BU ŞEHRE SAHİPSİZ DEMEK İSTEYENLERE CEVABIMIZ VAR MI?
Bu haftaki köşe yazım alelade bir futbol yazısı değildir.
Bu yazı bir hesaplaşma, meydan okumadır.
Bu yazı, Erzurum'un özellikle futbolun alt yapısı konusunda, futbolun geleceği konusunda sahipsiz olmadığını iddia edenlerle, gerçekten var olduğunu ifade ederek, uygulamada da sahip çıkanlar arasındaki farkı ortaya koyma yazısıdır.
Bölgesel Amatör Lig'de ilimizi temsil eden Erzurum Büyükşehir Belediye Spor, sadece bir futbol takımı değildir. Bu takım; emekle ve inatla kurulmuş bir onur mücadelesidir. Sezon başında Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Sekmen'in destekleri ve Ahmet Dal'ın gecesini gündüzüne katarak verdiği mücadeleyle, Erzurumspor FK'nın yanında bu şehrin profesyonel liglerde bir takımı daha olsun diye yola çıkıldı. Kimse bu işi keyfinden yapmadı. Kimse cebini doldurmak için bu taşın altına elini koymadı.
Genel menajerliğini Aykut Bozoğlu' nun yaptığı, Okan Kadir Karadağ, Yakup Çelebi, Muhammed Buğra Gökçan, Süleyman Doğan ve Numan Karaoğlu'ndan oluşan teknik ekip, bu ligi bilen, bu yükü taşıyan insanlardan kuruldu. Rakiplerin saçtığı paralarla, kurduğu kadrolarla kıyaslandığında bu takımın hâlâ zirveden kopmamış olması bile başlı başına bir başarıdır. Ama ne yazık ki bu başarı Erzurum'da yeterince görülmemektedir.
Her deplasmanda yaşanan olaylar, sahaya atılan yabancı maddeler, futbolcumuza edilen küfürler, yapılan çirkin saldırılar artık "futbol" başlığı altında açıklanamaz. Daha acısı ne biliyor musunuz? Bu takım kendi evinde bile yalnızdır. Kendi şehrinde, kendi tribünlerinde deplasman hissi yaşayan bir takımın sorunu sadece sportif değildir; bu, şehir vicdanının sorunudur.
Aleni olarak soruyorum;
Bu takım daha ne yapsın?
Daha kaç fedakârlık görmezden gelinecek?
Bu şehir ne zaman emeğin yanında duracak?
Herkes Erzurum sevdalısıyım demeyi sever. Ama iş tribüne gelince, iş ses vermeye gelince, iş sahiplenmeye gelince ortalık sessizleşiyor. Kırgınlıklar, eski hesaplar, küçük çekişmeler… Hepsi bir kenara bırakılmadıkça bu şehir hiçbir yerde iddia sahibi olamaz.
Artık yeter!
Bugün susarsak yarın konuşacak bir takım da bulamayız.
Bugün sahip çıkmazsak yarın "neden yok oldu" diye ağıt yakarız.
Bu yüzden çağrım nettir, bahanesizdir:
Pazar günü saat 13.00'te oynanacak ilk devrenin son maçında tüm sporseverleri tribüne bekliyorum…
Bu bir davet değil, bu bir sorumluluktur.
Bugün gün; birlik olma günüdür.
Bugün gün; takımı değil, şehri savunma günüdür.
Bugün gün; Erzurum'un sahipsiz olmadığını herkese gösterme günüdür.
Ya sahip çıkacağız…
Ya da susarak kaybetmeye devam edeceğiz.