Tarih: 20.06.2023 13:42
Atatürk'ün esir alınan Yunan generaline karşı tavrı...
Türk gazeteci Hasan Barin tum1haber.com, için kaleme aldığı Kuran'ın yakılmasına izin veren 'Demokrasi': Özgürlük mü, sapıklık mı? makaleyi orijinal halinde sunuyoruz:
Danimarka'da aşırı sağcı bir siyasi parti olan Stram Kurs'un lideri Rasmus Paludan, 21 Ocak Cumartesi günü İsveç'teki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim'i yakacağını duyurmuştu.
Bunu bir Türk caminin önünde yapacağını duyurdu ve bir mum yaktı.
Bu ahlaksızlığı ne zaman ve nerede yapacağınıza dikkat edin, İsveç hükümeti hiçbir önlem almıyor!
Neyse ki hiçbir şey olmuyor, birkaç kez daha yaptı.
En son çok gürültü yapıp videolarını yayınladığında tehditler yemeye başladı. Bildiğim kadarıyla; Şimdi kapı önünde, polis eşliğinde, evindeki hayati tehlike ile uzun süre ara verdi!
Ne dinimiz, ne kültürümüz, ne örfümüz, ne de böyle bir şey yapılmalı, hatta düşünülemez bile!
Burada yapılamayacağını kanıtlamak için örnekler vermesem de edebe saygısızlık olur.
9 Eylül 1922'de İzmir işgalden kurtarıldı. 10 Eylül 1922'de Atatürk, Karşıyaka'daki İplikçizade Köşkü'ne geldi. İnsanları gülümseyerek selamlarken, karşısında yerde yatan yüzbinlerce askerin şehit olmasına zemin hazırlayan ülkenin bayrağını görünce yüzü asılıyor.
'Yunan bayrağını neden indirdiniz?' diye soruyor.
'Efendim, Yunan Kralı Konstantin bu köşke geldi ve bayrağımız önünde dalgalanarak yanından geçti.' Yer yer haklı sayılabilecek intikam ve kıyas kokan bir cevap aldığımda;
Türk kültürünü özetleyen tarihi bir cevap vererek 'Bayrak bir milletin şerefidir. Ne olursa olsun çiğnenemez, ayaklar altına alınamaz' diyor.
Bayrakçılar, Konstantin'de gördükleri görüntünün aynısını Atatürk'te görmekte ısrar ederler.
İntikam arzusunun verdiği cesaretle, son bir çıtırtı ile dökülen sözlerle;
'Ama bunu Yunan Kralı yaptı!' 'Yunan Kralı yanlış bir şey yaptı' dediklerinde ve istemiyorsa bayrağı yerden kaldıracak.
Şimdi son cümleden sonra;
Saf mermerlerin göründüğü koridorda sadece gururlu adımlarla yürüyen kararlı bir askerin ayak sesleri var.
Ne de olsa Büyük Taarruz sırasında muharebe alanında Yunan bayrağının yere düştüğünü görünce, 'bayrağı çek' diyen bir komutandan başka bir davranış beklenemezdi.
Yunanistan, dünya medeniyetinin ülkesine ve Kralına borçlu olduğuna inanılıyor!
Öte yandan Türk'ün edebî, hatta düşmanın değerlerine ve şerefine hürmet!
Aşırı çevrelerce bile hiçbir ülkenin bayrağının saygısızlık edildiğine rastlamadım.
Bundan sonra böyle bir disiplinsizlik yapılırsa hemen söylüyorum:
'Yanlış, utanç verici, kaba, kaba.'
Büyük Taaruz'dan sonra Yunan Komutanı Trikopis, Kütahya-Çalköy'de Murat Dağı yakınlarında esir alındı.
İsmet, İnönü'nün huzuruna çıkarılır.
İsmet İnönü, Trikopis'i yatıştırdıktan sonra esir aldığı generallerle birlikte Atatürk'ün yanına getirdi.
Gazi Paşa, esir generalleri karşılayıp onlara çay ikram ettikten sonra Trikopis'e 'Bu iş nasıl gitti?' diye sordu. Trikopis başını eğiyor ve sessiz kalıyor.
Düşman komutanı tarafından ezildiğini gören Mustafa Kemal, onu teselli etmek için: 'Rahat ol, çünkü görevini yaptın.' Artık misafirimizsiniz. En büyük komutanlar bile esarete mahkum olabilir' diyor.
Kısa bir süre sonra Trikopis; 'Yaşlı olduğunuzu biliyordum ama şaşırdım, çok gençsiniz sayın general' diyebilecek kadar rahat.
Atatürk'ün çok saygı duyduğu aynı Trikopis, Yunanistan'a teslim edildiğinde Yunanistan'da idam edildi.
Bir yanda yüksek demokrasi seviyesiyle tanınan ülkeler; Bir yanda Türk halkının demokrasiden aciz olduğu biliniyor, Türkiye!
Günümüzde Demokrasinin adı kabalık ve saygısızlık olmuştur.
Bizden sıkılan, bizimle baş edemeyen, boyun eğmeyen; Kitabımızı, Bayrağımızı, Dedemizin oyuncak bebeğini, resmini yakıp, yırtıyorlar.
Ancak devletin bayrağına duyduğu saygı; başkasının ülkesine, bayrağına, devlet başkanına saygı duyar.
Bir insan, bir başka ülkenin bayrağına, kendi ülkesinin başkanına saygısızlık etmeyecek ölçüde, ulusal bayrağa ve ülkenin cumhurbaşkanına saygı gösterdiği gibi; aynı zamanda sözde eylemi yapanın kendisine biçtiği değeri de gösterir.
Bu sözde eylemlere o toplumdaki karşılık; o toplumun generalinin o topluma verdiği değeri de ifade eder.
Kutsala saygı, değer yargıları bakımından çok yüksek olduğumuz için;
Çaresizliği ifade eden bu sözde basit eylemleri yaparak kendilerini küçük düşürenler; Böyle aşağılanmamızı bekleyecekler!
Sağlıkla, huzurla ve saygıyla kalın!
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —