Tarih: 04.03.2025 10:25

Bir kötünün yanında bir iyiyi anlatalım o zaman (3)

Facebook Twitter Linked-in

Bir kötünün yanında bir iyiyi anlatalım o zaman (3)

Paramparça…

Hepsi bir yana dağınık, hepsi kendi çerçevesi içerisinde ve hepsi kendi başına buyruk olarak…

İşte size Erzurum gerçeğinin çok basit bir örneği!

Hangi çalışmada bu şehrin tüm erkleri bir araya gelmiş iseler, buyursun ifade etsinler; biz de şu ömrümüzde bir defa dahi olsa dünya gözü ile görelim, istemez miyiz? 

Şehri yöneten veya bir şekilde yönettiğini zanneden bu özerk gruplar, kendi hayal dünyalarının ve konfor yaşama alanlarında günlerini gün ederken; alarmını ayarlayarak, kurmuş oldukları zamanın, sadece seçimden seçime işlediği veya atama dönemlerine denk gelen zamanlara göre çalıştığı gerçeğini asla unutmamaktadırlar. 

İşte bu ahval içerisinde koskocaman kadim bir şehir ve bu şehrin kendisine münhasır olan kadim halkı ise "sahipsizlik" edebiyatının mısralarında yok olup gitmeye devam etmektedir.

İşin garip olan tarafı ise bu ayna yansımasının tıpkısının aynısını, şehir dışında; yine bu şehrin adını kullanan ve bu şehirden nemalanan birçok oluşumda da net olarak görebilmekteyiz.

Aslında bu durum elbette ki kurumlarımızın, STK larımızın, kuruluşlarımızın veya işletmelerimizin hemen hepsi için geçerli değildir! 

Ta başından ifade ettiğimiz üzere sıkıntılardan ve bu sıkıntılara kulak asmayanlardan bahsederken, elbette ki iyilerden ve iyiliklerden de bahsedeceğiz. 

Bizim asıl sıkıntımız iyilerin arasına sızmış ve orada kendilerini kamufle etmiş olan, neredeyse asırlardır sırtımızdan geçinen asalaklarımızladır.

Ve öyle de olacaktır…

Değil mi ki,

Bu şehrin problemleri gerçekten de bitmez.

Zaten bitmesi düşünülemez de; 

Çünkü asırlardır pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu kadim toprakların kültür zenginliğinin vermiş olduğu farkındalık, yaşama biçimimize zaten işlemiş durumdadır. Dolayısıyla birçok değişik kültürün ortak bir çerçeve etrafında birleşmesi sorunu da; beraberinde içinden çıkılması zor olan, değişik sıkıntılar doğurmuş bulunmaktadır. 

Nedir? Diye merak edenlerimize; olması gereken bir iş hususunda ki"adam sendeciliğimizi" veya aynı ortamda bulunan birbirimiz hakkında ki "dedikodumuzu" hatta ve hatta birimizin en küçük başarısı karşısındaki "çekememezliğimizi" aperatif olarak verebiliriz. 

Seçilmiş, atanmış veya tercih edilmiş bir hizmetkâr (!) olarak, kendi seçmenine, hizmet edeceği ortamına, hizmet götüreceği insanına hükümdar olan böylesi özel (!) insanlarımızın çokluğu karşısında; şehrin problemlerine eğilmek veya öncelik tanımak, bir şeylerin hallolmasını beklemek, elbette ki saçmalıktan başka bir şey olamaz…   




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —