Tarih: 01.10.2025 11:18

Direkteki Kaplumbağa: Liyakatsiz Liderlerin Trajikomik Tablosu

Facebook Twitter Linked-in

Bir çiftlikte başlıyor her şey… 75 yaşındaki bir çiftçi, sığırlarla uğraşırken eli kapıya sıkışıyor ve derin bir kesi oluşuyor. Yaralı eli, bölgedeki doktor tarafından dikilirken, yaşlı adamla doktor arasında sıradan bir sohbet başlıyor. Ama bu sohbet, kısa sürede siyasetin iç yüzüne açılan bir pencereye dönüşüyor.

 

Çiftçi, doktorun dikkatini çeken bir gözlem yapıyor ve politikacılara dair düşüncesini paylaşıyor:

Gördüğüm kadarıyla çoğu politikacı direkteki kaplumbağaya benzer."

Doktor şaşkın, "Direkteki kaplumbağa da ne demek?" diye soruyor.

 

Çiftçi açıklıyor: Bir köy yolunda çitin üzerinde kaplumbağa görürseniz, işte o "direkteki kaplumbağa"dır. Oraya kendi başına çıkmamıştır, zaten oraya ait değildir. Pozisyonu, iş yapma becerisinin çok üstündedir. Sen sadece, onu bu pozisyona hangi salağın getirdiğini merak edip durursun.

Ve işte siyasetin özeti burada gizli: Liyakatsiz atamalar, yanlış yerleştirilmiş liderler ve onların etrafında dönen trajikomik tablo. Liderler, görevlerini anlamadan üstlenir; görevde kaldıkça hem kendileri hem de çevreleri zor durumda kalır. Vatandaşlar ise bunu izler, eleştirir ama çoğu zaman müdahale edemez.

 

Direkteki Kaplumbağa ve Toplumun Sabrı

Bu metafor sadece gülümsetmiyor; aynı zamanda toplumsal bir uyarı niteliği taşıyor. Bir kişi, liyakatsiz şekilde bir pozisyonda durduğunda, hem kurum hem toplum etkilenir. Yanlış kararlar, gecikmiş icraatler, hatalı politikalar… Hepsi birikiyor, büyüyor, görünmez ama maliyeti ağır oluyor.

 

Çiftçinin gözünden bakınca, politikacılar sadece kendi kapasitesinin çok üstünde bir yük taşıyan bireyler değil; birer "direkteki kaplumbağa" olarak toplumun sabrını test ediyor. Hem kendi dengesiz pozisyonlarında çırpınıyor hem de etrafına zarar veriyorlar.

 

Uyumsuz Liderler: Trajikomik ve Komik

Bazen trajik, bazen komik… Bu tablo, siyasetin ne kadar absürt olabileceğini gösteriyor. Kaplumbağa, çitin üstünde durur ama oraya ait değildir. Politikacı da benzer şekilde, kendi kapasitesinin üstünde bir görevde kalır. Vatandaş izler, yorum yapar, bazen de gülümser ama durum değişmez.

Bir düşünün: Ülkenin en kritik karar mekanizmaları, yeterlilikten uzak insanların elinde dönüyor. Kurumlar, yanlış liderlik nedeniyle yavaşlıyor; halk, yapılan hataları bedel olarak ödüyor. Ve biz, bir kaplumbağanın çitin üstünde ne işi olduğunu merak eder gibi, sürekli soruyoruz: "Bunu oraya kim getirdi?"

Çiftlikten Siyasete Taşlanan Dersler

Çiftlik, hayatın bir yansımasıdır aslında. Yanlış yerde duran şeyler, hem kendini hem çevresini zor duruma sokar. Kapı sıkışması, kesik bir el… Basit olaylar gibi görünür ama hayat dersleri saklıdır. Çiftçinin gözünden baktığımızda, liyakatsiz atamalar ve uyumsuz liderler de aynı şekilde: Kendilerini zor durumda bırakır, toplumun sabrını test eder ve trajikomik bir tablo oluşturur.

Ve bu tablo, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorun. Kurumların işleyişi, karar mekanizmaları, toplumun güveni… Hepsi "direkteki kaplumbağaların" etkisi altında. Biz izliyoruz, yorum yapıyoruz, belki gülümsüyoruz ama işin ciddiyeti gözümüzden kaçıyor.

 

Kaplumbağaya Bakmayı Öğrenmek

 

Bir çiftçi bize basit ama çarpıcı bir ders veriyor: Siyasetteki yanlış atamalar ve liyakatsiz liderler, görünmez birer maliyet yaratır. Onları sadece izlemekle yetinmemek gerekir. Ara sıra çitin üstünde duran kaplumbağaya bakmalı ve düşünmeliyiz:

 

 "Oraya kendi başına mı çıktı, yoksa yanlış eller tarafından mı kondu?"

 

 

Bu soruyu sormak, belki de siyasetteki trajikomik tabloyu değiştirecek ilk adımdır. Kaplumbağa orada duruyorsa, sebebi biz değil miyiz? Ve bu kaplumbağaları doğru yere koymak için ne yapıyoruz?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —