Sivil Alan Araştırmaları Derneği'nin 19 Mart–1 Eylül dönemini kapsayan yeni raporu, gözaltılardan üniversite disiplin cezalarına, basın kısıtlamalarından sosyal hak ihlallerine kadar geniş bir çerçevede gençliğe yönelik baskıyı ortaya koyuyor.
Gözaltı Tablosu: İlk 10 Günde Binlerce Kişi İşlem Gördü
Sivil Alan Araştırmaları Derneği'nin yayımladığı "19 Mart Sürecinden Bugüne: Öğrenci-Gençliğe Yönelik Hak İhlalleri İzleme Raporu", Türkiye'de protesto hakkı, ifade özgürlüğü ve üniversite yaşamı üzerinde artan baskının 5,5 aylık fotoğrafını sunuyor. Rapora göre 19–29 Mart tarihleri arasında 1.879 kişi gözaltına alındı, 260 kişi tutuklandı ve 468 kişi adli kontrolle serbest bırakıldı. Gözaltıların ağırlıklı olarak İstanbul ve Ankara'da yoğunlaştığı belirtilirken, İçişleri Bakanlığı'nın açıkladığı 1.418 kişilik gözaltı verisi de raporda karşılaştırmalı biçimde değerlendirildi.
Rapor, protestoların başladığı ilk günden itibaren sahadan gelen bilgileri kronolojik biçimde aktarıyor. Galata Köprüsü yürüyüşü, Cevahir AVM çevresindeki müdahaleler, Şişli ve Saraçhane'deki toplanmalar, Beşiktaş ve Kadıköy'deki engellemeler ile ODTÜ'de kampüs içi eylemler raporda yer alan örnekler arasında. Bu çerçeve, yalnızca sayıların değil, sokakta yaşanan gerilimin ve güvenlik güçleriyle protestocular arasındaki temasın niteliğinin de anlaşılmasına olanak sağlıyor.
Toplantı ve Gösteri Hakkına Müdahaleler: Hukuki Çerçeve Kağıt Üstünde Kaldı
Rapor, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının hem anayasal hem de uluslararası sözleşmelerle güvence altına alındığını hatırlatıyor. Ancak valiliklerin getirdiği kapsamlı yasak kararları, eylem başlamadan yapılan önleyici müdahaleler ve toplulukların dağılmaması durumunda uygulanan orantısız güç kullanımı, hakkın pratikte daraltıldığını gösteriyor.
Bu dönemde sosyal medya paylaşımlarının, protesto çağrılarının veya eleştirel açıklamaların soruşturma konusu edilmesi dikkat çekiyor. Raporda, "cumhurbaşkanına hakaret", "kamu görevlisine hakaret", "suç işlemeye tahrik" gibi suçlamaların yoğun biçimde kullanıldığı, bazı paylaşımların dahi yargı sürecine taşındığı aktarılıyor. Aynı dönemde 14 gazetecinin gözaltına alınması, 7'sinin tutuklanması, canlı yayınlara müdahaleler, bant daraltma uygulamaları ve yayın kuruluşlarına verilen uyarılar, basın özgürlüğünün de doğrudan etkilendiğini ortaya koyuyor.
Üniversitelerde Disiplin Cezaları: Protesto Katılımı "Suç" Muamelesi Görüyor
Raporda geniş yer tutan bir diğer başlık üniversitelerdeki disiplin süreçleri. Çeşitli üniversitelerde öğrenciler hakkında açılan soruşturmaların gerekçeleri arasında halay çekmek, Nevruz kutlamasına katılmak, pankart taşımak, belirli sloganları paylaşmak gibi eylemler bulunuyor. Bu süreçte bazı öğrenciler uzaklaştırma cezaları, derslere giriş yasakları veya kampüse giriş kısıtlamaları ile karşı karşıya kaldı.
Bunun yanında, mezun kartı iptalleri, özellikle Boğaziçi Üniversitesi örneğinde öne çıkıyor. Mezunların kampüse girişlerinin engellenmesi, üniversite bileşenleri arasındaki ilişkiyi zedeleyen önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor. Rapor, Anayasa Mahkemesi'nin daha önce öğrencilerin eğitim hakkını güvence altına alan kararlarına atıf yaparak, mevcut uygulamaların hukuki temellerinin tartışmalı olduğuna işaret ediyor.
Ekonomik ve Sosyal Haklar: Barınma, Burs ve Sağlık Erişiminde Kaygı Verici Örnekler
Rapor, öğrencilerin eğitim yaşamını doğrudan etkileyen ekonomik ve sosyal hak ihlallerine de geniş yer ayırıyor. Bazı vakıf üniversitelerinde protestolara katılan veya politik içerikli paylaşımlar yapan öğrencilerin burslarının kesildiği, KYK yurtlarında ise çeşitli şehirlerde öğrencilerin yurtlardan atıldığı örnekler sıralanıyor. Gözaltı süreçlerinde hijyen eksikliği, yiyecek-içecek yetersizliği, hastane sevklerinin gecikmesi gibi kötü muamele iddiaları da raporda detaylandırılmış durumda.
Tutuklama ve ev hapsi kararlarının öğrencilerin derslere erişimini engellemesi, dönem kayıplarına yol açması ve sınavlara katılımı ortadan kaldırması, eğitimin sürekliliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Gençlik Üzerindeki Baskının Çok Katmanlı Fotoğrafı
Rapora göre 19 Mart sonrası dönem; ifade özgürlüğü, toplanma hakkı, eğitim hakkı, barınma hakkı, basın özgürlüğü ve sosyal haklar gibi birçok alanda iç içe geçmiş ihlallerin yaşandığı bir süreç olarak kayda geçti. Sivil Alan Araştırmaları Derneği, bu tablonun gençlerin hem eğitim hem de toplumsal hayattaki konumunu olumsuz etkilediğini vurguluyor.
Bu kapsamlı çalışma, protestoların yalnızca sokaklardaki görünürlüğünden ibaret olmadığını; üniversitelerden sosyal medyaya, burslard