600 Bin Kamu İşçisine Fiyasko Sözleşme: Ne Umduk, Ne Bulduk!
TÜM1HABER / ÖZEL-YORUM-HABER… 3 Ağustos 2025
Dün itibariyle 600 binden fazla kamu işçisinin aylardır umutla beklediği toplu iş sözleşmesi, ne yazık ki büyük bir hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Masaya umutla oturanlar, masadan öfkeyle kalktı. Verilen zam oranı, yapılan ek protokoller ve açıklanan iyileştirmeler, bırakın geçim derdini hafifletmeyi; temel insani ihtiyaçlara bile yetmiyor…

İşçi sendikalarıyla hükumet arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, emekçinin hakkını teslim etmekten çok uzak bir noktada kapandı. Sözde kazanımlar, enflasyonun altında ezilen maaşlara makyaj yapmaktan ibaret kaldı.
Tatlı vaatler, acı gerçekler…
Müzakereler boyunca kamuoyuna yansıyan mesajlar, işçilerde büyük bir beklenti oluşturmuştu.
"Refah payı artırılacak",
"en düşük ücret yükselecek",
"sosyal haklar güçlendirilecek" gibi açıklamalar manşetleri süsledi.
Ama sonuç?
Verilen zam oranı, pazardaki domatesin artış hızına bile yetişemiyor…
Sosyal yardımların iyileştirildiği iddiası, emekçinin mutfağına girmiyor.
Taşeron işçilerin kadro hayali, yine başka bahara bırakıldı.
İşçiler isyanda: "Helal etmiyoruz!"
Sosyal medyada ve işçi forumlarında adeta infial var. Yüz binlerce işçi ve aileleri, "bu alın terine reva mı?", "bu mu insanca yaşam?" diyerek tepkisini dile getiriyor.
En dikkat çeken yorumlardan biri şu:

"Bize 'sabredin' dediler, sabrımızı sömürdüler. Bu sözleşmeyi yapanlara hakkımızı helal etmiyoruz…"
Sendika temsilcileri de tepkili. Bazı sendika yöneticileri, görüşmelerde hükümetin dayatmacı tutumunu ve alternatif önerilere kapalı yaklaşımını açıkça dile getirdi. Ancak işçilerin bir bölümü de sendikalara sitem ediyor: "Masada bizim için pazarlık yapmadılar, teslim oldular."
Enflasyon yükseliyor, geçim düşüyor…
Türkiye'de TÜİK verileriyle gerçek hayat arasındaki makas açıldıkça, kamu işçilerinin maaşları da erimeye devam ediyor. Özellikle ev kiraları, enerji faturaları ve gıda harcamaları göz önüne alındığında, açıklanan zam oranı yalnızca kağıt üstünde bir artış.
Bu sözleşme revize edilmezse, bu kriz büyür…
Uzmanlara göre, bu sözleşme sadece bugünün değil, önümüzdeki ayların da temel tartışma konusu olacak. Ekonomistler, kamu işçilerinin alım gücündeki düşüşün sadece bireysel değil, ülke ekonomisine de olumsuz yansıyacağını ifade ediyor.
TÜM1HABER Yorumu:
Bir ülkede alın teri karşılıksız kalıyorsa, masa başında yapılan sözleşmeler değil, sokaktaki çığlıklar tarihe geçer. Kamu işçisinin hakkı günü kurtarmaya göre değil, insan onuruna yakışan bir yaşam standardına göre belirlenmelidir. Aksi halde bu fiyaskonun faturasını sadece işçi değil, ülke öder.
Tüm1haber/Hakan Dikmen
Siz ne düşünüyorsunuz?
Bu sözleşme sizin için yeterli mi? Görüşlerinizi [yorum bölümümüzde] paylaşın. Emekçinin sesi burada susturulmaz!