Tarih: 11.08.2025 09:34

Desinlere rakı içen kırk defa sarhoş olur…

Facebook Twitter Linked-in

Desinlere rakı içen kırk defa sarhoş olur…

Değil mi?

Hayatı akışına bırakarak yaşamak gibi bir güzel olgu varken, içimizde ki bu kibrin yükünü birkaç saniye sonrasına dahi olsa taşımanın ne anlamı var ki?

Erzurumspor'umuzun ilk maçına gidip izleyemedim. Televizyondan da şifresiz vermedikleri için o kapıyı da kapatmış olduk ama canlı skor için kulağımız telefonun bip sesinde dikkatlice takipteyken bir şeyler yazayım istedim. 

Maçın ikinci yarısında, iki gol birden hem de aynı oyuncu tarafından atılınca, bip sesini hiç bu kadar sevebileceğimi ve duymak için can atacağımı tahmin bile edemezdim doğrusu. Üstelik geçmek bilmeyen bu dakikaların, alnımıza düşmesini beklediğimiz bir su damlası işkencesine dönmesine ramak kalmıştı desem yeridir. 

Yani demem o ki canlı skor mesaj bipleri her ne kadar stadın keyfini vermese de, maçın bitiş düdüğünü ve birkaç dakikalık da olsa özet görüntülerini izlemek için vaktin nasıl geçtiğinin heyecanını ve bende bıraktıklarını gelin bir de bana sorun. 

Bitiş düdüğünün hemen ardından gezindiğim kanallardan denk gelenlerden atılan 2 golün ve yakaladığım birkaç kareden edindiğim genel kanı "başlangıç için gayet iyiden öte, mükemmel olduğudur."  

Bakınız arkadaşlar; bu şehirde, futbol çerçevesinin içerisindeki resmi gözümüzün önüne bir kez daha koyduğumuz vakit öncelikle bazı gerçekleri es geçmememiz gerekmektedir. Bu durum hem taraftarlarımız açısından, hem de şehrimizin futbol takımının yarınları açısından çok büyük bir önem arz etmektedir.

Bu aşamalara kadar gelinen noktaları yeniden deşmenin ve yarayı kanatmanın hiçbir kimseye veya hiçbir şeye faydası hiç olmadı. Ama görülen odur ki; birileri, daha maçlar başlamadan ve hatta ilk maçından itibaren, pusulanın yönünü bilinçli olarak farklı bir alana doğru çektikleri, birilerine ara gazı vererek henüz ilk saniyelerini yaşadığımız sezona sözüm ona hareketlilik katarak yine sözde katkı yorumu yaptıklarını zannetmektedirler.

Arkadaşlar, gölge ve serin bir ortamda ayağında tek parmak terlikle, önünde buz gibi içeceğini yudumlayarak, artı bilmem kaç derece sıcak içerisinde koşturan insanlara, sözde yorum adı altında akıl (!) vermek "her" adamın işidir; ancak, mantık çerçevesi içerisinde katkı sağlamak için yol göstermeye çalışmak ve empati kurmak ise sadece ve sadece "er" adamın işi olduğunu da inanıyorum ki hepimiz biliyoruzdur.

Bunu bildiğimiz gibi de özellikle unutmamaya çalışarak; attığımız adımları, konuştuğumuz kelimeleri ve hatta sözde yorum adı altında çokbilmişliğimizi ortaya koyarken, bazı dengeleri de yıkmamaya çalışmamız gerektiğini de "unutmamamız" gerekmektedir, değil mi?   

Bu ifadeleri geçen sezon da belirttik ve sanki de inadına inadına yaşadık. Önceki sezonda da tıpkısının aynısını yaşadık… 

Bizim hep beraber unuttuğumuz nokta şu; 

Bu kulübün kasalar dolusu bir parası falan yok. Bu kulübün "darlandığı" zaman kapısını çalabildiği, başta Mehmet Sekmen olmak üzere parmakla sayıldığı vakit, birkaç kişisi şehir dışında birkaç kişisi de şehir içinde olan ve bu rakamı geçmeyen gönül birliği etmişinden başka destekçisi falan yok. 

