Tarih: 05.02.2025 10:45

Bütün sorun "GÖÇ" mü sizce?

Facebook Twitter Linked-in

Bütün sorun "GÖÇ" mü sizce?

Siz halen daha gerçekten bu şehirden yapılan göçlerin, bilhassa vasıflı ya da vasıfsız insan göçlerinin; işsizlikten, iş sahasının olmamasından kaynaklandığına inanlardan mısınız?

Veya şu şekilde soralım sorumuzu,

Siz inanıyor musunuz ki bu şehirden başka şehirlere göç eden insanlarımız, iş sahasının olmaması yüzünden, işsizlikten göç ediyor?

Elbette ki değil.

Kadim şehir Erzurum'dan gidenlerin büyük bir bölümü haklarını alamadıkları için bu şehri terk ediyor. Ama ne hikmetse kimseler bu durumu dile getirmek bir yana, kimseler aklının ucundan dahi getirmek istemiyor.

Çünkü "kral çıplak" gerçeğini ortaya attığınız zaman şehrin sahnesinde olan birçok figür bu gerçeğe çarpacaktır.

Erzurum'da her hangi bir işletmede, özel sektör kurumunda ve hatta bazı belediyelerimizde  (kurumsallar hariç)  ve ayrıca esnafın yanında çalışan insanlarımızın yüzde kaçı hakkı olan, hak etmiş olduğu ücreti tam olarak ve gününde alabiliyor?

Hiç merak ettiniz mi?

Veya kanuni haklarını!

Veya insanlığının yaratılışı gereği olan özel durum haklarını!

Veya beklenmeyen özel durumlarda meydana gelen ihtiyaçları karşısında ki haklarını?

Önce kendi parmağımıza küçücük bir iğne batıralım ki, sonra karşımızda olan her kim ise çuvaldızı saplayalım.

Değil mi ki bu şehirde hizmet adına yapılan hemen her şeyin karşılığını bir teşekkürle ödüyoruz ya, işte o yüzden bu teşekkürler belli bir birikimden sonra ekmek yedirmediği için, insanlarımız bu şehirden koşar adım uzaklaşma durumunda kalmaktadırlar.   

Birileri bu şehirde; utanmasa veya kanunlardan korkmasa 7/24 çalıştıracağı (ki çalıştıranların olduğuna çoğu kez şahitliğim vardır) işçisine rica minnet vermiş olduğu çoğu zaman asgari ücreti dahi bulmayan ücreti/maaşını dahi devletin sırtına vurmak için elinden gelen hemen her türlü ajitasyonu yapmaktadır.  

Birileri bu şehirde; yanında çalıştırmış olduğu elemana, kısa adı mobbing denilen ama sırf çalışma ve ekmek uğruna mecburen katlanılan, pek çok insanlık dışı muameleyi bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde uygulamaktadır.

Başta mesai saatleri olmak üzere; haftalık dinlenme tatili, bayram tatili ve hatta hastalık anında bir günlük istirahatı dahi laf ederek, elemanına çok gören işletme sayımızın azımsanmayacak kadar çok olduğunun kimler farkında ki?

İşten çıkarılma korkusuyla, özel günlere ait hakları talep etme tasarrufundan bahsetmek ise zaten mümkün değil.

Bu maddeleri elbette ki sayısız bir şekilde çoğaltmak mümkün!

Ama muhteviyatına inildiği zaman; belli bir süre geçtikten sonra aynı işi şehir dışındaki illerde daha kaliteli ve daha insanca şartlarda ve daha fazla ücret ile insan gibi yaşayarak yapanların daveti üzerine, bu şehir bilinçli olarak yavaş yavaş boşalttırılmaktadır.

Yani anlaşılacağı üzere; siz, yanınızda çalışan elemana insan gibi davranmaz ve "sen gidersen şayet, babanın oğlu gelir. İşine gelir ise şartlarımız böyle" diye dayatarak muamele ederseniz, belli bir zaman sonra göç yolu ortaya çıkmaya başlar.

Bilhassa mesai saatleri denilen kavramın dahi bilinçli olarak uygulanmadığı bu şehirde, birileri göç olgusunu devamlı surette kullanıyor ise bu yanlışın en büyük müsebbipleri de; elbette ki asırlardır (!)  aynı koltuğu işgal eden, şehrin sorunlarına "adam sendeee" mantığıyla yaklaşan ve "iş çıkarmayın" havasında bir bakışa sahip olan STK başkanlarıdır.

İtirazınız mı var; buyurun oturup konuşalım, tartışalım bu konuları!

Kanun karşısında mecburen imza altına alınan bordroya yazılan rakamın bir kısmını elden geri alan sözde patronları ifşa edelim hep beraber. Bu duruma işten atılırım diye sesini dahi çıkaramayan işçilerden falan…

İşçisinin üzerine kayıt dışı alımları gösteren (evini, arabasını, villasını, hatta ve hatta parasını) birilerinden bahsedelim isterseniz. Vergi olayına zaten hiç girmeyelim değil mi?

Veya kanun karşısında her şeyi ibra ettirip, itibarsızlaştıranlardan bahsedelim biraz da…

İklim gibi, sektör darlığı gibi, ailevi sebepler gibi diğer etkenlerin de payı var elbette ama asıl sorun insan gibi çalışma şartlarının olmamasından kaynaklanmaktadır.

Tabii ki her haliyle kanunlara uygun, insanlık açısından özellikle tercih edilen iş yerlerini tenzih ediyoruz ama bu şartlara uygun olan işletmelerimizin daha fazla olması en büyük temennimizdir.

Değil mi ki önce insana ve haklarına saygı! 

Sonrasında olmayacak olan hiçbir şey yoktur…    




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —