Tarih: 04.12.2025 13:31

Anahtar Parti Sözcüsü Fuat Geçen: “Asgari ücret en az 34 bin lira olmalı”

Facebook Twitter Linked-in

NAZLI ÖNGÖREN / ANKARA - BHA

Anahtar Parti Sözcüsü Fuat Geçen, partisinin genel merkezinde basın açıklaması yaptı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Geçen, konuşmasında özetle şu ifadelere yer verdi:

"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de Plan Bütçe Komisyonumuz çalışmalarını bitirmek üzere. Daha sonra Meclise inecek. Asgari ücretle alakalı olarak görüşmeler başlayacak. Asgari ücret konusunda Anahtar Parti olarak Ekonomi ve Kalkınma Politikaları Başkanlıklarımızın müşterek yürüttüğü bir çalışma sonucunda, asgari ücretin 2026 yılı için en az 34 bin TL olması konusunda parti görüşümüz var. Altını çizmek istiyorum, asgari ücret, parti görüşümüz olarak en az 34 bin TL olmalı. Türkiye'de açlık ve yoksulluk sınırı rakamları da açıklandı. Açlık sınırı 29 bin TL, yoksulluk sınırı da 97 bin TL. Dolayısıyla bu rakamlar baz alınacak diye düşünüyoruz. Emeklilerimiz açlık sınırı altında ücretle şu anda geçinmeye çalışıyor. Geçinemedikleri koca bir gerçek. En azından 2026 yılı için siyasal iktidarın, açlık sınırının altında emekli maaşının kalmamasına dikkat etmesini ısrarla talep ediyoruz.

Süreç ülkemizin ve milletimizin asla lehine değildir

PKK terör örgütü sözde yöneticileri yaptıkları açıklamalarda; sembolik olarak silah yaktıklarını, aslında silah bırakmadıklarını, sürecin ikinci evresinin 'yasal düzenlemeler evresi' olduğunu, suç işlemedikleri için af istemediklerini, özgürlük yasaları çıkarılması ile örgütün en tepesi de dahil olmak üzere siyaset yapacaklarını, Meclisin Öcalan'ın ayağına gittiğini açıkça ifade ederek hain kurgularının kendilerince işlemekte olduğunu belirtmişlerdir. Bunlarla da yetinmeyen sözde terör örgütü yöneticileri ve DEM Parti yetkilileri; Türkiye'nin adım atmaması, Kürt varlığının tanınmaması durumunda Türkiye'nin geleceğinin karanlık olduğunu söyleme cüretini maalesef kendilerinde görmüşlerdir. Bu süreç, ülkemizin ve milletimizin asla lehine değildir. Siyasal iktidara çağrımız; PKK terör örgütünün sözde temsilcilerinin bu taleplerine karşı, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin suskunluğu bir tarafa bırakarak bu söylemlere cevabının ne olduğunu bir an önce açıklamasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelenekleri olan bir devlettir

Kürt yönetimi adı altında Irak'ta bir yapı var. Daha önceki başkanı bir aşiret reisi, Cizre'de bir sempozyuma davet edildi. Bu davetin, 'terörsüz Türkiye sürecine destek mahiyetinde' olduğu konusunu bilmiyorum, söylememe gerek var mı? Bu saikle davet edilip gelen bir aşiret reisi ülkeye girerken kendi korumalarıyla, uzun namlulu silahlarıyla ve özel giysileriyle, tabiri caizse sempozyuma şov yaparak Barzani'yi getirdiler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelenekleri olan bir devlet. Biz aşiret devleti değiliz, hamdolsun. Ülkemize gelecek misafirlerimizi koruyacak kadar kudretimiz, imkânlarımız, geçmişimiz var. Bu görüntü milletimizi çok üzmüştür. Bu görüntü, devletimizin geleneklerine yapılan bir saygısızlıktır.

Whatsapp Image 2025 12 04 At 12.49.46 (1)

Bir dini lider gezisini aşan bazı kasıtlar gördük

Geçen hafta Katolik camiasının ruhani lideri Papa Leo, Türkiye'yi ziyaret etti. Dini liderlerin ülkeleri ziyaretleri önemlidir. Bunlara kolaylık sağlamak bizim ecdadımızın vazgeçilmez karakteridir. Ecdadımız, inançlara, kültürlere olan saygısı sebebiyle emperyal bir devlet olmamıştır. Bunu sadece biz değil, bu konuda tarih bilimcilerinin hepsi bu hakkı yerine koyarlar. Gelmesi sırasında, gitmesi sırasında bütün titizliğin gösterilmesi elbette çok doğruydu ve olan yapılmıştır. Ancak bir dini liderin gezisini aşacak şekilde, çeşitli ritüellerin, tarihe mal olmuş bazı şeylerin yeniden hatırlatılması adına, canlandırılması adına, bir dini lider gezisini aşan bazı kasıtlar gördük. Özellikle Papa'nın karşılanması ve ziyaret programına baktığımız zaman, bunu bir siyasi, bunu bir rövanşist, bazı ertelenmiş duyguların tezahürü şeklinde anladık.

