Tarih: 03.10.2023 20:45

BM'de Uygur kadın hakları tartışıldı

Facebook Twitter Linked-in

Doğu Türkistan konusunda uluslararası toplumun güçlü eleştirileriyle karşı karşıya kalan Çin rejimi, Doğu Türkistan'daki kadınlara yönelik suç faaliyetlerini gizlemek için her zamanki gibi BM'de yine, "İnsan hakları" konusundaki safsatalarını tekrarlayarak, Batıyı Çin'in gelişimini engellemek için Doğu Türkistan'ı kullanmakla suçladı. İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi toplantısında, Çin'in çocuklara yönelik "yatılı anaokul" tarzı Çinlileştirme merkezlerinde sistematik asimilasyon uygulamaları ve Uygur kadınlarına yönelik, zorunlu kürtaj, kısırlaştırma, ve Ceza kamlarında toplu tecavüz girişimleri hakkında önemli bir oturum gerçekleşti.  Toplantıya katılan Çinli temsilciler, söz konusu suçlamaları inkar ederek, bütün iddialar Amerika'nın Çin'i dizginlemek için uydurulan yalanlardan ibaret olduğunu, Doğu Türkistan ve Tibet'tin "turizm cenneti" olduğunu, ayrıca bölgedeki halkın özelliklede kadın haklarının Çin yasalarıyla korunduğu yalanını ortaya atarak Çin'i aklamaya çalıştı.  SİSTEMATİK SOYKIRIM ALTINDA YOK EDİLİYOR Öte yandan Toplantıya katılan Dünya Uygur Kurultayı (DUQ) sözcüsü Sn. Zümret Erkin hanımefendi, Çin'in suç eğilimleriyle ilgili çarpıcı beyanlarda bulunarak, Çin rejiminin Uygur kadınlarını sözde "yeniden eğitim merkezi" olarak adlandırılan ceza kamplarında alı koyduğunu, burada çeşitli kimyasal ilaçlarla kadınların kısırlaştırıldığını, toplu tecavüzün olağan hale geldiğini, dışarıda sahipsiz kalan Uygur Çocuklarının milli kimliklerinden koparılarak asimile edildiğini söyledi. Ayrıca birçok Uygur kadın ve kızın Çinli erkeklerle evlenmeye zorlandığını, bu politika sayesinde sadece 2017-2019 iki yıl içerisinde Uygur nüfusunun kesin düşmesine yol açtığını söyledi. Ayrıca oturumda konuşan Özgür Tibet Öğrenci Grubu lideri Pema Doma, Çin'in Tibet'te yürüttüğü suç faaliyetlerinden bahsederek, Çin rejiminin Doğu Türkistan'dakine benzer şekilde, Tibetli çocukları "yatılı okula" gitmeye zorladığı ve onları Tibet ana dilini öğrenme hakkından mahrum bıraktığını, bundan dolayı Tibetliler ve Uygurlar kültürel ve dini geleneklerini yaşayamadığını, bunun üzerine Tibetli veya Doğu Türkistanlıların 'istihdam' ve 'mesleki eğitim' adı altında ağır ve fiziki çalışmaya tabi tutulduğunu, özgürce çalışma özgürlüğünün kısıtlandığını ifade etti. ÇİNLİ TEMSİLCİLER YERİNDE OTURAMADI  Toplantı sürerken lehindeki suçlamalardan oldukça rahatsız olan Çin Birleşmiş Milletler temsilcisi 'Tibet ve sözde Xinjiang'ın kapıları her zaman uluslararası topluma açık olduğunu, isteyen istediği vakit bölgeyi ziyaret edebildiğini " herkes gelebilir ve Xinjiang'daki gelişmeyi kendi gözleriyle görebilir' ifadeleriyle Çin propagandası yaptı.  Oturumda konuşan BM uzmanları, BM İnsan Hakları Komitesi'nin son 15 yılda Çin rejiminden Tibet'i ziyaret edebilmek için toplam 25 defa talepte bulunduğunu, ancak bu taleplerin tamamının Çin tarafından reddedildiğini belirterek Çin'in yalanlarını çürüttü. UYGURLARI SUSTURMAYA ÇALIŞIYOR Daha bir hafta kadar önce (Çarşamba) DUQ Başkanı Sn. Dolkun İsa'nın katıldığı BMMYK'nın 54. Oturumu sırasında genel bir tartışmada konuşmaya başladığı sırada, Çinliler tarafından iki kez engellenmeye çalışmıştı. Ancak Çinli diplomatın konuşmasını yarıda kesen BM İnsan Hakları Konseyi Başkan Yardımcısı Asım Ahmed, Uygur aktivistlerin açıklamasına devam etmesine izin vermişti. MÜSLÜMAN KARŞITI RADİKAL POLİTİKALAR İZLİYOR Gözlemciler, Çin rejiminin son zamanlarda Doğu Türkistan'daki soykırım suçlarını ve İslam karşıtı radikal baskıcı politikasını örtbas etmek için etkisi ve baskısı altındaki insanları zoraki ifade vermeye mecbur ederek toplumu kandırmaya çalıştığını, oysa Müslümanların en temel dini inancına yasaklamalar koyduğunu ve bundan dolayı Milyonlarca kişiyi "dini aşırıcı" yaftasıyla Toplama kamplarına veya hapse mahkum ettiklerini, Uygurları köle işçi olarak çalıştırdıklarını, Kamplarda kadınlara toplu tecavüz ve zorunlu kürtaj, zorla kısırlaştırma gibi ağır insanlık dışı işkenceler yapıldığını, bu gerçek, kamp tanıklarının beyanlarıyla kanıtlanmışken, 10'larca ülke Çin'in suç faaliyetlerini "soykırım" olarak tanımlamışken, sahtekar Çinli yetkililerin BM toplantılarında yalan propagandalarına devam ettiğini kaydetti. BÖLGE BYOGRAFİSİNİ ZORLA DEĞİŞTİRİYOR Çin komünist rejimi, bir yandan Doğu Türkistan halkını toplama kamplarına gönderirken diğer yandan binlerce insanı Çin'e transfer ederek düşük ücretle çalışmaya zorluyor. Bunun yanı sıra, Çinlileri yüksek maaş, bedava konut ve tarıma el verişli topraklar tahsis ederek Doğu Türkistan'a kalıcı yerleştiriyor.   BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi tarafından 30 Mayıs 2023 yayınlanan bir raporda, Çin'in "zorla aile planlaması uygulamaları, zorla kürtaj ve zorla kısırlık hakkındaki şikayetler de dahil olmak üzere diğer cinsel şiddet biçimlerinin Doğu Türkistan'daki özellikle de Uygur nüfuslu bölgelerin çoğunda" olduğu belirtildi. Raporda, "Bu bölgelerdeki doğum oranının, Çin'in diğer bölgelerine kıyasla hızlı düşüşün nedenlerinden biri olduğu söyleniyor" denildi.   Raporda, "Çin'in bölgedeki her türlü aile planlaması politikasına, kürtaja, kısırlığa ve cinsel şiddete son vermek için derhal harekete geçmesi; bunun önlenmesi ve suç olarak tanımlanması; ayrıca sorumluların soruşturulması ve kovuşturulması gerekiyor" denildi.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —