Ağzı olan konuşuyor…
Aslan parçaları; öncelikle dün akşam için hepinize teşekkür etmek lazım.
Sonucun ne olduğu emin olun kimsenin umurunda dahi değildir.
Karşınızda bulunan rakibin kim olduğu, bu rakiple karşılaştığınız sahanın ismi ve neresi olduğu, hatta alınan bu sonucun kimlerin ne işine yaradığıyla inanın bu şehrin gerçek evlatları ilgilenmiyorlar bile.
İlgilendiğimiz tek bir şey var; o da sizin alnınızın açık, yüreğinizin aslanlar gibi ve gönlünüzün de rahat bir şekilde o sahada, sadece ve sadece Erzurum için, göğsünüzde taşıdığınız arma için mücadele ettiğinizdir.
Biz bunu biliyoruz ve size gerçekten can-ı gönülden teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Malzemecisinden, sağlık ekibine kadar!
Futbolcusundan, idarecisine kadar!
Ve Yönetiminden, teknik kadrosunun tüm birimlerine varana kadar hepsine tek tek teşekkürlerimizi sunmamız lazım gelirken, vefa gösterip bağrımıza basmamız ve minnet ile saygı duymamız gerekirken;
Sanal âlemde, hem de bu kadim şehrin adını kullanılarak kurulmuş bir derneğin, yönetimi adına ahkâm kesmenize; ne müsaade ederiz, ne de sessiz kalırız.
Sen (!) öncelikle o adını kullandığın derneğin yönetiminden hemen istifa et.
İstifa et ki; yapacağımız yorumlarda, bu şehrin adını taşıyan dernek, daha fazla sıkıntı yaşamasın.
Kaç sezondur bu takım; yediden yetmişine, en küçük elemanından en büyük yöneticisine kadar gerçek taraftarıyla, gerçek sevenleriyle ve her biri ayrı bir destan olan oyuncularıyla; neler çektiler, neler yaşadılar, nelere katlanıp-nelerden vaz geçtiler bilemediniz.
Ve bunları yaparken de birileri gibi bu şehirden, bu takımdan kaçıp kurtulmayı seçmeden; sadece ve sadece mücadele etmeyi tercih ettiler. Acaba diyorum, senin ve senin gibilerinin bundan haberi var mı?
Kaç sezondur bu takım; yokluklarla, ihanetlerle, dalaverelerle, tiyatro oyunlarıyla ve hatta birilerinin gölge "VAR" lıklarıyla nasıl uğraştıklarından, nasıl mücadele ettiklerinden ve dahi çoğu zaman sahada değil, senin gibi sonradan taraftar "brütüs"ler sayesinde ihanete uğrayıp perdenin ardında mağlup olduklarından, hatta ve hatta yetmezmiş gibi kışın çilesinden, yazın sıkıntılarından nasıl mücadele ettiklerinden haberiniz yoktur değil mi?
Haberinizin olmadığı ne kadar belli değil mi?
Haberiniz olsa idi bu şekilde konuşup, gönül kıracağınıza; gönül rızaları ile büyük bir sevda ve sevgi bağlantısı içerinde bu takıma hayat veren bu değerli kardeşlerimizi bırakın eleştirmeyi, üstüne üstlük özür dileyip karşılarında saygı ile eğilirdiniz.
Kaldı ki;
Değil Furkan'a laf söylemek, onun ayağına giyinmiş olduğu ayakkabılarına dahi laf ettirmeyeceğimizi ve hatta gerekir ise bu uğurda değil Fenerbahçe maçı skoruna takılıp kalmayı, tüm sezonun her maçında alacağımız yenilgilerine rağmen "canınız sağ olsun aslan parçaları" der geçeriz.
Sonrası mı?
Sekmen diye bir ağamız,
Ahmet diye bir başkanımız
Ve dahi Kutlu bir Hakanımız var bizim!
Daha önceden baktıkları gibi bakarlar sonrasına, hiç sıkıntı değil.
Saha bizim, ayaz bizim, kış bizim…
Kime ne?
Sen ve senin zihniyetinde olan ve bu şehrin ayazını bırakarak kaçanlar, sırf laf olsun diye yorum yapma hatasına düşerler ise, bizde bu sefer;
Şehir bizim, takım bizim, saz bizim…
Sana ne? Der, geçeriz.
Bir de "gereği yapılsın lütfen" diye emri vaki yapmış, iki gözümün çiçeği,
Değil mi ki, ağzı olan konuşuyor,
Emrin olur paşam, başka…