Sn.Gündoğmuş'un işaret ettiği dil, siyasi tutum, tutarsızlıkların azı var çoğu yok.
Sn. Aydemir'in iyi niyetli temennilere katılmayan olur mu bilmem! Ulusal çıkarlarla bağdaşmayan işaret edilen hallerin kökeninde seçmenin büyük çoğunluğunun siyasetten beklentileri ile (iktidar ve muhalefet) oy verdikleri siyasi partilerin tüzük, kurultay bildirgelerinde yer alan huşular arasındaki zıtlıkların olması tesadüf değildir.
Yazdığına göre Sn. Refik Mor bahse konunda bireysel girişimleriyle bazı olumlu sonuçlar elde etmiş.
Talat Paşa Komitesi bu alanında büyük başarılar elde etmişti. İktidar ve muhalefetiyle Meclisteki partilerin meseleyi ne denli sahiplendikleri yazıp söyledikleriyle malum.
Acemceden Türkçeye geçen "Men çi guyem tamburem ci guyed (Ben Ne Söylerim, Tamburam Ne Çalar? veya Ağzınızdan Ne Çıkıyor? Bedeniniz Ne Söylüyor?) sözünü "Seçmen ne bekliyor, oy verdiği partiler ne yapıyor" denilse yanlış olur mu?
Bu şimdinin meselesi de değildir.
Bana göre çok partili sandıksal Amerikan demokrasinin ilk seçiminden ( 21 Temmuz 1946) bu yana bu yaman çelişki sürmektedir.
Demokrasinin olmazsa olmazı olan siyasi parti nedir?
Siyasi partiler, toplumun bir kısmını temsil ederler. Bütünün bir parçasına işaret eder. Siyasi parti demek, kendisini toplumsal bütünden ayırmış ve ayrı örgütlenmiş bir parça demektir. Partilerin, bütünü temsil etme ve herkesin temsili iddiası, bazı partilerin temsil ettiği çıkarlar gereği bir perdeleme söylemi olarak kullanılır. Bu nedenle kimin yerli ve milli olduğuna karar verme yetkisi, tartışma dışı bir konu değil. Devlette kadrolaşmaya gelince milliliği kimseye bırakmayan AK Parti'nin KKTC'nin tanınmasına nasıl taş koyduğu ya da izlediği ekonomi politikasıyla uluslararası faiz lobilerine nasıl kaynak aktarılmasına yol açtığı biliniyor.( Atakan Hatipoğlu'nun Parti Ve Parça yazısı)
Yerel yönetimlerde iktidarını genişleten CHP'nin bu konudaki icraatları AKP'den geri kalmadığı medyada yer almakta.
Yeri geldiği için milli güç unsurlarını anımsamakta yarar var.
Bir devletin milli güç unsurlarını siyasi güç, askeri güç, ekonomik güç, coğrafi güç, nüfus güçü, psiko-sosyal ve kültürel güç, bilimsel ve teknolojik güç olmak üzere yedi maddede toplanabilir.
Milli güç unsurları, devlet sisteminin ayrılmaz parçalarıdır. Milli güç unsurlarından herhangi birisinde oluşabilecek bir yetersizlik, "zincirin en zayıf halkası" kuralı uyarınca, toplam milli gücü zayıflatabilmektedir. Milli çıkarların korunmasında1946'dan buyan siyasi gücün durumu okuyanların taktirine sunulur
Yeri gelmişken 23 Ocak 1920 günü, 105 yıl önce Mehmet Akif Ersoy'un"
– Bugün hayat öyle bir şekil almış ki tek başına çalışan bir adamın alnından damlayan terler tıpkı gözyaşı gibi dökülüp gidiyor, hiçbir fayda temin etmiyor.
– Ne zaman bir yere gelmiş binlerce alın birden terlerse, işte o vakit bu gayretin yeryüzünde bir eseri, bir izi görülebiliyor.
– Mademki tek başına yapılan bir çalışmanın kıymeti yoktur, biz de aramızda birliği sağlayacak topluca çalışmaya koyulmalıyız.
– Ufak sebeplerle birbirine küsmemeli.
– Biliyorsunuz ki yabancılar asırlardan beri tefrika(ayrılık) tohumlarını aramıza serptiler. Bir hayli de mahsûl aldılar.
– Biz gözümüzü açsaydık bugün altında inim inim inlediğimiz şu felaketleri elbette görmeyecektik… " sözlerinin hala geçerli olduğu katılmayan var mı ola!