Gerçek niyetleri ortaya çıkmıştır

Amerika'nın Türkiye Büyükelçisi aynı zamanda Ortadoğu Özel Temsilcisi Tom Barrack, her hafta bölge ülkelerinin birinde Türkiye'nin de özne edildiği açıklamalarını sürdürüyor. Geçen hafta da Yunanistan'da 1919 tarihine atıfta bulunarak 'Amerika ulus devletler tarafından engellendi' ifadesini kullanmıştır. 1919 tarihi Türk tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bizim emperyalist ülkelerce paramparça edilmeye çalıştığımızda, 1919'da yanan bir meşalemizle Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur. Dolayısıyla bu ulus devlet göndermesi, 'Amerika'yı engellenmiştir', 'Amerika'nın bu bölgedeki yapacaklarının önünde bir engel' gibi sunulan bu ifadeye ve yürütmenin, siyasal iktidarın, devletimizin hükümetinin Ruhban Okulu'yla ilgili herhangi bir tarih vermediği halde, Büyükelçinin Ruhban Okulu'nun açılışıyla ilgili de bir tarih vermesi ayrıca çok düşünmeye değer bir konu olarak gördüğümüzü belirtmek isterim. Bu ifadelerle, bölgemizdeki Amerika Birleşik Devletleri'nin biz dahil master planının ne olduğu konusunda da bu açıklamalar bize ABD'nin gerçek niyetinin ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Umarım ki devletimiz, hükümetimiz bu açıklamalardan hareketle gerekli tedbirleri alıyorlardır, almalıdırlar.

Anahtar Parti'nin baraj sorunu yok

Anket çalışmaları, siyasi partilerin vazgeçilmezi. Birden çok siyasi anketler haftalık, aylık, bazen 15 günlük yayımlanır. Biz de onu çok önemseriz, siyaset önemser, takip ederiz. Şu ana kadar anketlerde Anahtar Partimizin 1 yıllık bir parti olmamıza rağmen, yüzde 4 ila yüzde 5 skalasında, özellikle son 15 günde yayımlananlara baktığımız zaman yüzde 5'i biraz aşan, yüzde 4'ün üzerinde anketlerle karşılaşıyoruz. Fakat biz özel bir anket yaptırmadık. Sayın Genel Başkanımızla il ziyaretlerimizde gördüğümüz manzara, Anahtar Partimizin baraj sorununun kalmadığı yönündedir. Hamdolsun, halkımızın teveccühüyle Anahtar Partimizin bugün itibarıyla baraj sorunu yok; bunu söyleyebilirim.

Asla itibar edilmeyecek bir söylemdir

İmralı'dan ulaklar aracılığıyla iletilen 'darbe' söylemi çok kritik bir konudur. Ülkemizin tarihinde yeri olan, travmalarımız olan, demokrasiyi kesintiye uğratan, hepimizin bu konuda kötü anıları olan, yaşımız gereği birçoğuna şahitlik ettik, müdahalelerdir bunlar. Bunu, kendi emelleri gerçekleşmezse bu da olur diye topluma korku salmak, muhatapları bununla yola ve dize getirmek stratejisinin takip edildiğini sanıyorum. Asla itibar edilmeyecek bir söylemdir. Burada önemli olan sizin onlara ne kadar çok hizmet ettiğinizle ilgili ölçüm yapmalarıdır. Terör örgütünün hedefi, planları ve referansları bellidir. Bunlardan kırk yıl içerisinde bir milimetre bile sapmamıştır.

Asla onaylamayız doğru bulmayız

Şimdi bir aşiret reisinin Türkiye'deki az önce bahsettiğim güvenlik endişesi, güvenlik gösterisi, güvenlik şovuyla ilgili bir eleştirisi olmuştu Sayın Devlet Bahçeli'nin… Daha sonra Bahçeli'ye karşı eleştiride bulunmasını Anahtar Parti olarak aslında düşündürücü buluruz. Türkiye Cumhuriyeti'nde bir siyasi parti liderine, bir aşiret reisinin ayar vermesini asla onaylamayız, doğru bulmayız. Bu hususu da tenkit ederiz, bunu açıkça söyleyebilirim. Fakat başka bir şeyi de zamanı gelince söylemek durumundayım, tüm bu süreçlerin, PKK terör örgütünün kendine hizmet ettiğiniz, emellerine hizmet ettiğiniz müddetçe sizleri göklere çıkaracağını fakat emellerine karşı geldiğiniz anda sizleri nerelere kadar indirebileceklerinin de bariz bir göstergesi olduğunun da ayrıca altını çizmek isterim."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —