSS sınavı gördüğünüz gibi saçma bir uygulamadır. Kamu çalışanı olacak bir insan, özellikle yabancılarla çalışacak memurlar sınav için yayınlanmalı olan güncel mevzuatı öğrenip, eski Sovyetler birliği gibi, diğer ülkelerdeki soyadı, adlarla, isim- soy isim, baba , anne adları gibi önemli kimlik bilgilerinin yazılış sırasını, kuralını öğrenmeleri gerekmez mi? Burada 1945-li yıllardan sonra Rusya'nın Boğazlar için hak iddialarına kalkarak Kars'ı, Ardahan'ı talep etmesi ile Türkiye devletinin bu tehditlerden korunarak NATO üyeliğine girmek zorunda kalması ve akabinde Full Bright Komisyonunun dayattığı anlaşma kapsamında Türkiye Eğitiminin Amerika'nın yönettiği acı gerçeği "milli" adı altında ülkemize dayatılan ezberci öğrenim sistemi tüm yaşam kalitemizi, dahası ekonomik, kültürel, ilim öğrenme kapasitemizi köklü şekilde olumsuz etkilemiştir. Rusya ile Amerika görünürde düşman olsalar da Türkiye gibi jeopolitik, stratejik ülkeyi daim kontrolleri altında tutmak için bir birileri ile sözün gerçek manasında "yardımlaşmışlardır". Rusya'nın Boğazlar baskısı yüzünden NATO-ya üye olmasından sonra "Marshal yardımları" adı altında bu kez de Türkiye'ye süt tozu, patates tozu gibi margarin gibi zararlı maddelerle üretilmiş yapay gıdaları "yardım" diye Türk halkına dağıttılar. Üstüne bir de Amerika Türkiye'ye yaptığı bu "iyiliğin" karşılığında her işine karışmaya muvaffak oldu. 27 Aralık 1949 yılında dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. 1950 yılında ise Türkiye Millet Meclisinde kabul edilip Türk milli geleneklerinden, eski kültürümüzden uzaklaşarak Amerika yaşantısını hayatımıza dahil ettiler. Bu anlaşmadan sonra Türk zihin güçleri Amerika'da eğitim almakla geri döndükten sonra mühim kademelerde görevlendirildiler. Bu gün başımızda oynan oyunun sonuçları olarak kamu yönetiminde bu ve diğer sorunlarla uğraşarak önemsiz meselelere kafa yormakla okul ortamında öğrencilerimize gerekli eğitimi sağlayamamanın ve çağdaş gelişime, ilim- bilim konularına yeterli zaman ayıramayıp teknoloji, sanayi ve inovasyon alanlarında hala dışarıya bağımlı olmanın kısır döngüsünü yaşıyoruz. Profesör Oktay Sinanoğlu'nun çok yerinde deyimi ile "Milli Eğitim ne millidir ne de eğitimdir" vaziyeti devam etmektedir. Oysa bu anlaşmayı derhal fesih edip geleceğimiz olan çocuklarımıza ve gençlerimize Milli Eğitim, öğrenim sistemi uygulamak gerekir. Full Bright Anlaşması ile okullara verilecek müfredatın onların Komisyonu tarafından belirleniyor. Komisyon 8 üyeden oluşur, 4 Türk 4 Amerikalı, komisyonun başkanı ise Amerika Birleşik Devletlerinin Türkiye Büyükelçisi ve bu şahsın oyu çifte sayılır. Dolayısıyla bizim okul ve üniversitelerimizde ne öğrenip hangi dersleri göreceğimize Amerikalılar karar veriyor. Türkiye "Milli" Eğitim sistemin ise Amerika Dış İşleri bakanlığı denetliyor. Bu günkü gelişmelere bakarsak Amerika'nın Türkiye'ye dikleşmesine cesaret ede bilmesinin nedenlerinden biri de doğrudan Eğitim alanımıza karışmalardır. Tedirgin eden asıl nokta ise güçlü siyaseti ve savunma alanında söz sahibi olmasına rağmen yönetimimizin hala da bu konuyu kökünden çözmeye yanaşmamasıdır. Üniversite öğrencilerinin zor ve yoklularla mücadele sonucunda Üniversitelerden mezun olsa da iş bulamaması, kendisini bu uğurda eğittikten sonra hak ettiği alanlarda çalışamayıp gururunun incindiği ve kendisini değersiz hissettiği boşluğuna düşerek intihar etmesi, okul, lise öğrencilerinin kütüphanelerde araştırma yapmasına rağmen sorgulayıcı eğitim olmadığı için çabalarının esaslı sonuç vermemesi yüzünden okul hayatına pek ciddi yanaşmaması gözlemlediğim eksikliklerdendir. Amerika uçak gemilerine çıkartma olarak Türk Deniz Kuvvetlerinin askeri gemilerimizle Akdeniz'e konuşlanması gibi gururu yaşaya biliyorsak, lütfen sırası gelmiş de geçen Eğitim Sistemimizi de sinsi düşman –Amerika'nın esaretinden kurtaralım! Vüsale ALİ Kayseri


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —