İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Arakçi, Salı akşamı Hamedan Eyaleti İdare Şurası toplantısında yaptığı konuşmada, 12 günlük savaşta İran'ın zaferinde Hava ve Füze Savunması Kuvvetleri'nin oynadığı stratejik role işaret etti ve bu başarının Silahlı Kuvvetler'in fedakârlığıyla mümkün olduğunu vurguladı.
Arakçi, "Hava Kuvvetleri, ülkenin füze gücünü büyük bir yetkinlikle inşa etti ve korudu. 12 günlük savaş sırasında füzelerimiz, hedeflerine son derece hassas şekilde isabet etti ve düşmanın planlarını tamamen bozdu" dedi.
Dışişleri Bakanı, "İran'ın bu savaştaki zaferi, şehitlerin fedakârlığına ve askerî personelin çabalarına borçludur. Savunma ve taarruz kapasitemizi geliştirenler, bu muharebenin kaderini belirleyen aktörler oldu" diye ekledi.
"ABD'nin amacı İran'ı Teslimiyete Zorlamaktı"
Arakçi, ABD'nin savaşa müdahil olmasının asıl amacının İran'ı zorla teslim etmek olduğunu belirterek, "Amerikalılar, sürpriz saldırılarla ve ilk darbelerle İran'ın kısa sürede beyaz bayrak çekeceğini zannettiler. Ancak liderliğimizin akıllıca tepkisi ve Silahlı Kuvvetler'in hızlı müdahalesi, savaşın gidişatını tamamen değiştirdi" dedi.
Dışişleri Bakanı, İran füzelerinin savaşın dengesini nasıl değiştirdiğine dikkat çekerek, "Siyonist rejimin, Batılı müttefiklerin desteğiyle kurduğu çok katmanlı hava savunma sistemlerine rağmen, gökyüzü pratik olarak İran füzelerinin eline geçti. Bu füzeler her geçen gün daha da isabetli ve etkili hale geldi" ifadelerini kullandı.
Arakçi, "Sonunda, savaşın ilk günlerinde 'kayıtsız teslimiyet' çağrısı yapanlar, savaşın sonunda zorunlu olarak 'kayıtsız ateşkes' mesajı göndermek zorunda kaldılar. İşte bu, dirençli bir milletin ve ulusal kapasitesine dayanan bir devletin farkıdır" diye konuştu.
"Millet, Ahlaki Sınırları Aşan Bir Düşmana Karşı Direndi"
Arakçi, halkın düşman karşısındaki direnişine de değinerek, "İran halkı, gurur ve ulusal şeref duygusuyla baskı ve suçlara rağmen ayakta kaldı ve yönetimiyle ulusal kapasitelerine olan güvenini korudu" dedi.
"Düşman, tüm insanlık ve ahlaki sınırları aşmıştı. Siyonist rejim, Gazze'de işlenmemiş bir suç bırakmadı; tek yapmadığı suç, nükleer tesislere saldırmasıydı ki bunu da İran'a karşı işledi" diye ekledi.
Dışişleri Bakanı, "Uluslararası hukukun temel kurallarına göre, bu rejimin ABD'nin açık desteğiyle işlememiş hiçbir suç kalmamıştır" ifadesini kullandı.
120'den fazla ülke, İran'ın meşru savunmasını destekledi"
Arakçi, halkın birliği ve devlete güveninin ülke krizlerinden çıkıştaki belirleyici faktör olduğunu belirterek, "Halkın direnişi ve hükümete verdiği destek, düşmanların hedeflerine ulaşmasını engelleyen en büyük engeldir" dedi.
Dış politikanın da bu süreçte uluslararası arenada İran'ın haklı davasını savunmak için yoğun çalıştığını belirten Arakçi, "Diplomasi, İran'ın meşru savunmasını uluslararası toplumda meşrulaştırmak için tüm imkânlarını seferber etti. Bu çabaların sonucunda 120'den fazla ülke, ABD ve Siyonist rejimin saldırılarını kınadı ve İran halkıyla dayanışma mesajı gönderdi," diye konuştu.
Arakçi, bu küresel siyasi ve ahlaki dayanışmanın, "İslam Cumhuriyeti İran'ın yumuşak gücünün somut örneği olduğunu ve direniş diplomasisinin sahadaki askeri gücümüzle nasıl uyum içinde işlediğini gösterdiğini" vurguladı.