Bu bir ihbardır; "emlakçı terörüne" kim dur diyecek?
Türkiye'nin içerisinde bulunduğu ekonomik darboğazın en büyük aktörlerinden birisi olarak başı çeken ve hemen her gün kendi başlarına uydurdukları farklı isim ve tarifelerle bu olumsuzluğu tetikleyerek, halkı soyma girişimlerine yetkili makamlar seyirci kalıyor. Vatandaşların ötekileştirildiği, hakarete maruz bırakıldığı, insanlık onuruyla oynandığı bir sektör almış başını giderken, devlet ve yetkili kurumları nerede? Göz göre göre bölücülük yapılıp halkın arasında ikilik oluşturan bu sektör neden denetim altına alınamıyor? Vatandaşlarımız bu soruların cevabını kamu vicdanı olarak soruyor!
Tüm1haber/medya/ekonomi/özel-yorum-haber
Her hangi bir eğitim ve belgeleri olmaksızın, tek bir cep telefonu sayesinde ev sahiplerini bir şekilde ikna ederek oluşturdukları sektör sayesinde, kendileri denetimsiz olarak afakî rakamlar kazanırken, yetkili birimlerin bu soygun karşısında sessiz kalmalarına vatandaş tepki göstererek çileden çıkmaya başladı.
Bir cep telefonu, bir büro bu iş tamam
Haber merkezimize yapılan ihbarlar ve şikâyetler neticesinde yapmış olduğumuz araştırmalar sonucunda, bu sektör ile uğraşanların büyük bir bölümünün her hangi bir belge ve eğitime dayanmayan, mahalle aralarında kendi başlarına buyruk, denetimsiz ve kanun dışı yapmış olduklarını, bu şahısların keyfi olarak yapmış oldukları denetimsiz tahsilâtlara yaklaşmak mümkün görülmüyor. Kira+depozito+emlakçı komisyonu+gezdirme komisyonu ve buna benzer birçok kalem adı altında faturasız ve vergisiz tahsilât yaparak, haksız kazanç elde eden bu kesime kim dur diyecek?
Dar gelirli aileleri bilinçli olarak gecekondu muhitlerine atıyorlar
Bu tür oluşumların her geçen gün bütün mahalle aralarındaki köşelerde örgütlenerek "deli dumrul" misali boş bir pencereye dahi sahiplenmeleri sonrasında, vatandaşlarımızın aklına otoparkçı değnekçilerini getirmeye başladı. Yetkili birimlerin bu tür oluşumlara bilinçli olarak seyirci kalması, başta ev kiralarındaki afakî ve önlenemez artışların sayesinde dar gelirli ailelerin daha bir sıkıntılı duruma yine bilinçli olarak sürüldüğü ve iktidar kurumlarının halk arasında kötü gösterilmesi amacı taşıdığı kanısı oluşmaktadır. Olumsuz şartlardaki yaşama alanları sayesinde kurum ve kuruluşlar zan altında tutularak vatandaşların iktidara karşı bilinçli olarak kışkırtıldığı fikri ortaya çıkmaktadır.
Vergisi yok, denetimi yok
Vatandaşlar bu tür kiralama veya satış firmalarının veya şahısların yapmış oldukları faaliyetlerinin belgelenerek devlet kontrolüne alınmasının artık kaçınılmaz ve ivedi olarak şart olduğu konusunda birleşmektedirler. Bu satışlar esnasında vatandaşın cebinden çıkan her kuruşun vergisinin bu tür haksız kazanç elde edenlerden alınarak, devlete gelir olarak kaydedilmesi, bu tür faaliyetlerde bulunanlara hem kontrol, hem de vergilendirme amaçlı fiyat garantisinin devlet tarafından sağlanması gerekmektedir.
Anayasamızda böyle bir madde mi var, memur olmayan insan değil mi, vatandaş değil mi?
Bu haksız kazanç ile birçok ev sahibin de kendi adına afiş hazırlayarak değişik sebeplerle yılın belirli aylarında evinden çıkardığı kiracılarının yerine, yeni kiracı bulmak ve kendilerine cazip gelen bu haksız kazancı elde etmek amacıyla bu yola tevessül ettiği belirlenmiştir. İşin en kötü tarafı ise memurdan başkasına ev yok veya kurumsala söylemlerinin artık gizliden değil aşikar olarak dillendirilmesidir. Anayasaya aykırı olarak vatandaşlar arasında ikilik çıkararak bölücülük yapan bu tür şahıs, kurum ve kuruluşların bu haberimiz ile ihbar sayılarak kamu vicdanının rahatlatılması açısından soruşturulmasının ve müsebbiplerinin anayasal hak olarak cezalandırılması gerekmektedir. Memuriyeti olmayan vatandaşlarımızın kiralama yapmak, insan gibi yaşamak haklarının sorgulandığı bu süreç içerisinde keyfi olarak uygulanan bu oluşumların lağvedilerek devlet eliyle kontrollü ve insanlık onurunu zedelemeyecek bir şekilde yeni bir oluşumun desteklenmesi gerekmektedir.