Dec 27, 2025 - 12:11Updated: Dec 27, 2025 - 14:50
016
2025 yılı benim için, dolayısıyla Medya.Berlin için, yalnızca yoğun bir yayın takviminin tamamlandığı bir yıl olmadı. Bu yıl, Berlin'de Türkçe gazetecilik yapmanın ne anlama geldiğini; sahada, diplomasi koridorlarında, kültür mekânlarında, toplumsal buluşmalarda ve zaman zaman görünmeyen gerilim alanlarında yeniden düşünmeyi gerektiren bir yıl oldu. Berlin gibi çok katmanlı bir şehirde gazetecilik yapıyorsanız, gündem size kendiliğinden gelmez. Siz gündemin içine girmek, temas etmek ve tanıklık etmek zorundasınızdır.
Yıla girerken editoryal çizgimizi net biçimde belirledik: Ajans bülteni tekrar eden, uzaktan ve bağlamsız bir yayıncılık yerine; sahaya çıkan, doğrudan temas eden, gerektiğinde sorgulayan ve kamu yararını merkeze alan bir gazetecilik. 2025 boyunca yayımlanan tüm dosyalar bu anlayışın doğal bir sonucu olarak şekillendi.
Yılın ilk aylarında Berlin diplomasi hattında önemli bir dönem kapandı. Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi olarak görev yapan Ahmet Başar Şen'in diplomatik görevini tamamlayarak emekliye ayrılması ve ardından Berlin merkezli Türk-Alman İş Konseyi'nde yeni bir görev üstlenmesi, diplomasi ile ekonomi arasındaki geçişkenliği gösteren dikkat çekici bir gelişme olarak ele alındı. Bu süreci kişiler üzerinden değil, kamusal pozisyonların ve bu pozisyonların kamuoyundaki karşılığının ne ifade ettiği üzerinden okumayı tercih ettik.
Mart ayında Ankara'da düzenlenen medya sempozyumu ise 2025'in en tartışmalı başlıklarından biri hâline geldi. Hasan Kocabıyık referansıyla "bilirkişi" sıfatıyla Ankara'ya gönderilen bazı gazetecilerin geçmişte karıştıkları skandallar, Medya.Berlin tarafından kişisel polemik üretmeden, sistemsel bir sorun başlığı altında ele alındı. Bu dosyada hedef isimler değil; referans mekanizmaları, liyakat sorunu ve medya–kamu ilişkilerinde denetim eksikliğiydi. Gazeteciliğin sicil, güven ve kamu yararıyla doğrudan ilişkili olduğunu hatırlatmak bu yayınların temel motivasyonu oldu.
İlkbahar aylarında Berlin'de kültür ve sanat alanında gerçekleştirilen organizasyonlarda, basın partneri olarak yer alınan etkinliklerde Türkçe medyanın sahadaki görünürlüğünün artırılmasına yönelik yapıcı bir farkındalık oluştu. Bu süreçte simgesel partnerliğin ötesine geçilerek Türkçe medyanın fiilî katkısının ve görünürlüğünün güçlendirilmesi yönünde ortak bir irade ortaya kondu.
Bu dönemde Berlin'in Tempelhof-Schöneberg ilçesinde düzenlenen Gazino & Türkischer Basar (Gazino ve Türk Pazarı) festivali, Almanya'daki Türkiye kökenli göçmenlerin kültürel hafızasını kamusal alana taşıyan önemli bir buluşma olarak öne çıktı. Festival, Berlin'in çok kültürlü yapısı içinde Türk toplumunun tarihsel ve kültürel katkılarını görünür kıldı.
2025 yılının son aylarında Berlin'de düzenlenen Türk-Alman Otomobil Zirvesi, yılın en öğretici ve çok katmanlı başlıklarından biri oldu. Zirve, otomotiv sektörünün artık yalnızca sanayi başlığı altında ele alınamayacağını; siyaset, çevre politikaları, tedarik zincirleri ve jeopolitik dengelerle birlikte değerlendirilmesi gereken bir alan hâline geldiğini açık biçimde ortaya koydu. Medya.Berlin bu zirveyi tanıtım diliyle değil, analiz ve bağlam üreterek ele aldı.