Bu kulübün çorabına ayrı, göğsüne ayrı, sırtına ayrı ve hatta şortuna ayrı bir reklam veren, özellikle reklam olmak için ve reklam vermek için ısrarla sırada bekleyen (!) şahıs, firma veya firmaları falan yok. 

Bu kulübün yattığı yerden kasasına para akıtan çeşmeleri falan yok. 

Bu kulüp; bu aşamalara hep, çok zengin ve güçlü olan  "VAR" ların arasında, yokluklarla savaşarak gelmiştir.         

Yalandan birilerini gaza getirerek, ortamı germenin veya henüz kıyıdan açılmış olan bu sevilen sporun muhabbet gemisini rotasından çıkararak, karanlık ve sığ sulara çekmenin ve hatta  ardındaki maksadı ifşa etmenin de bir anlamı yok değil mi? 

Yoksa biz de çok iyi biliyoruz ki; desinlere rakı içen, kırk defa sarhoş olurmuş ve o sarhoşunda mektubu okunmazmış…

Daha sezon başlayalı birkaç saniye oldu ve bitiş düdüğüne çok dakikalar var. 

Elbette üç ihtimalli sonuçlar bizi bekliyor, elbette sevinçlerimizin yanında üzüntülerimiz ve tıpkı geçen hafta yaşadığımız rahatsızlığı nedeniyle yaşanılan kayıp misali, nadide kayıplarımıza da "amenna" hazırlıklıyız.

Elbette ki eksikliklerimiz ve hatta yokluklarımız var.

Elbette sevinçlerimizin ve başarılarımızın gururunu birlikte paylaşmaya da dünden razıyız ama öyle kırk çarşambadan atlama pazarlığı içerisinde, daha besmele dahi çekmeden atılan adımlara; dua kabulü gibi âmin demeye kalkmanın kimselere, özellikle de bu şehire faydası olmaz.

İfade özgürlüğü içerisinde olmanın şımarıklığına saklanarak, ısmarlama çokbilmişliğinizi hakaret veya isnat oyunlarına malzeme yaparsanız şayet; biliniz ki bu şehrin gerçek ve samimi taraftarlarının bin bir emek ve özveriyle inşa etmiş olduğu sevgi istinat duvarı size toslayacağınız hedef tahtası olur. Allah muhafaza, ısrarlarınız sayesinde bu muhabbet ortamı içerinde inşa edilmiş olan o duvar da yıkılırsa; işte o zaman altında kalacağınız şeyin ne olduğun sizin daha iyi bilmeniz gerekmektedir.

Tüm bunlara rağmen, daha dün yaşanılan ve uzun süre kapalı kalan transfer tahtasının akıbetinin aynısını yaşayabileceğimiz durumlara, yeniden balıklama atlamamız; bize sadece balık hafızalı olduğumuz gerçeğini hatırlatır.

Aynı hatayı tekrar yapmanın adına ne denildiğini ve birilerinin bile isteye bunu istemesinin de kime ne fayda getireceğini de inanın çok merak ediyoruz.

Cebinizde paranız yok, misafirlerinizi ağırlayacağınız her hangi kurulu bir düzen ve mekânınız yok, attığınız her adım borca yazılırken, ardınızdan size destek verecek her hangi bir oluşumuz da yokken, serçeye rakı içirmenin ve kartalın yuvasını sordurmanın kime ne faydası olacak ki?

Gerçekleri görmek neden işinize gelmiyor ki?

Demezler mi? Ayranınız yok içmeye at ile gidersiniz sı…a…

Elbette ki bu şehrin ihtiyaçlarının tedarikini, özellikle de hem seçmen olarak hem de vatandaş olarak hakkımız olanı istiyoruz.

Hatta ve hatta gelin hep beraber isteyelim.

Ama bu işin yolu yordamı perde ardından birilerini kışkırtmak veya söz düellosuna davet etmekle değil, içerisinde bulunduğun ortamın icraatıyla olur. 

Dedik ya desinlere rakı içen, kırk defa sarhoş olurmuş, uyanın uyanın da balığa gidelim; bu sarhoşluğunuz yeter artık. 

Hem mektubunuz da okunmuyor farkında değil misiniz? 

Kendinize gelin lütfen…

Erzurumspor FK mı? 

O emin ellerde ve sıkıntı yok, yola devam.

Bizi izlemeye devam edin… 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —