Batı Azerbaycan meselesi artık uluslararası gündemin gündemine girmiş durumda. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ankara'da düzenlenen "Batı Azerbaycan'a dönüş, insan haklarının üstünlüğünün önemli bir koşuludur" konulu uluslararası konferansta katılımcılara hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi. Devlet Başkanı, 2020 Vatanseverlik Savaşı'ndaki şanlı Zaferin, 2023'te egemenliğimizin tam olarak yeniden tesis edilmesinin, Karabağ ve Doğu Zengezur'un mevcut yeniden inşasının ve eski iç göç mağdurlarının evlerine dönmesinin Batı Azerbaycanlılar arasında da büyük bir coşku yarattığını ve daha organize bir şekilde faaliyet göstermelerine olanak sağladığını vurguladı. Cumhurbaşkanı, Batı Azerbaycan Topluluğu'nun uluslararası hukuka uygun barışçıl girişimlerinin takdire şayan olduğunu ve dünya kamuoyu tarafından desteklendiğini belirterek, "Batı Azerbaycanlıların Ermenistan'daki ata topraklarına güvenli ve onurlu bir şekilde barışçıl bir şekilde geri dönmelerinin sağlanması, bölgede barışın, insan haklarının ve uzlaşının tesisi için olmazsa olmaz bir koşuldur." dedi.
Siyaset Bilimci Alisahib Hüseynov, Tüm1haber'e yaptığı açıklamada , Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in görüşlerinin, bugün Azerbaycanlıların Ermenistan'ın bir parçası olan Batı Azerbaycan'a, tarihi topraklarına geri dönmeleri meselesinin hem devletimiz hem de kamuoyumuz için öncelikli bir konu olarak güncelliğini koruduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi. Uzman, Batı Azerbaycan meselesinin ne unutulduğunu ne de arka plana atıldığını söyledi:

"Bu konu Azerbaycan Cumhuriyeti için önemli ve politik olarak çok hassas bir konudur. Resmi Bakü, anavatanlarından kovulmuş yüz binlerce Batı Azerbaycanlının anavatanlarına dönme hakkının korunmasını giderek daha fazla örgütlüyor ve bu konuyu tüm dünya toplumunun dikkatine getiriyor. Ankara'da düzenlenen uluslararası konferans bunun açık bir teyididir. Azerbaycan ve Türkiye temsilcilerini bir araya getiren bu konferanstaki konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı, Batı Azerbaycanlıların Ermenistan'daki ata topraklarına güvenli ve onurlu, barışçıl bir şekilde geri dönmelerinin sağlanmasının bölgede barış, insan hakları ve uzlaşmanın tesisi için olmazsa olmaz bir koşul olduğunu bir kez daha belirtti. Ancak aynı zamanda devlet başkanımız, Batı Azerbaycanlıların geri dönme isteğinin Ermenistan'a karşı bir toprak talebi anlamına gelmediğini de vurguladı. Cumhurbaşkanının konuşmasında ayrıca mevcut Ermeni liderliğinin Batı Azerbaycanlıların geri dönmesine izin vermediği ve bunun barışı engellediği de belirtildi. Resmi Erivan'ın bir UNESCO izleme misyonuna izin vermesi ve Toplulukla geri dönüş konusunda diyaloğa girmesi gerektiği belirtildi. Başlamak için, Ermeni liderliği Topluluk temsilcilerini kabul etmelidir. Bunlar Azerbaycan tarafının çağrıları ve beklentileridir. Devlet başkanı ayrıca konuşmasında Batı Azerbaycanlıların güvenli ve onurlu bir şekilde anavatanlarına döneceklerine ve bölgede kalıcı barışın sağlanacağına olan inancını dile getirdi. Bu inanç, bu talep uluslararası hukuka ve adalete olan inancın bir tezahürüdür. Evet, yerinden edilmiş ve daimi ikametgahından taşınmaya zorlanmış her kişi anavatanına dönme hakkına sahiptir. Bu, uluslararası hukukun temel ilkelerinden biridir ve bu ilke hiçbir şekilde inkar edilemez.
Analist, Batı Azerbaycan'a dönüş konusunun, kardeş Türkiye'nin başkentinde çok sayıda tanınmış siyasetçi ve kamu figürü, milletvekili ve bilim adamının katılımıyla düzenlenen bir konferansta geniş bir tartışmaya açıldığını, bunun Batı Azerbaycan gerçeklerinin Türk dünyası düzeyine taşınması, dünyaya yayılması ve tanıtılması açısından çok önemli bir olay olduğunu kaydetti:
"Türk dünyası için önemli olan tüm alanlar her zaman gündemde olmalıdır. Batı Azerbaycan'a dönüş meselesi, Türk Devletleri Örgütü (OTS) çerçevesindeki tüm güncel meseleler gibi, gündeme getirilmelidir. Ermeniler, Çarlık ve Sovyet dönemlerinde sadece Azerbaycanlılara değil, diğer Türk halklarına karşı da baskılara, soykırımlara ve sürgünlere aktif olarak katıldılar. Bugün, tüm bu acı gerçekleri birlikte ortaya koymanın zamanı gelmiştir. Tarihi adaletin yeniden tesisi için birlik ve dayanışma göstermeliyiz. Bu bağlamda, Azerbaycan ve Türkiye temsilcilerinin bir araya geldiği Ankara konferansı, tüm Türk dünyası için olumlu bir örnektir."